TRABZON (AA) - ATİLLA KURTOĞLU - Karadenizli çoban Mehmet Turan, sürüsünü otlatmak için yayla yayla gezerken gittiği yerlerde sürekli çadır kurup kaldırmaktan bıkınca bir kamyonetin kasasına içinde yatağı, sobası ve mutfak için araç gereci, kapısı ve merdiveni olan branda ile kapalı seyyar ev yaptı.

Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 35 yıldır hayvancılıkla uğraştığını ve sürekli sürüsüyle birlikte göç halinde olduğunu anlattı.

Trabzon'un Of ilçesinin köylerinden başlayıp kışın sırasıyla Sürmene, Araklı, Arsin ve Yomra ilçelerinin köylerine gittiğini anlatan Turan, yaz gelirken aynı istikamette ortalama 120 kilometrelik yolu takip ederek tekrar köyden köye yaylaya geri döndüğünü ifade etti.

Sürekli göç halinde, dağda bayırda, köyde olduğunu dile getiren Turan, "Göç boyunca sürekli çadır kurup kaldırıyordum, taşıyordum. Seyyar ev yaparak rahat ettim. Artık çadıra ihtiyaç duymuyorum." dedi.

- Kemal Sunal'ın filminden etkilendi

Turan, hayatının geri kalan kısmı seyyar evde geçtiğini anlatarak, "Seyyar evi yaklaşık 3 sene önce yaptım. Rahatlıkla 5 kişi kalabiliyoruz. Böyle bir şey yapmayı televizyonda gördüm. Kemal Sunal'ın bir filminden etkilenerek bunu yaptım." diye konuştu.

Seyyar evinde bir soba ve mutfakta lazım olacak araç gereklerin olduğunu, üstünde de evin elektrik ihtiyacını karşılamak için ise güneş panelleri bulunduğunu ifade eden Turan, sürüyle birlikte evi de peşlerine getirdiklerini belirtti.

Turan, seyyar evi ilk yaptığında hareket edince içinde sobanın devrildiğini, bardakların kırıldığını aktararak, şunları söyledi:

"Seyyar evi yapınca ısınmak ve yemek yapmak için soba lazım oldu. Evin içine soba koydum. Evi hareket ettirince bir baktım ki soba devrilmiş. Gitmiş öbür tarafa, ondan sonra sobanın ayaklarını matkapla deldim. Sobayı döşemeye vidaladım. Hareket halindeyken bardaklarımız sallanıyordu ve kırılıyordu. Onlarında aralarına kağıt sıkıştırarak sağlama aldım."

- "Hayvancılığı bitmeyen askerlik olarak görüyorum"

Hayvancılığın zorluklarına da değinen Turan, ölene kadar bu işi sürdüreceğini, başka bir iş de bilmediğini vurguladı.

Çobanlığın dedesinden babasına, babasından da kendisine geçtiğini belirten Turan, "Bende sonuna kadar sürdüreceğim. Bu iş benle birlikte de biter çünkü çocuklarım hayvancılık yapmaz. Geliri az, çilesi fazla." dedi.

Sürünün diğer sahibi Emin Turan ise 40 senedir hayvancılık yaptığının altını çizerek, "Bizim işimiz hep dışarıda. Sürekli dışarıda olduğumuz için akşam kalacak yer lazım onun içinde sürekli çadır kuruyorduk. Çadır kurmaya çok zaman harcıyorduk. Bunun için koyunun peşine seyyar bir ev yaptık. Koyunla birlikte evi de artık peşimize getiriyoruz. Koyun akşam nerede yatacaksa evi de oraya çekiyoruz ve sürünün yanında konaklayabiliyoruz. Daha önce çadır yapardım zor olurdu ve sürekli oduna ihtiyaç olurdu. O çileden böylece kurtulmuş olduk." ifadelerini kullandı.

Seyyar evimi görüp de çok farklı tepkiler verenler olduğunu aktaran Turan, şunları söyledi:

"İnsanlar görünce genelde aracın fotoğrafını çekiyorlar. Arabalar yanından geçerken insanlar gülümseyerek bakıyorlar. İnsanların hoşuna gidiyor, komik geliyor. Evi gören, "Bu nedir, nereden geldi aklınıza?" gibisinden sorular soruyorlar. Bunu görenler 'anca Karadenizlinin aklına gelirdi' diyorlar."