Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Başkanı Hasan Osman Sabır, Türkiye'nin dünya fındık üretimindeki payının 1990’lı yıllarda yüzde 80-82 düzeyinde olduğunu ancak günümüzde bu oranın yüzde 60-65 seviyelerine gerilediğini açıkladı. KFMİB’nin 2024 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği olağan genel kurul toplantısında konuşan Sabır, üretimdeki bu gerilemenin Türkiye’nin ihracat pazarındaki liderliğini tehdit ettiğini vurguladı.

İhracatta Artış Var, Pay Azalıyor

Başkan Sabır, 2024 yılında Türkiye’den 323 bin 244 ton iç fındık ihraç edildiğini ve bunun karşılığında 2 milyar 640 milyon dolar döviz geliri elde edildiğini belirtti. 2023’e kıyasla miktar bazında yüzde 14, değer bazında ise yüzde 41 oranında artış yaşandığını ifade eden Sabır, “Ancak dünya genelinde fındık tüketimi artarken, bizim bu artıştan aldığımız pay azalıyor. Bu durum büyük bir uyarı niteliği taşıyor,” dedi.

ABD ve Şili Tehdidi Büyüyor

Uluslararası fındık pazarında Şili ve ABD gibi ülkelerin üretimdeki agresif büyümesine dikkat çeken Sabır, bu ülkelerin artan üretimle dünya pazarından daha fazla pay alma yolunda ilerlediğini söyledi. “Gerekli önlemler alınmazsa, ihracattaki pazar payımız daha da düşebilir,” uyarısında bulundu.

Don Tehlikesi ve Rekolte Belirsizliği

Geçtiğimiz günlerde yaşanan don olayına da değinen Sabır, uzman ziraat mühendislerinin sahadaki incelemelerinin sürdüğünü belirterek, "4 Mayıs’a kadar sürecek çalışmaların sonucunu görmeden rekolte konusunda net bir şey söylemek doğru olmaz," dedi.

Hindistan Pazarı İçin Umut Verici Gelişmeler

Türk fındığına yeni pazarlar kazandırmak amacıyla Hindistan’da başlatılan tanıtım projesi hakkında da bilgi veren Sabır, “2024 yılında başlattığımız tanıtım faaliyetleri sürüyor. Hindistan’da kuruyemiş ve tatlı ürünler tüketim alışkanlıkları göz önünde bulundurulduğunda, bu ülke fındık ihracatı için büyük bir potansiyele sahip. Tanıtım çalışmalarımızın yakın gelecekte sonuç vereceğine inanıyoruz,” diye konuştu.

Sabır, konuşmasını sektörün ihracat gücünü koruması için pazar çeşitliliği, üretim artışı ve kalite standartlarının korunmasının hayati önem taşıdığını vurgulayarak tamamladı.

Kaynak: 61SAAT HABER MERKEZİ