İskenderoğlu, birçok kesimde asgari ücretin 29–30 bin lira bandında olacağı yönünde bir beklenti oluştuğunu ifade ederek, “Her konuştuğumuz kişi benzer bir rakamdan söz ediyordu. Bu açıdan bakıldığında açıklanan tutar beklentilerin bir miktar altında kaldı. Ancak sonuçta bu bir takdirdir, hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.

Asgari ücretin bir taban ücret olduğunu vurgulayan İskenderoğlu, bunun üzerinde yapılacak ödemelerin işverenlerin inisiyatifinde olduğunu dile getirdi. Devletin belirlediği rakamın birçok alanda çarpan etkisi yaratan bir kriter olduğuna işaret eden İskenderoğlu, “29 veren de olur, 30, 40 hatta 50 bin lira veren de olabilir. Buna kimsenin itiraz etmesi söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

İşverenlerin de ciddi ekonomik zorluklar yaşadığını belirten İskenderoğlu, özellikle finansmana erişimde büyük sıkıntılar bulunduğunu söyledi.

Ticari hayatın büyük ölçüde banka kredileriyle döndüğünü kaydeden İskenderoğlu, “Bugün işletmelerin çok azı öz sermaye ile ayakta durabiliyor. Geri kalanların büyük kısmı krediyle dönüyor ve şu an krediye ulaşmak son derece zor. İşverenler de en az çalışanlar kadar zor bir dönemden geçiyor” dedi.

Önümüzdeki yılın hem işçi hem işveren açısından zor geçeceğini ifade eden İskenderoğlu, sürecin karşılıklı anlayışla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

İşçi-işveren uyumunun üretim ve verimlilik açısından hayati önemde olduğunu belirten İskenderoğlu, “İşçi mutlu olacak ki üretim olsun, başarı olsun. Bu dengeyi korumak zorundayız. Ben bu sürecin karşılıklı anlayışla yürütüleceğine ve sonunda hayırlı olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.