Türkiye, nüfusun hızla arttığı ülkelerden olmasına rağmen, denizlerinin ekonomik değerlerinden çok az yararlanıyor. Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere kıyasla Türkiye’nin balık üretimi çok az. Balık üretimimizin yarıdan fazlası Karadeniz’den sağlanıyor. Denizlerimizin, ekonomimize etkileri yetersiz. Bunun sebeplerinden en önemlisi, yıllık balık tüketiminin nüfus başına iki kiloya yakın olması. Karadeniz’de 200 metre derinlikte hayat son bulduğu halde, az çeşitli, fakat yoğun bir fauna mevcut. Balığın çok tutulduğu yıllarda bile fiyatlar, sevk ve pazarlama zorluğu sebebiyle fazla düşmüyor. Dinamitle balık avlanması, yerel balık yataklarının troller ve dip tarayan av teçhizatı ile tahribi bir de denizlerde oluşan kirlilik ve küresel ısınma Karadeniz’de balıkçılıkta üretimin düşmesine, aynı zamanda balık fiyatlarının yüksel olmasına sebep oluyor.

Karadeniz; gerek üretim, gerekse işgücünün değerlendirilmesi bakımlarından, Türkiye balıkçılığının en önemli bölgesi durumunda. Karadeniz’de balıkçılık başta Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop ve Zonguldak illerinde yapılıyor. Karadeniz bölgesi kıyılarından elde edilen balık, toplam Türkiye balık üretiminin yüzde 60’ına denk geliyor. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde su ürünleri sektörü, bölge insanının büyük kısmına geçim kaynağı sağlaması açısından çok önemli bir konumda.

Doğu Karadeniz’de gırgır balıkçılığı ile yoğun olarak hamsi, palamut ve istavrit avcılığı yapılıyor. Türkiye’de avlanan hamsinin yüzde 65’i Doğu Karadeniz’den elde ediliyor. En fazla avlanan tür olmasına rağmen ekolojik koşullar ve iklim değişiklikleri gibi olumsuzluklardan etkilenerek son yıllarda avcılığında düşüş görülen hamsi, 2017 yılında 110 bin ton civarında avlanmış. Doğu Karadeniz’de en fazla avcılığı yapılan diğer iki tür ise palamut ve istavrittir. Mezgit, lüfer, çinekop, çaça, sardalya, tekir, kefal, tirsi, barbunya, zargana, kalkan, vatoz, izmarit, iskorpit, mercan, kırlangıç, levrek, kaya balığı, işkine ve karagöz farklı avcılık yöntemleri kullanılarak avlanan diğer balık türleri...

1 Eylül tarihinde “Vira Bismillah” diyerek denizlere açılan balıkçılar, geçtiğimiz yıl bol miktarda avlanan palamut ile bu sezona başladı. Ancak balıkçılar bu sene palamuttan nasibini tam anlamı ile alamadı. Sezon başında 20 TL’den tezgâhlarda yerini alan palamut 7 TL’ye kadar düşse de bu yıl vatandaşın gene cebini yaktı. Palamut ile birlikte sezon başlarında avlanan istavrit, balıkçıların bir nebze umudu olsa da, Karadeniz’de tezgâhları süsleyen onlarca çeşit balık arasından sadece belirli balıklar talep görüyor. Palamut ve hamsi dışında Karadeniz’den çıkan diğer balıklar, “figüran balık” olarak nitelendirilir. Vatandaşlar Karadenizlilerin sofrasına, palamuttan sonra diğer balıkların yüksek fiyatları nedeniyle giremediğini ifade ediyor. Tezgâhlarda palamut ile istavrit, mezgit ve zargana fiyatları da bir türlü düşmezken vatandaşın umudu bu yıl yine hamsiden yana. Bol hamsi olur uygun fiyatlı satılırsa belki bu yıl Karadenizli doya doyabalık yer.

Yoksa Karadenizli, “Vira Bismillah” diye başladığı sezonu, ‘’Bu yılda doyasıya balık yiyemedik” diye mutsuz ve umutsuz şekilde mi kapatacak gibi görünüyor...