90 dakika oynatmak ne demek?

Ünal Karaman hocaya bazen kızıyorum da (şahsına değil, yaptığı garip işlere…) insanlar beni eleştiriyorlar. Başlayalım… Sosa sakatlığı nedeniyle tam 63 gündür resmi müsabaka oynamadı. Bir baktık, Alanyaspor maçının 11’ndeydi. Dedik her halde 45 dakika falan oynar ve kenara alınır. Yani riske edilmez, önümüzdeki maçlar için.

Sosa maalesef 90 dakika oynatıldı. Temposu düştü. Alanyaspor o bölgede hakimiyetini kurdu. Zaten sonunda da olan oldu. Diyeceğim şudur, Ünal Karaman hoca futbolcu psikolojisini iyi bilir, bundan hiç şüphemiz yok. Sosa ne kadar da hazırdı dense de, doksan dakika görev verilmemesi gerekiyordu. Kullandığı serbest atışlara bakıyorum, cılız vuruşlar yaptı. Gücü olmadığından istediği topları bir türlü atamadı. Oyunun dengesini bozduğu gibi Ünal hoca da bu işe çanak tuttu.

Ünal hoca derse ki, ‘elimde oyuncu yoktu’ mazeretine sığınmak bana göre ‘kaçamak’ cevap olur. Yanılıyor muyum? Neyse, Sosa büyük oyuncu evet ancak hazır olmadan oynatılması olacak iş değildir. Ünal hoca bu konuda ne düşündü, ne yapmak istedi doğrusu bunu çok merak ediyorum..

Sosa bana göre şöyle oynatılmalıydı. Uzun bir sakatlık döneminden çıktığı için söylüyorum. İlk maçı Alanya 45 dakika, Göztepe 75 dakika. Kupa Ümraniye ful oynatılabilir. Yani bu tür bir uygulama yapılması gerekirken en kolay yol neden seçildi anlamış değilim. NOKTA

-----

Huyları benzemesin yeter!

Uğurcan Çakır sakatlandıktan sonra Trabzonspor kalesine geçen Arda Akbulut benim gözümde aferim aldı. Galatasaray maçında 3 gol yemesine rağmen, başarılı bir performans sergiledi ve sınavı geçti. Arda evet çok genç ama büyümüşte küçülmüş gibi oynuyor! Önünde çok uzun bir yol var. Sahada dik duruyor. Lider özellikleri de var. Hava toplarına çıkışı ve zamanlaması çok iyi… Arda iyi bir kaleci olmaya kesinlikle adaydır.

Gelelim asıl konuya. Peki, Uğurcan mı? Arda’mı? Oynamalı? diye soracak olursanız, bunu hep birlikte sesli düşünelim derim…

Uğurcan’da mükemmel bir kaleci…

Tam süper çıkış yapmışken sakatlanması sansızlığıdır.

Bir benzetme yapalım. Hani eskiden Tolga Zengin-Onur Kıvrak ikilisi vardı ya, Arda Akbulut ve Uğurcan Çakır’da böyle olur mu? Bizce olacaklar. Yeter ki, huyları ağabeylerine benzemesin! Yani Trabzonspor kalesi artık bundan sonra emin ellerde olabilir. Kaleci Antrenörü Metin Aktaş’ı kutlamak gerekiyor. Hem Arda’yı hem de Uğurcan’ı Türk futboluna kazandırdığı için. Arda ve Uğurcan dışında Muzaffer’de var o da geliyor, hem de gümbür gümbür..

Abdülkadir’in peşine adam takın!…

Yerli Messi dedik. Fakat bu aralar Abdülkadir Ömür’e bir şeyler oldu. Alanya maçında kaçırdığı o pozisyondan sonra iyice oyundan düştü. Var bu çocukta bir sıkıntı. Düşüşe geçti. Nedenini iyice bir araştırmak lazım.. Nerelere takılıyor, takip etmek gerekiyor. Ailevi problemleri mi var?

