İmamoğlu’nun Diploması, Adaylığı ve Trabzon’dan Yükselen Sesler

İstanbul Üniversitesi, yıllar sonra bir kararla Türkiye’nin siyasi gündemini adeta altüst etti. Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal edildi. Hem de 1990’lara uzanan bir “usulsüz geçiş” gerekçesiyle. Hadi gelin, bu işin perde arkasına birlikte bakalım.

Şimdi soralım: Gerçekten 30 yıl sonra bir diploma nasıl bu kadar kolay iptal edilebilir? Hem de mezun olmuş, yıllarca özel sektörde çalışmış, belediye başkanlığı yapmış, hatta İstanbul gibi bir mega kenti yöneten bir isim hakkında?

İstanbul Üniversitesi diyor ki: “Yatay geçiş usulsüz, diploma geçersiz.”
İmamoğlu diyor ki: “Bu kararı alacak merci siz değilsiniz, yetkili olan İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu’dur.”

Yani karşımızda hukuki olduğu kadar siyasi boyutu da güçlü bir tartışma var. Hatta bazıları bu olayı "siyaseten yargı eliyle bir eleme operasyonu" olarak yorumluyor. Sebep mi? Türkiye’de cumhurbaşkanı olmanın ilk şartı: diplomalı olmak.

Bu gelişmenin yankısı sadece İstanbul’da değil, İmamoğlu’nun memleketi Trabzon’da da ciddi ses getirdi.
İYİ Parti ve CHP Trabzon İl Başkanları açık açık konuştular:
Bu karar hukuk dışı, siyasi, halkın iradesine karşı bir müdahale.
Trabzon’da il başkanları ve örgütler olağanüstü toplanıyor, yani mesele artık “kişisel” değil, “toplumsal bir tepki” halini alıyor.

İmamoğlu da zaten meseleyi yargıya taşıyacağını açıkladı. Yani top şu an hukukun sahasında. Ancak bu kararın siyasi etkileri yargıdan önce sahaya inmiş durumda. İktidara yakın çevreler sessizliği korurken, muhalefet cephesi bunu “siyasi mühendislik” olarak okuyor.

Ama sormadan edemeyeceğim: Eğer mesele gerçekten eğitimle ilgiliyse, neden 30 yıl beklendi?
Eğer mesele hukuksa, neden üniversitenin kendi içinde bile yetki tartışması yaşanıyor?

Şunu unutmamak gerek: Bu ülkede milyonlarca genç, üniversiteye büyük hayallerle gidiyor, mezuniyetini kutluyor, iş hayatına atılıyor. Şimdi biri çıksa ve “diploman iptal, çünkü geçmişte şu yönetmelik değişmemişti” dese, kim nasıl güvende hisseder?

İşte bu yüzden bu konu sadece İmamoğlu’nun değil, hepimizin meselesi.
Siyaset, hukuk kılıfına sarılmış hamlelerle şekillenmeye başlarsa, halkın iradesi değil, masa başı kararları ülkeyi yönetmeye başlar.

Son söz:
İmamoğlu aday olabilir mi? Hukuken şu an belirsizlik var. Ama halkın gözünde bu olay, onu adaylığa bir adım daha yaklaştırdı gibi duruyor.

Çünkü Türkiye’de her zaman bir kural geçerlidir:
Mağdur edilen, kahraman olur.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }