“Bayraklarımızı astık, gerekli izinler alınmıştı”

İYİ Parti Şalpazarı İlçe Başkanı Erol Demirbaş, belediye tarafından tahsis edilen salonda yaşanan bayrak tartışmasına dair süreci detaylarıyla anlattırken gerekli izinlerin aldığını belirtti.

Demirbaş yaptığı açıklamada, “Şalpazarı Belediyesi’ni ziyaret ederek salonla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Ardından salonda hazırlık yapmaya başladık. Türk bayrağı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Genel Başkanımızın posterlerini buraya astık. Akşam saatlerinde arkadaşlarımız beni arayarak burada görevli personelin bayrakları topladığını öğrendik. Kongre günü yeniden bayrakları asacağımızı yetkililere söyledik. Ancak talimatın başkandan geldiğini söylediler. Zabıta memuru arkadaşlar aldıkları talimat gereği salona bayrak astırmayacaklarını söylediler. Sayın Vekilimizi arayarak kendisine bilgi verdim. Salona girerek bayraklarımızı astık. Gerekli izinler alınmıştır. Sayın Başkan yalan söylüyor. Kongrenin ardından da bayraklar söküldü. Herhangi bir zarar da verilmemiştir.

Sayın Başkan, sen değil misin, MHP’nin başından Genel Başkan Devlet Bahçeli gitsin diye ilk imzayı atan?

Sen değil misin Şalpazarı’nda İYİ Parti’yi kurduran, ilçe binasının sandalye, masa ve TV’sini bağışlayan?

Sen değil misin İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’i Erzurum’da devletin resmi aracıyla karşılamaya giden?

Sen değil misin Sayın Meral Akşener Giresun’a geldiğinde, beni Giresun’a gönderen? Ve yine sen değil misin 2015 yılında Açık Bahar Bayram Şenliği’nde, o zaman Genel Başkan Yardımcısı - İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’yu konuşturmamak için bize talimat vererek hoparlörün fişini çektiren? Kendini akıllı sanma, lütfen sus Başkan…” dedi.

“MHP’li ve AK Partili kardeşlerime teşekkür ediyorum”

MHP’li ve AK Partili kardeşlerim başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum diyen İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Muhammet Erkan, “Sözlerime başlarken, bu olaydan dolayı bizleri arayarak, sosyal medya ortamında yorum yaparak desteklerini ve üzüntülerini ifade eden, tepkilerini ortaya koyan, vekilimize ve bizlere destek veren, özellikle MHP’li ve AK Partili kardeşlerim başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Haktan, adaletten, hakkaniyetten ve sevgiden yana olan, vicdanlı davranan herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sosyal medya ortamında milyonlarca kişi bu olayı izledi, vekilimizin tepkisini beğendi. Yorumlara baktığımızda yüzde doksandan fazla destek gördüğümüz görülmektedir. Gelen olumlu tepkiler karşısında inanın şaşırdık. Demek ki Türk milletinin sağduyusu, vicdan sesi hâlâ ayaktaymış diye düşündük.

“Bu olay münferit, kişiye özel, Sayın Başkan’ın şahsi ihtiraslarının, gelecek kaygılarının, bilinçaltında bulunan çocuksu duygularının bir tezahürü sonucu yaşanmıştır. Başkan konuyu başka taraflara çekerek, büyüterek önemli göstermeye çalışmıştır ama bizim için önemsiz bir olaydır. Biz İYİ Parti olarak bu tür akla ziyan davranışları çok yaşadık. Bunlar feodal kafalı, sabit fikirli, dar görüşlü, sevgi yerine kin ve nefreti yerleştiren, empati yapmaktan yoksun, demokrasiyi içine sindirememiş, kraldan çok kralcı kişiliklerin, insani ilişkileri sorunlu, vicdansızların yaptığı nahoş olaylardır. Çok dikkate almamakla beraber milletimizi, partililerimizi bilgilendirmek adına bu basın toplantısını gerçekleştiriyoruz.” dedi.

“Türk bayrağı nasıl salonu kirletiyormuş?”

“Türk bayrağı nasıl salonu kirletiyormuş? Bu, bayrağımıza yapılmış bir hakarettir.” diyen Erkan, Şalpazarı Belediye Başkanı Refik Kurukız’ı da sosyal medya üzerinden bir vatandaşa “tüpçü” demesinden dolayı özür dilemeye davet etti.

Erkan: “İlçe başkanım süreci ayrıntılarıyla anlattı. Demek ki ortada salona izinsiz girmek gibi bir durum yok. Sayın Başkan Kurukız’ın ileri sürdüğü iddiaların tamamı asılsızdır. Başkan tek başına bir senaryo yazdı, planlı bir provokasyon yapmaya kalktı ve başarılı olamadı. Durum bundan ibarettir. Salonu başlangıçta partime tahsis etmeyebilirdi. ‘Hayır, orada size izin vermiyorum’ diyebilirdi. Bu, kendisinin sorumluluğunda ve takdirinde olan bir durumdur. Görülüyor ki, salonu önce verip, sonra ‘salonu süsleyemezsiniz’ demek bilerek, isteyerek, planlayarak yapılan bir provokasyondur. Bu olayın Milliyetçi Hareket Partisi’yle, Cumhurbaşkanımızla, Şalpazarlı hemşerilerimle, belediye personeliyle hiçbir alakası yoktur.

