Ne maçta ama!

Bir yanda canı burnunda Rizespor diğer yanda toparlanmaya çalışan ve hedefine koşmak isteyen Trabzonspor!

Hafif şiddetli bir iki sarsıntının ardından net bir oyun stratejisi olmayan Bordo Mavili takımda raylar oturmaya başladı.

Sakatlıkların etkisi 1-2 hafta sürdü ancak. Kritik virajlar bana göre en az hasarla aşıldı.

Dün de bu bağlamda yarım metre suda müthiş tempolu bir maç oldu. 

İlk yarı Trabzonspor’un üzerine gelen ve daha iyi oynayan daha iyi alan kapatan daha çok topa sahip olan Rizespor attığı güzel golle devreye 1-0 önde girdi.

Trabzonspor ise ilk yarı daha sakin bir oyun kurgusu düzenindeydi. 

Açıkçası pek kendini yormadı diyebiliriz.

İkinci yarıda ise çok yorulan Rizespor’un üzerine giden Bordo Mavililer girdiği fırsatlardan yararlanamadı. 2. Yarı itibariyle ayakta kalan Trabzonspor usta ayaklarıyla işi bitirdi. Mikel, Sturridge ve Sosa gibi isimler kontrolü eline alınca Trabzonspor farklı bir kimliğe büründü. Keza ilk gol de Sturridge’nin al da at ortasıyla geldi. Mücadelenin son dakikasına kadar Bordo Mavililer oyundan kopmadı ve son düzlükte herkesin merakla beklediği o gol geldi. Biz emindik o golün geleceğine.

Klas takımların yarım metre su içinde oynaması zordur, teknik takımlar kolay kolay su da çamur da oynamayı başaramaz. 

Onu başardılar, biz buna büyük takım refleksi diyoruz. 

Milli ara öncesi tadından yenmeyecek bir galibiyet alındı.

Bunun yanına Sturridge’yi kazanma yolunda dev adımlar atıldı. Daha da iyi olacağından hiç şüphem yok. Takım içerisinde Sosa’nın önderliğinde bu takım ilk günden beri söylediğimiz gibi daha büyük işler başaracaktır. 

Şunu da belirtmek gerekiyor Ünal Karaman bu maçta yerinde ve zamanında değişiklikler yaparak takımın ayakta kalmasını sağladı bu sonuca da yansıdı. Doğan'ın verilen her görevi layıkıyla yerine getirmesi, herkesin umutsuzluğa sürüklendiği anlarda Nwakaeme'nin ortaya çıkışı, Uğurcan'ın kalede verdiği güven, savunmacıların tam performans vermeleri beni olduğu gibi sanırım herkesi mutlu ediyor.