Ya da birileri kafasını mı karıştırıyor?

Bu çocuk Trabzonspor’un geleceği...

Avrupa’nın göz hapsindeki bir pırlanta…

Neden bu halde hep birlikte araştırma yapılmalı diye düşünüyorum. Bence Trabzonspor kulübü, Abdülkadir’in peşine birini taksın, olay çözülecektir.

Galatasaray maçından sonra Ünal Karaman Abdüldakir Ömür’ün çeşitli sakatlıklarının olduğunu açıklamıştı. O zaman ya tedavisi yapılsın, ya da oynatılmasın. Abdülkadir’de kendine yakışmayan futbol oynadığının farkında.. Bilirsiniz, bizim taraftarlar takıntılıdır. Aman haa!...

------

Rodellaga kafayı yemiştir!...

Yaşınız kaç olursa olsun ‘öğrenmenin’ yaşı yoktur, ders çıkarmanın yaşı yoktur… Rodellega’da futbol yaşantısının en olgun çağını yaşarken, atamadığı penaltı ona büyük ders olmuştur. Kesin…

Ben Rodellega’nın bir daha topa öyle bir vuruş yapacağını sanmıyorum. Rodellega takımının puan kaybetmesine neden olduğu için eminim gece gözüne uyku girmemiştir. Rodellega’ya diyeceklerimiz var. Senin gibi usta bir golcü böyle bir vuruş yapmamalıydı. 5-0 önde olursunuz da lakayıt bir penaltı atma hakkına sahip olursunuz, gerçi o da doğru değildir de,  neyse diyelim...

Sana Hami Mandıralı’dan bir örnek vereyim. Hami büyük golcüdür hepimiz biliriz. Bu tür durumlarda ne yapar biliyor musunuz? Topa öyle bir vuruş yapar ki kaleciyi de topu da filelere gönderirdi. Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır…

------

Seviyeli Protesto’ya eyvallah!...

Trabzonspor taraftarları çok olgunlaştı. O vurdu, kırdı, taraftar artık yok. İyi ki de yok. Sonuçta zararı hem kulüp, hem de kendileri çektiği için çok dikkat ediyorlar, farkındayız…

Örnek verelim...Trabzonspor taraftarları, Galatasaray maçında hakem hatalarına maruz kaldıkları gerekçesiyle Alanyaspor maçı başlamadan toplu halde ‘YETER ARTIK’ pankartları açtılar ve hem de tek tek… Ve Futbol Federasyonu ile Hakemleri protesto ettiler. Haklıydılar.

Yıldırım Demirören’e de ‘Bahisçi Başkan istemiyoruz’ sloganı atarak çok olgun bir tavır sergilediler. İşte böyle olunmalı..Taşkınlık bekleyenlere en iyi cevap budur. Bravo Trabzonspor taraftarlarına…

------

Avrupa’ya çıkış yolları…

Trabzonspor, Galatasaray ve Alanyaspor maçlarını kaybettikten sonra inişe geçti. Puan sıralamasındaki yeri şuan iyi değil. Durum buyken, Şampiyonlar ligi hedefi zor gibi gözüküyor.

Fakat, Trabzonspor Avrupa kupalarına katılmanın bir yolunu mutlaka bulmak zorundadır. Bunun en kısa yolu Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanmaktan geçiyor. Kazanırsa elini-kolunu sallaya sallaya Avrupa’ya gider. Kazanamazsa, puan sıralamasındaki yeri çok önemli olacak. Yani Bordo-Mavililer kalan maçlarında artık fire vermemesi gerekir.

Trabzonspor’un bu kadrosu en azından bir Avrupa kupasına katılma hakkını bizim gözümüzde elde etmiştir ama buna resmiyete kazanmalıdır. Ziraat Türkiye Kupası da Trabzonspor’a yakışır. Haydi… Zorlayın biraz kendinizi…