HİÇ KIBLEYE DÖNÜŞMESİN...

HİÇ KIBLEYE DÖNÜŞMESİN...

Trabzonspor’a konuk olan Galatasaray’ın şımarık çocukları, “nasıl olsa yeneriz” mantalitesi içinde olunca ilk yarıda ne doğru dürüst bir oyun oynayabildiler ne de organize bir atak yapabildiler. Barış’ın tek bir gollük pozisyonu dışında derseniz, haksızlık etmiş sayılmam.

Rakibin bu olup bitenler karşısında sadece “nasıl olsa yeneriz” anlayışıyla hareket ettiğini söylemek de büyük haksızlık olur bordo-mavili oyuncuların emeğine, alın terine.

Şimdi gelelim sadede:
Trabzonspor takımı 3-4-1-2 dizilişiyle sahada yer aldı. Yeri geldi yedili savunma, yeri geldi 5-4’lük savunma anlayışıyla kıran kırana mücadele ettiler. Yetmedi, sahanın her diliminde basmadık yer bırakmadılar; yetmedi, adam markajları sonrası kazandıkları her topla öne oynayıp çoğaldılar. Rakip savunma arkasına sıkça sızıp pres yaparak Muslera’nın geriden oyun kurmasına izin vermediler. Kaleciyi hep degaja zorladılar.

Oyunu tek hat üzerinde değil, ters toplarla sahanın her bölümüne yaydılar. Kısacası ilk yarıda futbol adına her şey vardı; sadece gol yoktu. Devreyi en az 3-0’la kapatıp soyunma odasına gitmeleri gerekirken, elleri boş gitmiş oldular.

Nedenini siz de biliyorsunuz. Birincisi, Okay boş kale yerine topu direğe nişanladı. Sonrasında Visca, ardından Batista Mendy zor olanı seçip topu kaleciye nişanladılar. Bir de penaltı kaçınca “atamayana atarlar” sözü ilk yarıya damga vurdu.

Şimdi peşin peşin söyleyeyim: İlk yarı yarım takımla bu güzellikleri yapan takım, tam kadro olsaydı aynı oyunu oynayabilir miydi? İşte onu bilemiyorum. Çünkü bu takım temastan ürker, temaslı oyunu hiç sevmez; taçı bile boş alandaki arkadaşına veya geriye kullanmayı yeğler. Uzun süredir bu hep böyle oldu, ondan.

Bir ikincisi de hem eksik olacaksın hem de Galatasaray’ı yeneceksin… İşte bu ikisi bir arada olmaz, olmadı da! Ha, rotasyona karşıyım anlamına gelmesin; benim dediğim başka bir şey. Üçüncüsü ise, kupa finali öncesi bu bir prova ise saygı duyarım.

Sözün özü: Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarındaki Fatih Tekke eylemleriyle “kadro imkânım olursa iyi işler yaparım” mesajını veriyor. Bekleyip göreceğiz.

İyi şanslar! Şans hep yanınızda olsun sevgili sıra dışı bordo-mavili taraftarlar… Fırtına hep karayelden essin, hiç kıbleye dönüşmesin; dün gece ikinci yarıda olduğu gibi!