54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin onur konuklarından dünyaca ünlü film oyuncusu Juliette Lewis, sinema yazarı Damon Wise moderatörlüğünde festival katılımcılarıyla bir araya geldi.

54. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında Antalya’da bulunan dünyaca ünlü oyuncu Juliette Lewis, festivalin 2. günü gerçekleştirilen söyleşide sinemaseverlerle bir araya geldi. Söyleşide kariyerinin başlangıcı olan Martin Scorsese’nin ünlü filmi Korku Burnu’ndan bahseden Lewis, “Aslında, herkes beni Martin Scorsese’in keşfettiğini düşünüyor; ama ben kendim gidip başvuru yaptım. O yaşlarda parkta, yavru kedi seven bir kızla tanışmıştım. İlham alıp o yaşlarda bir kızı canlandırmaya karar verdim. Film çekildiğinde canlandırdığım karakter 14, ben 19 yaşındaydım. Yüzlerce kadın oyuncu arasından seçildim. Bu kadar iyi olabileceğime inanmadıkları için 4 defa görüşmeye çağırdılar. Beni defalarca Martin Scorsese aradı” dedi.

“ROBERT DE NİRO BANA BABAMI HATIRLATIYOR”

Filmde, Robert De Niro ile çektiği ve hafızalara kazınan sahne ile ilgili konuşan Lewis, “Bana sahnenin 9 dakika sürdüğünü söylediler. Bu genel olarak filmler için enteresan bir süre. Tiyatroda gibi hissettim. Beni çok etkiledi. Tabi ki çok şanslıydım; çünkü o yaşta Robert De Niro gibi bir isimle karşılıklı oynama şansına sahiptim. Robert çok başarılı bir oyuncu. Filmde karakterini, varlığını çok iyi hissettiriyor” dedi. Bu rolün kendisi için çok heyecan verici olduğunu söyleyen Lewis, “Benim babam da bir oyuncu. Robert De Niro, Nick Nolte gibi sanatçılar bana babamı hatırlatıyor. O nedenle onlarla birlikte bu filmde olmak, bu anlamda da çok heyecan vericiydi” dedi.

Söyleşide ayrıca küçüklüğünden beri dans, bale ve hikaye karakteri canlandırmak gibi farklı ilgi alanları olduğunu söyleyen Lewis, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diğer insanların yaşantılarına karşı her zaman ilgim ve hassasiyetim vardı. Şu an karakter canlandırıyor olmak benim için çok güzel. Babamın oyuncu olmasından dolayı sektör hakkında bilgim vardı hatta babam beni yönlendirdi. Babam hiç beni zorlamadı, tavsiye vermedi. Çocuklarının ilgi alanlarıyla çok alakalı bir babaydı. O dönemde dansa meraklıydım. Beni bir kursa gönderdi. Ben 15 yaşındayken babam bana bir kitap verdi. Kitabın adı ”Tarihteki 15 Kadın Katil”di. Bu bir öngörü müydü bilemiyorum ama sonraki filmde bir katildim.”

“OLIVER STONE, HERKESTEN EN İYİSİNİ İSTEYEN BİRİ”

Rollerinde çeşitliliği çok sevdiğini, komedi filmlerinde de dram filmlerinde de oynamaktan keyif aldığını belirten ünlü oyuncu, Korku Burnu gibi genç yaşta büyük çıkış yaptığı bir filmden sonra kariyerindeki süreci şöyle anlattı:

“Geriye dönüp baktığımda şunu görüyorum ki; sürprizleri seviyordum. Bir sonra oynayacağım rol benim için sürprizdi. Zaten baktığımızda da görüyorum ki Korku Burnu’ndan sonra canlandırdığım karakterlerin hepsi farklı. Bir de ben kendimi hiç A kategorisinde görmedim. ‘En iyisini yapıyorum, her rolde başarılıyım’ demedim. Hep kendimi daha çok geliştirmeye çalıştım.”

Oliver Stone ile yaptığı film için de konuşan Lewis, “Bence bu film, zamanından önce bir film yani tarihi öngören bir film. O filmde bir süper yıldızı bir suçluyu canlandırıyordum. Vahşi bir filmdi. Oliver herkesten en iyisini isteyen bir yönetmen. Kendi karakterimizi yaratmamıza izin veriyordu. Silah tutmayı, kavga etmeyi de bu film esnasında öğrendim” dedi.

(İHA)