TBMM’de görüşmeleri süren 2026 bütçesi, emek örgütlerinin tepkisini artırıyor. KESK, yıllardır halktan toplanan vergilerin adil kullanılmadığını, bütçe yükünün sürekli çalışanlara, emeklilere ve dar gelirli kesimlere yüklendiğini belirterek kapsamlı bir açıklama yaptı. KESK MYK Üyesi Bahadır Berdicioğlu, mevcut bütçe teklifinin emekçilerin geleceğini daha da kararttığını vurguladı.
Açıklamada, Türkiye’nin yüksek enflasyondan işsizliğe, gelir adaletsizliğinden düşük ücretlere kadar birçok alanda ciddi bir kriz içinde olduğunun altı çizildi. Avrupa ve OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyon oranlarına sahip ülkelerden biri olan Türkiye’de, işsizliğin ve yoksulluğun giderek arttığına dikkat çekildi. Özellikle kadın ve genç işsizliğindeki yüksek oranların toplumdaki kırılganlığı derinleştirdiği belirtildi.
Gelir dağılımındaki eşitsizliğin de büyüdüğünü aktaran KESK, toplumun en zengin yüzde 20’lik kesimin gelirin yarısına sahip olduğunu, geniş kesimlerin ise artan ekonomik baskıyla yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti. Buna karşın dolar milyoneri sayısının hızla arttığı, semt pazarlarında artıkları toplamak zorunda kalanların sayısının ise her geçen gün yükseldiği kaydedildi.
KESK, bütçe teklifinin vergi yükünü yine emekçilere yönelttiğini belirtti. Açıklamaya göre 2026 bütçesinde Gelir Vergisi, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin büyük kısmı halktan toplanırken, sermayeden alınan Kurumlar Vergisi oranı düşürülüyor. Toplanan her 100 TL verginin yalnızca 11 TL’sinin sermayeden alınması, buna karşın 26 TL’nin Gelir Vergisi, 47 TL’nin KDV ve ÖTV olarak halka yüklenmesi eleştirildi.
Berdicioğlu, bütçeden patronlara, müteahhitlere ve silahlanma harcamalarına ayrılan payın büyüklüğüne dikkat çekerken, halkın temel ihtiyaçları için ayrılan kaynakların “devede kulak” kaldığını söyledi. Yoksullukla mücadele, sağlık, istihdam ve adalet gibi alanlara ayrılan payların son derece düşük olması “sosyal yıkım bütçesi” olarak nitelendirildi.
2026 yılı için öngörülen özelleştirme hedefinin 185 milyar TL’ye çıkartılmasını da eleştiren KESK, bunun kamu varlıklarının kalan son parçalarının dahi sermayeye devredilmesi anlamına geldiğini savundu.
KESK, emekten yana bir bütçe için taleplerini de sıraladı. Buna göre bütçe hakkının güçlendirilmesi, kamu hizmetlerine daha fazla kaynak ayrılması, özelleştirmelerin durdurulması, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe uygulanması, iş cinayetlerinin önlenmesi için etkin önlemler alınması, asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek seviyeye çıkarılması ve kamu emekçilerinin grev hakkının güvence altına alınması talep edildi.
Açıklamada ayrıca dolaylı vergilerin düşürülmesi, düşük gelir gruplarının vergi yükünün hafifletilmesi, servet sahiplerinden daha yüksek vergi alınması ve kamu kaynaklarının güvenlikçi politikalara değil üretim, istihdam ve sosyal desteklere yönlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Son olarak tüm yurttaşlara çağrı yapan Berdicioğlu, “Halktan, emekten yana bütçe talebini büyütmek ve yoksulluğa karşı mücadelede birleşmek zorundayız” dedi. Açıklama, KESK’in önümüzdeki günlerde düzenleyeceği eylem ve etkinliklere katılım çağrısıyla sona erdi.