Sayın Başkan, ilçe başkanlığı, il başkan yardımcılığı, üç dönem belediye başkanlığı yaptı. Eminim ki birçok parti kongresine, siyasi etkinliğe katıldı. Kendisine soruyorum; parti flaması, Türk bayrakları, kurucu önderin resmi ve parti genel başkanının resmi olmayan ya da salonun süslenmediği bir kongreye ya da siyasi toplantıya katılmış mıdır?

Konuşmasında ‘izinliydim, yetkim yoktu’ diyor. Ardından ‘bütün talimatları ben verdim’ diyor. Orada da yetkisiz verilen bir emir vardır. Vekilim neden yetkisiz birini arasın ki? Benim vekilim devleti tanıyan, milletvekili sorumluluğunu bilen, böyle saçma sapan bir hareket karşısında kimi arayacağını bilecek kadar tecrübeli bir devlet adamıdır. Vekilim devleti aramış ve bilgilendirmiştir.

‘Bayraklar ve posterler salonu kirletmektedir, kaldırdık temizledik’ diyor. Sayın Başkan ne dediğini bilmiyor sanırım. Türk bayrağı nasıl salonu kirletiyormuş? Bu, bayrağımıza yapılmış bir hakarettir. Bunu kabul etmiyoruz. ‘Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur’ diyor, sonra İYİ Parti flamalarının salonu kirlettiğinden söz ediyor. Bu iddia, Sayın Başkan’a ve içinde bulunduğu ruh haline yakışır bir iddia olmuştur. Sayın Başkan’ı kınıyorum.

Konuşmasının başında Başkan, kendisine sosyal medya ortamında soru soran bir vatandaşımıza ‘tüpçü’ diye hitap etmesi ve ‘bunlar da sana kapak olsun’ şeklindeki ifadesi çok yakışıksız bir davranış olmuştur. Başkan’ın söz konusu vatandaşımızdan arayıp özür dilemesini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanımızı katmaya çalışıyor”

Başkan Erkan, Şalpazarı Belediye Başkanı Kurukız’ın olaya Cumhurbaşkanı’nı da katmaya çalıştığını belirterek…

Sonra tam bir tilki misali dönüyor; “Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını asarsanız, salonu süsleyebilirsiniz” dedim diyor. Bu sefer salonu kullanma şartını, Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını asma şartına bağlamış. Yani aklı sıra işin içine Cumhurbaşkanımızı katarak, yaptığı bu saçma sapan harekete haklılık oluşturmaya kalkıyor. “Sayın Başkan, Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı makamı sizin şahsi saplantılarınıza alet edilecek bir makam değildir. Cumhurbaşkanımızla bu işin uzaktan ve yakından bir alakası yoktur. Cumhurbaşkanımızın fotoğrafları kongre salonlarına asılacak denirse biz zaten asarız. Biz devletin ne olduğunu, makamların ne olduğunu, devlete ve makamlara saygının ne olduğunu bilenlerdeniz. Biz o saygınlığı tesis etmek için zaten iktidar olmak istiyoruz.

Zabıta memurlarına konuşmasında ‘benim elemanlarım’ diye hitap ediyor. Bu lafı duyunca yadırgadık. Zabıta personeli adına üzüldük. Sonra ne görelim; adamlar gerçekten zabıta memuru değil, belediye şirketinin elemanlarıymış. Şirket elemanlarına zabıta elbisesi giydirip, karşımıza zabıta memuru olarak dikmiş. Şirket elemanlarına devlet memuru süsü vermiş. Birincisi; bu hareketin suç olduğunu bilmiyor sanırım. İkincisi; bu olay, Başkan’ın yaptığı bu şovun önceden planlandığını, organize edildiğini, salonu partime önce tahsis edip, sonra bayrak astırmayarak provokasyon yapıldığının açık tescilidir.” dedi.

“Psikiyatrinin konusu”

“Türk milliyetçiliğini ve vatan sevgisini tartışmak, siyasetin değil, psikiyatrinin konusudur” diyen Erkan “Konferans salonu örselenmesin, kirlenmesin, zarar görmesin” diye süslenmesine engel olduğunu söyleyen Sayın Başkan, keşke çok büyük zorluklarla yeni yapılmış, adeta dünyanın dört harikasından birisi olduğunu söylediğin bu muhteşem eserin koridorlarının, camlarının, lavabolarının örümcek ağı tutması konusunda da aynı hassasiyeti göstermiş olsaydın.

Milletvekilimiz Sayın Yavuz Aydın’ı kent konseyinin vekili göstermek, “Dem’lenmekle” suçlamak, Türk milliyetçiliğini ve vatan sevgisini tartışmak siyasetin değil, psikiyatrinin konusudur. Kendisini ilgili arkadaşlara sevk ediyorum.

