Messi ve Abdülkadir aynı dilden konuşuyor

Trabzonspor’un yerli Messi lakaplı yıldızı Abdülkadir Ömür, Antalya Belek kampında öyle güzel bir açıklama yaptı ki aferin aldı bizden... Kısaca ne demişti Abdülkadir hatırlatalım: “Beni ben yapan Trabzonspor’dur… Burada başarı elde etmeden Avrupa’ya gitmem gibi bir durum söz konusu olamaz. Kulüp git derse giderim, kal derse kalırım”  Helal olsun… İşte Trabzonsporluluk budur…

Şimdi asıl konuya gelelim. Abdülkadir Trabzonspor altyapısından yetişti. A takıma yükseldi ve yıldız oldu. Messi’de Barcelona’nın altyapısından yetişti ve Dünya yıldızı oldu. Messi’de yıllar önce Abdülkadir’in yaptığı açıklamaya benzer bir açıklama yapmıştı. Ne demişti Messi hatırlatalım: “Ben Dünya yıldızı olduysam Barcelona sayesinde oldum. Git derlerse giderim, kal derlerse kalırım” Yani ikisi de aynı dilden konuşuyorlar. Bu da demek oluyor ki, altyapılardan yetişen sporcular kulüplerine müthiş bağlı oluyorlar… Çare altyapıdır diyor devam ediyorum.

Abdülkadir’in gelişimiyle ilgili de söyleyeceklerimiz var. Abdülkadir henüz 19 yaşında. Bu çocuk bir gün yuvadan uçacak ama gideceği takım çok prestijli bir takım olmalı. Yani gitmek için gitmemeli. Trabzonspor kulübü onun için tam bir gelişim noktasıdır, ben derim ki, Abdülkadir Trabzonspor’da şampiyonluk görsün tam anlamıyla gelişimini tamamlasın ve sonra da Dünya’nın en iyi takımına gitsin.

Ağaoğlu krizi fırsata çeviriyor!

Başkan Ahmet Ağaoğlu, Trabzonspor’daki krizi fırsata çevirmeyi çok akıllı bir şekilde yapıyor. Nasıl mı?

Hiç kimseye şampiyonluk sözü vermedi. Hep mantıklı ve gerçekleri konuştu. Trabzonspor’un borcunun dağları aştığını her defasında söyledi. FİFA’daki dosyaların Trabzonspor’u küme düşürme noktasına bile getirebileceğinden bahsetti. Yüksek maliyetli oyuncuları öyle ya da böyle gönderip kulübü rahatlatıyor. Altyapı hamlesi başlatıp, 29 kişilik kadroda 19 altyapıdan yetişen oyuncu katkısı yaptı. İşte krizi fırsatı çevirmek budur…

Krizi fırsata çevirmekten bahsettik ya, bakın Ahmet Ağaoğlu konuyla ilgili neler demiş ve korkularını nasıl dillendirip Trabzonsporluları da dikkatli olmaya davet etmiş. Aslında birazda ince taktik yapmış şöyle ki:

"Şampiyonluk geldiğimizden beri ağzımıza aldığımız bir söylem değil. Biz her zaman zirve yarışının içerisinde olacağız dedik, zirve yarışına devam ediyoruz. Maç maç bakıyoruz. 3-4 maç kazanıp şampiyonluk naraları atmak ya da bir iki maç kaybettikten sonra da eleme, kedere bürünmek zaten futbolun gerçekleriyle hiçbir şekilde örtüşmüyor. Sezon bittiği zaman ligi nerede bitiririz bunu hep birlikte göreceğiz. Şampiyonluk diye bir söz hiçbir zaman ağzımızdan çıkmadı. Bizim mücadelemiz zirve mücadelesi. Gözünüzü havaya dikerseniz, ayağınız bir takılır, yere düşürseniz, kafanızı bir vurursunuz neye uğradığınızı şaşırırsınız. Önümüzdeki merdiven basamaklarını tek tek çıkmaya büyük özen gösteriyoruz. Geriye kalan şans ve Allah'ın yardımı. Şunu da söyleyeyim, Allah bugüne kadar bize çok yardım etti, inşallah böyle devam ederiz" Anladınız değil mi?


