Amerika’nın Ortadoğu katliam şebekesi İsrail, Filistin’i işgal etme karanını onaylamış parlamentosunda.
İşgal, bir yeri geçici bir süre için ele geçirme olarak tanımlanıyor.
Geçici bir süre. Ne kadar, nereye kadar?
İşgale yakın ama daha ağır bir ifade var: İlhak.
O da egemenliği altına alma olarak tanımlanıyor.
İkincide yani ilhakta durum daha vahim.
Önceki yazılarımdan birinde Filistin’in işgal edilemeyeceğini, Hamas’ın, Kassam Tugayları’nın buna razı olmayacağını dile getirmiştim.
Amerika’yı tahakkümü altına alarak bütün para ve silah musluklarını kendine akıtan İsrail, Hamas’ın kendini feshetmesi ve sair şartlar öne sürüyor işgalden vaz geçmek için.
Kaybedecek bir şeyi kalmamış insanları en ağır tehditlerle bile yollarından döndüremezsiniz.
İnsan öldürürsünüz, kan akıtırsınız.
Çocukları, hamile ya da emziren kadınları, yaşlıları katledebilirsiniz ama bu sadece size olan öfkeyi büyütür.
Sadece Hamas ya da Filistin cephesinde değil bütün dünyada.
Nitekim öyle de oluyor.
Plan kurucuların en büyüğünün planı işlemeye başladığında gidecek yeriniz kalmayacak.
Arkasına saklanacağınız taşlar bile size yardım etmeyecek bilesiniz.
***
İçimizdeki hayvan severler Filistin için, Gazze için ne düşünüyor acaba?
Katledilen masum insanlar için bir şey beklediğimden sormuyorum bunu.
Filistin’de, onlara göre bir kıymeti harbiyesi olmayan, umursamadıkları mazlum insanlar yok sadece.
Bitki var, ot var, çimen çiçek var.
En önemlisi de kedi köpek var.
Elbette bize göre, akıl izan ve vicdan sahibi kimselere göre insan hayatı söz konusu olduğunda bunlar ayrıntı bile olmayacaktır.
Lakin onlar için kedi, köpek, kuşlar, yılanlar, çıyanlar önemlidir diye biliyorum.
Gazze’ye yüzlerce ton bomba atılırken, kundaktaki bebeler açlıktan bir deri bir kemik kalıp ölüyorken oradaki hayvanlar yan gelip yatıyor, keyif mi çatıyor sanıyor bu arkadaşlar?
On bir ilimizde yaşanan asrın felaketi sonrası ekipler nefes alabilen bir vatandaşa ulaşmanın derdindeyken kedilerin köpeklerin konum bildirimini yapıyor, iktidara, devlet yetkililerine çemkiriyorlardı.
Ne oluyor da susuyorlar şimdi?
Neyse bir şey beklediğimden değil, yem atmak istedim sadece. Belki aç, susuz kalmış hayvanlarla paylaşmak isterler?
***
Dostlar!
Şunu iyice bilelim ki benim klavye başındaki kahramanlığım, bazılarımızın zor şartlarda sürdürdüğü yardım çalışmaları, bir kısmımızın sabırla tekrarlanan eylemselliği işe yaramayacak.
Bu sadece durduğumuz yerin belli olması bakımından içimizi rahatlatacak.
Lakin bugün rahatımız bozulmadıkça yarınımız rahat olmayacak.
Ve tarih koca bir ümmetin Filistin’i ve Filistin davasını iliklerine kadar kendine dert ettiğine inandığım Recep Tayyip Erdoğan’ı yalnız bıraktığını bir utanç vesilesi olarak yazacak.