Partime, Genel Başkanıma, Sayın Vekilim Yavuz Aydın Bey’e terör örgütü ve uzantıları üzerinden laf söylemeye, hakaret etmeye kalkmıştır. Başkan’a tavsiyem bir ayna alıp karşısına geçip kendi geçmişini, dününü, bugünü, bulunduğu ortamı sorgulamasıdır. Vatan haini, terörist sevici arıyorsa başka adrese bakmasını öneriyorum. Bizde o dediklerinden yoktur.

Kendisini İYİ Parti’yi ve onun Sayın Genel Başkanını sorgulayacak, eleştirecek, değerlendirecek kalibrede görmüyorum. Onun için bu konuda ileri sürdüğü deli saçması iddialara cevap vermiyorum” dedi.

Eleştirilerini devam ettiren Başkan Erkan, “Sayın Başkan, sen de biliyorsun konuştuklarının yalan olduğunu. Neden inanmadığın şeyleri söylüyorsun? Kaderin doğru gitseydi, bugün sen de bizimle olacaktın ve bizimle aynı şeyleri savunacaktın. Allah bizi korumuş. Şükürler olsun. Yoksa sizi nasıl savunacaktık?

Haklı çıkmak için her gayrimeşru yolu mubah görüyorsun. Gerçekleri kesip biçiyor, altını üstüne getiriyor, abartma ambalajıyla piyasaya sürüyorsun. Parti içi rekabette su üstünde kalmak, boğulmamak için İYİ Parti kongresini fırsata çevirmeye çalıştın ama sana bu fırsatı vermedik. Kendini gereğinden fazla ciddiye alıyorsun. Bu da sana hata yaptırıyor. Siyasi nezaket ve incelik açığın var. Siyasi üslup düzeyin yerlerde sürünmektedir. Bunu biliyorduk ama bu olayla birlikte iyice öğrenmiş olduk. Yaptığın saygısızlığa üstün ahlaki mazeret arıyorsun ama maalesef başarılı olman mümkün değildir.

Eğer söylenecek bir şeyin yoksa susmalıydın. Konuştun, daha kötü oldun. Kimseyi inandıramadın. Kimse sana sahip çıkmadı. Keşke yaptığın bu provokasyonun nedeni sır kalsaydı, daha inandırıcı olurdunuz. Vallahi Şalpazarlı hemşerilerim adına üzüldük.

Başkanın sekiz günün sonunda hazırladığı konuşmayı ateşe atması gerekirken, maalesef konuşarak kendini ateşe atmıştır. Sayın Başkan, sekiz gün bu konuşmayı mı hazırladın Allah aşkına? Tatsız, tuzsuz, yavan, içi boş, baştan sona yalan dolu ucuz bir konuşma oldu. Biz de bir şey diyecek zannettik.

Üç dönemdir belediye başkanlığı yapan birisine bu hareketler hiç yakışmadı Başkan. Haklı çıkabilmek için Cumhurbaşkanımızın resmini, MHP’yi, Türk bayrağını, vatanı, milleti bu işe alet ediyorsun. Bunlar çocuksu davranışlar. Çocuksu bir oyun kurdun. Güya buradan bir yerlere mesaj vermek istedin. Veremedin. O fırsatı sana vermedik. Başarılı olamadın. Eline yüzüne bulaştırdın. Sekiz gün boyunca sesin kısık yalan uydurdun. Zaten bu kadar yalan ancak sekiz günde uydurulurdu.

“Sıkıysa bayrakları assınlar” demişsin, biz de sıkı sıkı bayrakları astık, kongremizi yaptık. Günün sonunda “Geldim, gördüm, yendim, Veni, vidi, vici.”
Bu kadar.

Şimdi Başkana soruyorum, oldu mu şimdi? Ne oldu? Kendi kendine bütün ülkeye rezil oldun. Yakıştı mı? Ne gerek vardı? Siyaset kinle, nefretle, intikamla yapılmaz ki. Hele böyle küçük yerlerde, herkesin birbirini tanıdığı, birbirinin akrabası olduğu yerlerde bu tür hareketler, davranışlar yapana daima kaybettirir. Kaybettiniz. Üç dönemdir belediye başkanlığı yapan bir arkadaşımızın defterini bir müfteri durumuna düşerek kapatmasını istemezdim. Ayıptır yahu.

Şalpazarı kongremizden üç gün sonra Köprübaşı ilçemize gittik, belediye başkanı salonu bize tahsis etti, kongremizi kutladı, başarılar diledi, sonra makamında ağırladı, kahvelerimizi içtik, sohbet ettik, fotoğraf çektirdik, bizi uğurladı. Şimdi Ali Başkan yanlış mı yaptı?

Son olarak şunu söylüyorum ve iddia ediyorum, hatta yemin ediyorum: Velev ki bizim yerimize o salonu HÜDAPAR ya da DEM Parti kiralamak isteseydi, Başkan bize yaptığı muameleyi onlara yapmazdı. Yapamaz, yapamazdı. Bu kadar net söylüyorum.” ifadeleri ile sözlerine son verdi.

Ekran Resmi 2025 10 08 13.32.24Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.33Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.29Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.24Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.18Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.13Ekran Resmi 2025 10 08 13.12.07