İzmir’de bulunan özel bir üniversitede öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Özhan Ünverdi, 13 yılda Gobi Çölünden Sahra Çölüne, Sibirya’dan Norveç’e, Fas’tan Kırgızıstan’a kadar 4 kıta, 43 ülke gezip motosikletiyle yaklaşık 160 bin kilometre yol katetti.

Yaşar Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özhan Ünverdi’nin, 2003 yılında İngiltere’de doktora öğrencisiyken okula daha ucuza gidip gelebilmek için aldığı mopetle başlayan motosiklet yolculuğu, kısa sürede bir tutkuya dönüştü. Ünverdi, aradan geçen 13 yılda, yorucu iş temposuna karşın fırsat bulduğu her anında vazgeçemediği tutkusunun peşinde Gobi Çölünden Sahra Çölüne, Sibirya’dan Norveç’e, Fas’tan Kırgızıstan’a kadar 4 kıta, 43 ülke gezip motosikletiyle yaklaşık 160 bin kilometre yol katetti.

Yrd. Doç. Dr. Özhan Ünverdi, kimi zaman yıllık izinlerinde kimi zaman ücretsiz izin alarak “Suzi” adını verdiği motosikletiyle iki teker üstünde dünyayı dolaşıyor. Doğayla, insanlarla, yolla etkileşim halinde olmakla, “yalnız başına kalma ve yabancı olma hissini” sevmekle tutkusunun ilk temellerinin atıldığını ifade eden Özhan Ünverdi, “İngiltere Loughborough Üniversitesi Fizik Bölümünde doktora yaparken bir arkadaşımla birlikte internetten aldığımız Çin malı mopet kutuda bize geldi. Bir fizikçi ve bir makine mühendisi, motorları bir ayda monte ettik. Mopetlerimiz 110 cc idi, çok az benzin harcıyordu. Bir süre sonra okula gidip gelmenin dışında İngiltere içinde gezmeye başladım, bundan büyük zevk aldım. Yalnız kalma, yolda olma, yol hikayesi biriktirme hissi bana hitap etti. Sosyal bir insan olduğum için gezmeyi, yeni kültürler tanımayı seviyordum, motosiklet bu hissi geliştirdi. Yeni bir motosiklet alarak 2006’da ilk kez uluslararası bir yolculukla İngiltere’den çıkıp bütün Avrupa’yı geçerek 5 bin kilometre yolculukla Türkiye’ye geldim. Asıl amacım, o zamanlar barış hakim olan Ortadoğu’yu gezmekti. Motorum arıza nedeniyle ciddi bir sorun çıkartınca İstanbul gümrüğünde perte çıkartmak zorunda kaldım. Bir süre sonra da İngiltere’ye döndüm” diyerek ilk yolculuklarını anlattı.

AVRUPA VE AFRİKA YOLCULUKLARI

Yrd. Doç. Dr. Ünverdi, motor tutkusunun hiç azalmadığını ifade ederek, “İngiltere’ye dönünce bir daha motosiklet alamadım. Ancak bendeki tutku azalmadı ve Türkiye’ye döner dönmez hemen bir motosiklet aldım. Çöle gitmek istiyordum. Nereye gideceğimi düşünürken 2009’da çok güzel bir doğaya sahip, oryantalist ama bir yandan Avrupai olan Fas’a gitmeye karar verdim. Avrupa’yı geçerek gittim ve Sahra Çölünde, Fas’taki şehirlerde inanılmaz güzel günler geçirdim. Türkiye’ye döndükten sonra akademik araştırmalarım için Almanya’ya ve ABD’ye gittim, ancak bu iki ülkede yoğun çalışma nedeniyle motosiklet alamadım. Türkiye’ye dönüşte yeniden motosiklet aldım ve 2013’te üniversite arkadaşımla birlikte İran’a gittik, 3 haftada bütün ülkeyi gezdik. 2014’te küçük bir Avrupa turu yaptık. Yunanistan, İtalya Amalfi sahillerinden oluşan harika virajlara ve keyifli bir sürüşe sahip küçük bir Avrupa turu oldu” dedi.

