Zordur değişim. Çünkü değişim sadece kendinle alakalı değildir. Karşındakilerin de kabullenmesi gerekir bu değişimi. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Ne sen eskisi gibi olursun ne de karşındakiler sana eskisi gibi davranabilir. Velhasıl alışması da kabullenilmesi de sıkıntılı bir süreçtir. Evet, ülkemizin başka ülkelerle yaşadığı problemlerin ana nedeni bu değişimdir. Tarafsız gözle baktığımızda Ak Parti iktidarıyla ülkemiz büyük bir değişim göstermiş; güçlenmiş, bölgesinde söz sahibi olmuş, ekonomik bağımsızlığını kazanıp kendine has siyasi politikalar geliştirecek bir düzeye erişmiştir. Daha düne kadar IMF’den borç alıp; aldığımız parayı da kullanırken onlara sorduğumuz bir ülkeden IMF’ye kredi veren bir ülke durumuna gelmişiz.

Önceden ABD ve AB ülkelerinin bırakın açıklamalarını imalarında dahi ülke elden gidecek korkusu yaşarken; şimdi ise AP Başkanı Mertin Schulz’a “Batı ne diyor? İdam olmaz. Buradan Batı’ya sesleniyorum. Ey batı Bu milletin kaderi sizin elinizde değil. Kimsin sen ya? Şu terbiyesize bak!” diyebilen bir Cumhurbaşkanı bu değişimin, bu gücün, bu özgüvenin en önemlisi de bir haklılığın sesi olmuştur. Tabi bu ses sadece Cumhurbaşkanımızdan değil; hükümetimizle birlikte devletini, milletini seven muhalefet partilerimizden de geldiği zaman daha güçlü ve etkili olacaktır. Tabi ABD ve AB ülkeleri de Türkiye’nin değiştiğinin, güçlendiğinin farkında fakat kabullenmek istemiyorlar. Tabi bir de içimizdeki uzantılarına son günlerde yapılan operasyonlar, onları endişeye düşürüyor. Bakıyorsunuz teröre destek veren siyasiler görevden alınıyor, gazetecilik adı altında hainlik yapanlar tutuklanıyor, kaçabilenler bunlara sığınıyor; hemen bunların ülkemizdeki büyükelçileri bu hainlere destek veriyor. Bu tepkilerin bizim nezdimizde hiçbir değeri yok.

Düşünebiliyor musunuz, AB’nin en büyük ve güçlü ülkesi Almanya’nın dışişleri bakanı alelacele ülkemize gelip yanlış anlaşıldıklarını Türkiye’nin yanında olduklarını belirtiyor; tabiri caizse üstüne bir de onca basın mensubu önünde fırça yiyor, teröre destek verdikleri yüzlerine karşı söyleniyor. Biz bu günlere kolay gelmedik. Bu günlerin bedelini ödedik ve ödemeye de hazırız. ABD ve AB ülkemizdeki bu değişimin farkına varmışken kendini bir şey zanneden HDP’lilerin neyin peşinde olduklarını anlamakta zorlanıyor insan. Daha önceki birçok yazımda da belirttiğim gibi devlet merhametlidir ama diğer yüzü de vardır ki bunu gösterdiğinde de ne ABD’yi dinler ne AB’ni demiştik. Teröre destek vermek basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, siyasi dokunulmazlık demek değildir. Teröre destek vermek vatana ihanettir bunun da cezası bellidir. Sen kimsin ki devletimizin yargısını yok sayacaksın! Sen bu ülkeyi eski Türkiye mi zannediyorsan hala. Sonuç olarak hem iç politikası hem dış politikası sadece kendi çıkarları doğrultusunda olan bir Türkiye var. Alışın artık.