Antalya’da okuma yazma bilmeyen 72 yaşındaki Emine Güler, azmiyle ilköğretim ve ortaöğretimi tamamladı. 12 senelik zorunlu eğitimi sınıf tekrarı yapmadan tamamlayan Güler, şuanda ise geçen sene kıl payı kaçırdığı üniversite sınavını tekrar kazanmak için yoğun bir şekilde ders çalışıyor.

Antalya’nın Kepez ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi, 3 torun sahibi 72 yaşındaki Emine Güler, 2003 yılında 58 yaşındayken televizyonda yaşlı bir kadının okuma yazmayı öğrendiğini gösteren bir haber izledi. Haberden etkilendikten sonra halk eğitim merkezine başvuran Güler, burada kısa süre içerisinde okuma ve yazmayı öğrendi. Daha sonra açık öğretime başvurarak eğitime başlayan Güler, 12 senede ilköğretim ve ortaöğretimi bitirdi. Evinde kendisine özel bir çalışma odası hazırlayan yaşlı kadın, her iki diplomayı alabilmek için günde 3-4 saatlik ders çalıştı. Yüzlerce ders kitabını bitiren Güler, liseden mezun olduktan sonra ise üniversite sınavına girdi ancak 128 puanda kalarak girmeyi başaramadı. Şu sıralar ise Güler, üniversiteyi kazanabilmek için yoğun bir şekilde ders çalışıyor. Amacının ömrü yettiğince tüm diplomaları toplamak olduğunu söyleyen yaşlı kadın, yabancı dil olarak da Almanca öğreniyor.

GÖZLERİ KATARAKT OLDU

2000 yılında geçirdiği kalp ameliyatı sonrası, doktorların çalışıp yorulursan ölürsün dediğini belirten Güler, uyarılara aldırış etmeyip diplomaları toplamak için çalışmaya başladı. Son olarak 1,5 sene önce sınava girdiğinde tahtaya yazılan yazıları göremediğini anlayan Güler, gözlerinde bir sorun olduğunu anladı. Doktora giden Güler, gözlerinde katarakt olduğunu, dinlendirmesi gerektiğini ve ameliyat olması gerektiğini söyledi. Buna rağmen çalışmaya devam eden Güler, gözlük yardımıyla ders çalışmaya devam edip üniversiteye hazırlanıyor.

“BEN ZORU SEVİYORUM”

Eğitiminde en büyük destekçisinin eşi olduğunu söyleyen Emine Güler, “Sınavlara eşim götürüyor. En büyük destekçim o oldu. Hiç okuma yazma bilmiyordum, sıfırdan başladım. Şimdi şuanda olan mevcut olan derslerim ve kitaplarımla meşgulüm. 12 Mart’ta en son üniversite sınavına girdim. Yanlışlar doğruyu götürdüğünü bilmiyordum. Yanlışlar doğruyu götürünce 128 puan aldım. 150 puan almam lazımdı. Üzülüyorum giremedim diye, devam ediyorum çalışmaya. Ölünceye kadar devam edeceğim.” dedi.

“OKUYARAK KENDİMİN DOKTORU OLDUM”

Sayısal derslerde zorlanmadığını da belirten Güler, cevapları mantık yoluyla çözdüğünü ifade etti. Tüm dersleri çok sevdiğini de dile getiren Güler, en çok zorlandığı dersin ise fizik ile fen dersi olduğunu söyledi. Güler, “Türkçeden kolay geliyor. Çünkü paragrafları az. Formülleri de aklımda tutabiliyorum. Cevap anahtarını işaretledikten sonra doğru ise eğer, mantıkla aklımı kullanarak bu neden doğru diye sorguluyorum. Hastalığım olduğu için okuduğum kitaplar sayesinde kendimin doktoru oldum. Fen bilgisiyle, fiziği doktorlar kadar ben de biliyorum. Ben zoru seviyorum. Önüme ne gelirse, hangi diploma gelirse almaya çalışacağım” diye konuştu.

GENÇLERE NASİHAT: “OKUYUP DA NE OLACAK DEMEYİN”

Son olarak gençlere nasihatte bulunan Güler, “Değerli gençler, değerli yetişkinler, okuyup da ne olacak dememeliyiz. Hastayım, yaşlıyım diye bir kenara çekilmemeliyiz. Çalıştıkça beyin ve beden kendini yenileyecektir. Bilgi olmadan, bilim olamaz. Başarının anahtarı kendine güven duygusudur. Gençlik istikbalin güneşidir. Bütün mutluluklar çalışma ve cesarete bağlıdır. Bilim insanı özgürleştirir, çağdaş uygarlı düzeyine ulaştırır” ifadesini kullandı.

(Suat Metin - Adem Akalan/İHA)