61 GÜNDE ORTA ASYA TURU

2015 yılında, 61 günde Orta Asya turu yaptığını da belirten Ünverdi, “Yaşar Üniversitesine başladığım dönemde, daha işe başlamadan 2 ay ücretsiz izin alıp Orta Asya turu yapmak istediğimi söyledim. Tek başıma Gürcistan–Rusya–Kazakistan–Özbekistan–Tacikistan-Kırgızistan, tekrar Rusya oradan Moğolistan’a inip güney rotasını geçtim. Dönüş yolcuğuna da Rusya’nın Ulan Ude şehrinde başlayıp Güney Rusyave Gürcistan’ı geçip yurda ulaştım. Bu gezi çok başkaydı, hiçliğin ortasında 5 gün motor sürdüm 2 çöl, 2 sıradağ ve Sibirya’yı geçtim. Yokluğun çaresizlik olmadığını, insanın isteyince her şeyi elindeki imkanlarla yapabildiğini, çare bulabildiğini gördüm. Hiç uykum gelmese, hiç benzin bitmese, hiç karnım acıkmasa da motorun üzerinden inmeden sürsem dediğim zamanlar oldu. Tacikistan’da Pamir’i geçerken 4 bin 650 metreye tırmanırken Kazakistan’da Hazar Denizinin etrafında dolaşırken eksi 32 metre irtifada sürdüm. Sibirya Tayga ormanları Altay Bölgesi beni çok etkiledi, sonsuz akan bir nehirden su alıp çay yapmak, yüzümü nehirde yıkamak inanılmaz bir duyguydu. Çok güzel insanlar tanıdım, hayat boyu unutulmayacak hikayeler biriktirdim. Orada tanıştığım birçok farklı milletten arkadaşım daha sonra Türkiye’ye geldi” diye konuştu.

19 ÜLKE GEÇİP NORVEÇ’E GİTTİ

Geçen yıl da kız arkadaşıyla birlikte Kuzey Işıklarını seyretmek ve Avrupa’da karayoluyla ulaşılabilinen kuzeydeki son nokta olan Nordkapp’ı görmek için Norveç’e gittiklerini söyleyen Özhan Ünverdi, “İpsala’den çıkıp 19 ülke geçtik. En kısa zamanda, en fazla ülke geçilen bir rotaydı. Avrupa’yı hızlı geçip Norveç’e gittik. Çok düşük bir ihtimali yakalayıp hava açık olan bir gecede Kuzey Işıklarını görme şansımız oldu. Ancak beni en çok etkileyen fiyortlar oldu. Fiyortların dibinde kamp kurmak, geceyi orada geçirmek inanılmaz bir deneyimdi” şeklinde konuştu.

KÜÇÜK BİR TEBESSÜM TÜM KAPILARI AÇIYOR

Yolda olmanın insana çok şey öğrettiğini ifade eden Ünverdi, en çok aklında kalanları, kendinde en çok iz bırakanları da anlattı. Ünverdi, “Yalnızca bir kez Moğolistan’da çölde takla attım. Bu da kendi hatamdan kaynaklanan bir kazaydı, küçük sıyrıklarla atlattım. Ancak aldığım eğitim, kurallara uymam, doğru kıyafet ve donanım, yoldaki başkaları kaynaklı olası tehlikelere karşı öngörülü olabilmek kazaların önüne geçiyor. Dil problemlerini ise batıda İngilizce, Asya’da ise çeviri programları vasıtasıyla aşmaya çalışıyoruz. Gideceğim yerlerin ana dilindeki temel cümlelerini öğrenmeye çalışıyorum. Onların dilinde birkaç kelime öğrenip konuşunca daha fazla yardımcı oluyorlar. Biriyle iletişim kurarken kaskınızı çıkartırken küçük bir tebessümle konuşmaya başlamak her şeyi bir anda çözüyor. Bugüne kadar nereye gittiysem hep misafirperverlik gördüm, özellikle de motosiklet kullananlar yardımcı olmaya çalıştı. Bunları sanılanın aksine çok parayla da yapmadım, para biriktirerek, lüks yaşam yerine kamp yaparak, yemeğimi kendim pişirerek, minimum gider minimum harcama ile bu kadar ülkeyi görme şansım oldu” diye konuştu.

(İHA)