Trabzon’un en güzel koyu imara açıldı

Trabzon Büyükşehir Belediyesi yine masa başında bir karar aldı.

Yine;

-Tek başına

-Tek karar organı olarak

-Kimse ile tartışmadan

-Kimseye danışmadan

-Kimsenin haberi olmadan

Oldu bittiye getirdi.

Şehrin en güzel koyu, imara açıldı.

100 yıl parkının deniz ile bütünleştiği, Balıkçı barınakları ile KTÜ sahil tesislerinin olduğu denize kıyısı da olan alana Bilim Merkezi yapılacak.

Belediyenin verdiği bilgide öyle akıllı kurnazca bir fotoğraf da kullanılmış ki, deniz gözükmüyor, objektif denize sırtını dönmüş. Millet de sanıyor ki, arsanın denize kıyısı yok

Oysa, ben şimdi size Bilim Merkezinin yapılacağı arsanın denizi gören kısmından fotolarını göstereyim

Şimdi buraya Bilim Merkezi yapılacak.

Kaç katlı belli değil.

Ne kadar alana belli değil.

Belediye sadece bilim merkezi yapılacağını belirtti.

Bilim merkezine karşı değiliz, yerine karşıyız.

Burası şehre an mesafe yakınlığında milletin deniz ile buluşabileceği ender yerlerden biri.

Burayı plaj yapsana.

Burayı denize girilebilecek yer yapsana

Burayı yeniden planla, denize kıyısı olan alan yapsana

Burada iskele yapsana.

Burayı 100 yıl parkı ile entegre etsene.

Millet denize girsin deniz…

Buraya adı bilim de olsa bina yapılır mı..? Denizle ilgili bilimsel araştırma mı yapılacak(!)

Yeşili yok edeceksin, ağaç keseceksin. Ya milletin nefes alacağı yer kalmadı bu şehirde.

Bilim merkezi için bir önerimiz var.

Mevcut yerine yapacağın masrafa, NEMLİOĞLU Konağının restorasyonuna kullan. Al sana tarih kokan konakta bilim merkezi.

Niye millete danışmıyor sunuz?

Niye tartışarak karar almıyor musun?

Niye ortak akıla inanmıyor sunuz?

Yetti artık.

Fatih’in fetih ettiği diye başlayan…!

Trabzon’un tanıtımında;

Çok güzel bir giriş tanımlaması vardır.

Fatih’in fetih etti

Yavuz’un yönettiği

Kanuni’nin doğdu…

Bunun sonuna da şu ilave edilirdi.

Atatürk’ün 3 kez ziyaret etti.

Ne hikmetse son yıllarda Atatürk’ün 3 kez ziyaret ettiği  ifadesi kullanılmaz oldu.

Oysa bakın geçmişe dönük Trabzon’u tanıtım metinlere… Seslendirmelere… Bu dört tanımlama art arda geliyor.

Trabzon’u anlatırken yarım bırakmayalım..

'Fatih’in fetih ettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni’nin doğduğu, Atatürk’ün 3 kez ziyaret ettiği..'

Budur Trabzon.

Eksik kalmasın

Bütün Yollar Şenol Güneş’e çıkıyor

Nasıl bütün yollan Roma’ya çıkıyorsa, Trabzonspor’da da Şenol Güneş’e çıkıyor.

Teknik adam olarak değil… Trabzonspor Başkanı olarak.

Güneş artık geldiği bu noktada Trabzonspor başkanı olmak zorundadır.

Madem bu şehri çok seviyor.

Madem bu şehir ile dertleniyor

Madem Trabzonspor’u sahipleniyor.

Madem, kitlelerin O’na olan sempatisi Trabzonspor’a taraftar kazandırıyor.

Artık, teknik adam olarak yapacağı bir şey kalmamıştır.

Yakında, çok yakında Fatih Terim, G.Saray’a başkan olur..

Şenol Güneş de Trabzonspor’a.

Artık Trabzonspor’un başına Şenol Güneş gelmeli.

Futbol yaşamındaki son durak budur.

Bu sorumluluktan kaçamaz.

Bir gün bu takıma Şenol Güneş başkan olacaktır.

Bu zorunlu bir kaçınılmaz sondur.

Hafriyat kamyonu ve kirlenen çevre

Yağmur mevsimine girdik. Trabzon sokaklarında hafriyat kamyonlar çevreyi özellikle asfaltı kirletiyor. Çamur deryasından çıkıp, çamur deryasına dalıp hafriyat taşıyan kamyonların lastikleri, asfalta çamur bırakıyor. 

Bu üç aşamalı masraf demek.

  1. Asfalt bozuluyor
  2. Çamurlu asfalt yıkanıyor
  3. Trafikte seyir halindeki araçlar zarar görüyor

Peki çözüm ne?

Bu işin yönetmenliği var.

Ya tekerlekler yıkanacak 

Ya da hafriyat alanında zemini tırtıllı iki havuz olacak. Araç bu havuzlara girip çıktıktan sonra trafiğe girebilecek.

Peki, bunlar yapılıyor mu?

Hayır.

Vur gitsin.

Çak gitsin.

Nasılsa devletimiz zengin. 

Bozlan asfaltı yeniden yapar. 

Vah sahipsiz Trabzon

ZAYTUNG

Kanuni'den sonra Fatih'i de Kanal D'ye kaptıran TRT, moralini diri tutmaya çalışıyor: ''Telaşa gerek yok, 34 padişah daha var...''