Burak’tan kurtardık diye sevinmeyin!

Trabzonspor’dan Beşiktaş’a giden Burak Yılmaz 450 bin Euro bırakıp gitti diye herkes bayram ediyor. 8,5 milyon TL’lik bonservis parası da alınınca ekstra bayram havası oluşturuldu...

Fakat, Burak Yılmaz’a ödenecek olan 10 Milyon TL hiç gündeme gelmiyor. Nasılsa Burak’tan kurtardık ya gerisi önemli değil mantığı var. Ben, Burak Yılmaz ile acımasız şekilde sözleşme yapan yöneticilere sesleniyorum. Evet, Burak Trabzonspor’a transfer edilmesi gereken bir oyuncuydu ama kulübün anahtarlarını kendisine vermek çok akılcı bir hareket değildi. Gelinen noktada kar edilmiş gibi görünüyor ama ödeme günü geldiğinde acısı sonradan çıkacak. Anladınız siz beni...

Ahmet Ağaoğlu yönetimi en azından zararın neresinden dönersek kardır düşüncesini gerçekleştirdi. Doğruyu da yaptı. Trabzonspor artık çok büyük paralar vererek ne transfer yapabilir ne de başka bir şey, Olcay Şahan’da gönderilecek nedeni belli. Yüksek maliyetli olması.. Kucka bile gidebilir ama Onazi sakatlandığı için mecburen elde tutuluyor. Trabzonspor maalesef bahsettiğim süreci yaşıyor. Umarız yeni problemler doğmadan sorunlar çözülür…


Trabzonspor’a kaleci lazım…

Uğurcan Çakır’a hep destek tam destek verdim. Fakat henüz çok tecrübesiz şu devre arasında tecrübeli bir kaleci transferi yapılabilirse çok iyi olacak. Uğurcan Çakır’da bu süreçte kendisini daha iyi geliştirecektir. Evet oynaya oynaya tecrübe edinecek ama şuan bunun zamanı değil gibi geliyor bana. Çünkü Trabzonspor şampiyonluk yarışının tam içerisinde en küçük hatanın bile telafisi olmayacak dönemlerden geçilecek.

Ahmet Ağaoğlu yönetimi bir kaleci transfer yaparsa hem Uğurcan Çakır’ın geleceğini kurtarmış olacak, hem de Trabzonspor kalesi daha emin ellerde olur derim ben. Uğurcan’ı seven biriyim. Kimse bu yazdığımdan başka bir anlam çıkarmasın.. Uğurcan’ı koruma amacındayız..

Ekuban’ı alın ve Rodellega’da imzalasın

Ekuban’ın bonservisini Trabzonspor yönetimi ne yapıp edip almalı. Ekuban Trabzonspor’a lazım. Tam havaya girmişken Ekuban’a da güzel bir haber verilmeli diye düşünüyorum. Ligin ikinci yarısı çok zorlu geçeceği için Ekuban’ın performansı da maksimum düzeye çıkartılabilir.

Aynı şey Rodellega için de geçerli. Kolombiyalı golcünün sözleşmesi sona eriyor. Bence zaman geçirmeden Rodi ile de yeni anlaşma yapılmalı. Yani kafalar rahat ettirilmeli. Oyuncu benim sözleşmem alındı mı ya da sözleşmem ne zaman uzatılacak diye soru işaretleriyle dolu olmamalı. Ahmet Ağaoğlu’nun bu konuda aynen bizim gibi düşündüğünü de çok iyi biliyorum. Ama parasal konular insanın bazen elini kolunu bağlıyor…