Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Seçkin, 2018’de Yalova’nın Altınova ilçesinde çalışmaya başladıklarını ve 3 yıllık süreçte ilçenin taramasını gerçekleştirdiklerini belirterek, şehir ve kale yerleşimleri, cami, kilise, mezar gibi önemli tarihi bulgulara rastladıklarını söyledi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) tarafından düzenlenen ve açılışı dün yapılan 25. Uluslararası Orta Çağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu devam ediyor. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve yarın son bulacak sempozyumun ikinci gününde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Seçkin, 2018-2020 yılları arasında yürütülen Yalova’nın Altınova ilçesinin yüzey araştırmaları hakkında bilgiler verdi. 2017 yılında Bursa Müzesi ile birlikte Çobankale’de temizlik çalışmasına başladıklarında o bölgede daha önce yüzey araştırmasının yapılmadığını fark ettiklerini ve bakanlığa başvurduklarını kaydeden Doç. Dr. Selçuk Seçkin, “2018 yılında Yalova’da yüzey araştırması iznimiz çıktı ve çalışmaya başladık. İlk etapta Altınova ilçesinde çalışmalarımızı yürüttük. 3 yıllık süreçte Altınova’nın taramasını gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte Çiftlikköy, Yalova merkez, Armutlu’ya kadarki ilçelerin taranması planlanmakta. Yaptığımız yüzey araştırmasında ilk olarak merkeze en uzak Sermayecik Köyünden başlayarak köyler taranmış, daha sonra beldeler, son olarak da ilçe merkezinde arazi çalışması yapılmıştı” dedi.

Altınova’nın yerleşimiyle ilgili bilgilendirmelerde bulunan Seçkin, “Yalova’nın il olma sürecinde Karamürsel’den ayrılarak Yalova sınırlarına ilave edilen Altınova ilçesinin merkez arazisi Osmanlı döneminde İsmail Zühtü Paşa Vakfının mülkiyetinde Altunizade Çiftliği olarak kullanılmaktaydı. Çiftlik yaklaşık 9 bin dönüm araziye sahipti. Cumhuriyet sonrasında bu arazi şahıs mülkiyetine geçiyor. 1926 yılında 200 kişilik köy kurmak üzere bölgeye gelen Bulgaristan göçmeni bir grup tarafından 3 bin dönümü satın alınarak ilk yerleşim başlatılmış oluyor. Kurulmak istenen köyle ilgili olarak yapılan çalışmalar sonucunda TBMM 1932 yılındaki kararıyla merkez köy statüsüne kavuşuyor. Daha sonra Yalova’nın il olmasıyla birlikte ilçe statüsünü kazanmış. İlçe merkezine Bulgaristan’dan gelen göçmenlerden sonra Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesinden göçler geliyor ve bugünkü halini alıyor. Tersanenin yapılmasıyla nüfus ve göç oranı daha da arttı. Altınova tersanesinde 15 bin kişinin çalıştığı söyleniyor. Tabi İstanbul’a gidip geliyorlar ama zaman içerisinde orada çalışanların Altınova merkeze yerleşeceği düşünülüyor. 19. yüzyıl öncesi bir yerleşim görüyoruz. Yalakdere Vadisi boyunca yerleşmiş olan köylerde de 19. yüzyılda Türk yerleşimi karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

Yaptıkları yüzey araştırmalarındaki buldukları bulguları anlatan Doç. Dr. Seçkin, “Eski yerleşim izlerine daha çok ormanlık alanlarda ve tarım yapılan arazilerde rastlanmıştı. Şehir ve kale yerleşimleri, cami, kilise vb dini yapılar, mezar yapıları ve mezar taşları, sivil mimari örneği ve dini yapılar dışındaki mimarlık unsurları, müzeler tarihi özelliğinden dolayı saygı duyulan kişilere ait izler de var. Bunların tarihsel geçmişi çok eskiye dayanmıyor ama kutsal kabul edilen saygı duyulan kişilerin çevresinde yapılaşmalar mevcut. Yalova köylerinin, etnografik özelliği ve inanç kültürü açısından da önemli yeri var” diye konuştu.