Süslemeye ne hacet.

Toplumumuzun içine düştüğü hal, ahval zaten ortada.

Öyle ki.

Herkes kendi gölgesinden şüphelenir olmuş.

İnsanların birbirine olan güveni, itimadı, saygısı sıfır.

Neden?

Çünkü topluma insan kazandıracak aile yapımızın mühendisliği Allah’a emanet.

Neden?

Çünkü bağlar kopmuş…

Çıkar, menfaatler uğrunda çekirdeğe dönmüş sülaleler.  

Garip garip sebepler.

Baba ölüyor kardeşim…

Kıçı kırık halı mahkemelik.

Anneanne henüz teneşirde…

100 metrekare arsada beş TOMA, 200 polis…

Teyzeler, dayılar, kuzişler saç başa!

Hal böyleyken.

Sokaktan ne beklenir?

Her köşede bir şiddet, her alanda problem.

Memlekette…

Markette annesini yumruklayan mı ararsın, durakta karısını doğrayan mı?

Hepsi bizde mevcut işte…

Sonuç olarak.

Zalim zulmüyle kalmıyor da…

Olan kime oluyor dersiniz?

Suçsuz, günahsız, mazluma.

İşte o mazluma bir örnek.

Konyalı Kadir şeker.

Henüz 20’sinde bıçkın delikanlı.

Heder olmak istemiyor düzende.

Koymuş kafaya, tıp okuyacak.

Ama nerde!

Bırakırlar mı?

Dedik ya işte millet çıldırmış, sokaklar yangın yeri.

Psikopatın teki geçirmiş eline kız arkadaşını…

Evire çevire dövüyor parkta.

Denk geliyor.

Müdahale ediyor Kadir.

Bağırıyor çağırıyor, ne fayda.

Ee bakıyor kızcağız perişan.

Allah ne verdiyse işte.

Boğuşuyorlar.

Kız kurtuluyor.

Ama o esnada bir şekilde meyve bıçağının saplandığı adam sizlere ömür.

Ve dün Kadir Şeker için çıkan karar:

12 yıl, 6 ay.

Sebep?

- Kadir bencillik etmedi

- Kadir banane demedi

- Kadir kendi düzenini önemsemedi

Şimdi.

Türk Ceza Kanunu madde 27/2 (Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.) ve canice katledilmiş onca kadın/kızımız ortadayken…

Mahkeme heyetine sormalı...

‘Kadir’ler bi’ daha kıymet bilir mi?