Covid ve Pandemi sürecinde gördük ki ekonomisi sağlam olmayan ülkeler, toplumlar ve kurumlar olumsuz durumdan çok fazla etkileniyor.   

Maslow’un ihtiyaçlar kanunun da ilk iki madde (Yemek, Giyinmek, Barınmak,  Güvende hissetmek, İş, Kaynak, Sağlık) hayatın olmazsa olmaz kavramlarını içermektedir. Bunlar risk altında ise insan fiziksel ve Psikolojik olarak kendini sağlıklı ve güvende hissedemez. Güven, bireylerin ve toplumların sağlıklı (Fiziksel, Ruhsal) yaşayabilmesindeki en önemli etkendir. Bu süreçte gösteriyor ki bugünün koşullarında iyi yaşamak istiyorsanız (birey ve ülke olarak) ekonominizin güçlü ve sürdürülür olması gerekiyor. Bu da ekonominin ülkelerin RUHU olduğu anlamına geliyor. Buradan da ekonominiz iyi değilse ruh sağlığınız da iyi değildir diye bir sonuç çıkartabiliriz.

 Covid süreci ile birlikte birde şu gerçeği gördük, eğer Ticaret, Rekabet, Vergi ve İş kanunlarınız günün ihtiyaç ve gerçeklerine göre çözümler üretmiyorsa ülkenizde gereğinden fazla üretim kaybı, iş kaybı, işsizlik artışı ve vergi kaybı yaşıyorsunuz. Birde tam anlamıyla kayıtlı bir ekonomi yapınız yoksa iyice sallanıyorsunuz. 

Tüm bunlar ülkemizde Ticaret, Vergi, Rekabet ve İş kanunlarının tamamının gözden geçirilip yeniden yazılması gerekliliğinin kaçınılmaz olduğunu aksi durumda tarihi bir fırsatı kaçıracağımızı gösteriyor. Zamana bırakılması en büyük kayıp olacaktır.

Anlattığım şeyleri birkaç örnekle özetleyeyim. 

  • Ticari işletmelerde bir unvan altında bir sürü iş tanımı yapılıyor.
  • Herkes, her yerde herhangi bir yeterlilik, yetki belgesi ve kriteri olmadan ne iş olsa yapabiliyor. 
  • Herkes her caddeye, sokağa bir kriter olmaksızın canı çektiği ölçüde aynı türden işletme açabiliyor. (Bilenler için Trabzon’dan bir örnek maraş caddesi üzerinde 500 metre içerisinde yaklaşık 57 adet cep telefonu işi yapan nokta bulunmaktadır)
  • İnternet üzerinden oluşturulan, iş kollarından kimin ne yaptığı belli değil. Yemek Sepeti çiçek, Çiçek sepeti yemek, A101-cep telefonu, Trendyol-fındık ezmesi (örnekler eklenebilir) satabiliyor.
  • İnternet üzerinden bir sürü yetersiz ya da fason işletme açılıyor ve dolandırıcılık yapılabiliyor.
  • İnternet siteleri kendi içlerinde, herkesin istediği gibi iş kolu kurmasına ve satış yapmasına hiçbir kritere bakmaksızın izin verebiliyor.
  • Üreticiler ya da Markalar kendi oluşturdukları, kendi kural ve kriterlerine göre sözleşme yaptıkları münhasır bayileri ile değişik yapılarla rekabet edebiliyor. Bu tespitler çok daha fazla arttırılabilir.                                                                                                   

Yukarıda tespitini yaptığım konuların hayata geçmesi ancak ilgili odaların, STK’ların, kurumların, üniversitelerin, yerel yönetimlerin ve kanun koyucuların bu süreçleri dikkate almaları ve sahip çıkmaları ile gündeme taşınabilir ve gerekli düzenlemeler yapılabilir. 

Bu gerçeklerle bu yazıyı okuyan herkesten burada yazılanlar hakkında sözünün etki edeceği her platforma gündem etmesini rica ediyorum.

 Bu yazı tam anlamıyla bir iyi niyet içeriğinde, ülkenin geleceğinde daha iyi şeylere hizmet edilebilmesi amacıyla yazılmıştır. 

Bu ülke hepimizin