Yomra’da yine bildiğimiz bir hikâyeyle karşı karşıyayız…
Bir yanda şehrin en güzel sahil şeridi, diğer yanda “site” adı altında kamu alanlarını çevreleyen tel örgüler. Hani derler ya “Burası bizim plajımız”, aynen o hesap… Ama öyle değil! Çünkü kıyılar hepimizin. Yasalar da bunu böyle söylüyor, vicdan da.
Olayın özeti şu: Şehrin en lüks iki sitesinin önündeki sosyal alanlar—havuz, saha, yürüyüş yolları—hukuken halka açık olması gerekirken tel örgülerle çevrilmiş. Üstüne bir de “belediye ile anlaştık” iddiası eklenmiş. Ama Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç bu iddiaları net şekilde yalanladı. Başkan açık açık dedi: “Orası halkın, proje yapıyoruz ve halka açacağız.”
İşin doğrusu da bu zaten. Kıyılar özel sitelerin değil, vatandaşın ortak alanıdır. Bunu artık herkesin idrak etmesi gerekiyor. Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu diyor ki: “Buralar halkındır, herkes faydalanır.” Ama bazı uyanıklar bunu “Ben manzarayı kapattım, sadece ben kullanırım”a çevirmeye çalışıyor.
Daha da çarpıcı olan, bu yasadışı yapıların kaldırılması için ilçe belediyesine yazı yazıldığı ama bir türlü harekete geçilmediği… Neden? Neyi bekliyorsunuz?
Başkan Danışmanı Mustafa Yaylalı da net konuşmuş: Yıkım yapılacak, alan halka açılacak. Ama bunun için herkesin üzerine düşeni yapması gerek. İlçe belediyesi görevini yaparsa, Büyükşehir de projeyi hayata geçirecek. Ve sonunda Trabzon bir nefes daha alacak.
Bakın sevgili dostlar, mesele sadece bir sahil değil. Mesele kamu hakkı. Mesele ortak yaşam alanlarımızın gasp edilip edilmemesi. Ve bu konuda herkesin artık net bir duruş sergilemesi gerekiyor.
Çünkü bir şehirde kıyılar tel örgüyle çevriliyorsa, o şehir gerçekten denize bakabiliyor mu?
Bırakalım deniz rüzgarını herkes hissetsin… Çünkü kıyılar kimsenin malı değildir. Kıyılar halkındır!