Trabzonspor için İstanbul'da, İstanbul takımlarıyla oynadığı karşılaşmalar çok çok önemlidir... Orada kazanılan puanlar aynı zamanda rakiplerine de kaybettirilen puanlar anlamına gelir şampiyonluk yarışlarında.
İstanbul'da oynadığı 4 önemli (Fenerbahçe, Beşiktaş, Başakşehir, Kasımpaşa) karşılaşmadan 6 puan çıkarmış olmalarına, yeni hocalarına ve seri galibiyetlere rağmen puan sıralamasında halen daha ilk 4 ya da 5. sıraya gelinemiyorsa, burada geçmiş teknik adamla harcanmış boşa zamanın etkisi büyük... Rıza Çalımbay geldiği gün, Trabzonspor camiasında hiç kimsede göze hoş gelen bir futbol oynanacağı beklentisi oluşmadı...

Oluşan tek şey güven duygusuydu...
Önce toparlanma, düşen oyuncuların ve takımın ayağa kalkması, sonra tehlikeli bölgeden uzaklaşma; sonrasında ise Avrupa kupalarına katılma hakkı elde edilip; kayıp sezondan "ne çıkarabilirsek kârdır" kabullenişi hakimdi.
Bugün gelinen noktada "neden olmasın?" duygusu camiayı tamamen kapladıysa bu durum Rıza Çalımbay ve ona güvenenlerin eseri... 4 büyük kulüp taraftarları genellikle yarışta birbirilerinin puanlarını keserler, izlerler...

Haliyle bugün itibariyle edinilen 25 puan ve 3 puanlı sistemin nimetleri düşünüldüğünde 'Trabzonspor da bu yarışın güçlü adayıdır' diyebiliyoruz...
Kazandıkça kendini motive eden, takımdaşlığın sezonun en iddialı noktasına ulaştığı, çıkanın, sakatlananın, cezalının yerine giren ya da oynayanın eksiklik hissettirmediği kadar alternatifli bir kadroya sahip olunması yarışmak için yeterli kriterler an itibariyle...
Yarışmak illa şampiyonlukla final gerektirmiyor. Trabzonspor yarışmak zorunda, sürekli... Dün Kasımpaşa karşısında da serinin başında olduğu gibi futbol üretme anlamında kaygılar, endişeler vardı, doğru...

Lakin bu ligde iyi oynayan kim mesela?
Bir Beşiktaş... Bir de Başakşehir...
Haliyle kazanmak, kazanarak gelişmek, düzelmek gerekiyor... Gelişmek demişken, oyuncuların kalitesi düşmüyor artıyor, en gözden çıkarılmışlar gol atıyor attırıyor...
Gelişmenin tanımı zaten buydu...
Bize gelişme diye anlatılanlarda hikayeydi. Her şey ortada!

.