GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun vatandaşlarla fotoğraf çektirmesi - Bakan Süleyman Soylu'nun kortejde yürümesi - Bakan Soylu'nun stantları gezmesi KOCAELİ (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz. Depremle yarın veya öbür gün olabilecek diye bir sözleşmemiz de söz konusu değildir. Her an yine yeniden bir depremle karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’nin bir afet bölgesi olduğunu kimse unutmamalı." dedi. Soylu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin merkez üssü Gölcük'te deprem şehitlerini anma etkinliği kapsamında düzenlenen kortej yürüyüşü öncesi yaptığı konuşmada, 23 yıl önce kendilerine acılar yaşatmasıyla birlikte Türkiye'nin afetler konusunda bir başlangıç yaptığını belirterek, oradan, her afetten, her olaydan çıkardıkları gibi ders çıkardıklarını söyledi. Afetler başta olmak üzere her alanda birçok hazırlıkların yapıldığını ve yapılacağını ifade eden Soylu, "21. asrın başından itibaren Türkiye, bu afetten sonra afete yönelik strateji oluşturdu. Afete yönelik afet öncesine, afet anına ve afet sonrasına yönelik planlar oluşturdu. Adımlar attı ve hepimiz biliyoruz çocukluğumuzda da siyah beyaz televizyonlarda hepimiz gördük. Afetlerden sonra burada da yaşadık, Yalova'da da yaşadık. 'Nerede bu devlet?' diye vatandaşımızın yalnızlığı ve çaresizliği vardı. Bugün Allah'a hamdolsun 2, 2,5 yıldır afetten afete koşuyoruz. Hepiniz, hepimiz takip ediyoruz. Kimse 'Nerede bu devlet?' demiyor." diye konuştu. Soylu, afet öncesindeki hazırlıkları bütün kapasite ve kabiliyetleriyle yaptıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: "Hem afet anında devletin bütün kurumları, tüm sivil toplum kuruluşları vatandaşlarımızla birlikte afete maruz kalan bölgelere ve vatandaşlarımıza, afete maruz kalan ticarethaneler dahil, evler dahil her yere devlet anında yetişmeye çalışıyor, vatandaşlarımız yetişmeye çalışıyor. El birliğiyle de bu meseleyi çözmeye çalışıyoruz. Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz. Depremle yarın veya öbür gün olabilecek diye bir sözleşmemiz de söz konusu değildir. Her an yine yeniden bir depremle karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye'nin bir afet bölgesi olduğunu kimse unutmamalı. Türkiye'nin selden, depreme kadar orman yangınlarından heyelana kadar çığ düşmesinden kaya düşmesine kadar bir deprem bölgesi olduğunu unutmamalı. Şunu da unutmamalı, 1980’den bu güne kadar dünyada afetsellik 4 kat artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Onun için bu konuda bütün tedbirlerimizi sadece devlet, sivil toplum kuruluşları değil bir millet olarak eksiksiz yerine getirmek durumundayız. Geçen yıl afet eğitim yılıydı. Bu yıl deprem yani afet tatbikat yılı. Geçen yıl 56 milyon insana bir şekilde afetle ilgili dokunduk ve eğitim ortaya koymaya çalıştık. Bu yıl 54 bin 300 tatbikat dedik, 54 bin 300 tatbikatı şu anda aştık. Birçok tatbikatlar yapıldı. Kurumlar yaptı, okullar yaptı, madenlerde yapıldı, çığ, kar tatbikatları yapıldı. Tahliye tatbikatları, sel tatbikatları yapıldı. Orman yangın tatbikatları yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Bunları yapmaya çalışıyoruz." - "Bugün 24 bin 800 civarında afet toplanma alanımız var" Afet toplanma alanının sayısının 24 bin 800 olduğunu aktaran Soylu, şunları kaydetti: "Kişi başına metrekare sayısını 3 kata toplanma alanlarında çıkardık. Barınma alanlarımız var. Depremde, selde ne yapacağımızı, afette ne yapacağımızı ortaya koyan stratejilerimiz var, planlarımız var, çalışmalarımız var, hazırlıklarımız var. En son Batı Karadeniz geçen ay, bayramın hemen öncesinde Batı Karadeniz’de sel afeti yaşadık. Hepinizin cep telefonlarına mesajlar geldi. Sadece orada değil, hepiniz tedirgin oldunuz. Böyle bir hepimizi uyandıran veya hepimizi ‘Acaba ne olur?’ diye endişeye sevk eden mesajlar geldi. Mesaj uyarı sisteminden ses sistemine kadar AFAD mobil uygulamasından yapılan barajların su tutulmasına kadar yine DSİ’nin yaptığı özellikle ırmaklarda derelerde nehirlerdeki tahkimatlara kadar yine kentsel dönüşüme kadar yine okulların depreme hazırlıklı hale gelmesine kadar yine depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılmasına kadar Türkiye 1999 depreminden sonra farkındalığa kadar eğitime kadar birçok yenileşme ortaya koydu. Birçok adım attı ve birçok tedbir aldı." Soylu, bu tedbirleri sürdürdüklerini dile getirerek, "Arama kurtarma ekiplerimize kadar, helikopterlerimizin köylere jeneratör getirmesine kadar gıda getirmesine kadar birçok koordinasyonumuz var. Ama en önemlisi Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde kurulan bir AFAD kurumu var ve bütün kurumları koordine eden ve bu kurumların yaptıklarını takip eden ve bunlarla eş güdümlü çalışan Türkiye’deki bu eğitimi yaygınlaştırmaya çalışan AFAD kurumu var. İnşallah böyle bir depremle karşılaşmayız, inşallah bir afetle karşılaşmayız ama her an karşılaşacakmış gibi de hazırlıklı olmalıyız, hazırlıklarımızı yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Soylu, Gölcük'e ve 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenlere geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerini iletti. Konuşmanın ardından Soylu, Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Cemil Yaman, Mehmet Akif Yılmaz, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ellibeş, MHP İl Başkanı Yunus Emre Kurt, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar, Anıtpark'tan Kavaklı sahiline kadar yürüdü.