Yazar Metin Hara, 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada ifade verdi. Suçlamalardan dolayı yaralandığını söyleyen Metin Hara, “Sadece, hakkımda magazinsel haberler çıktığında kendimi burada buldum 14 yıldır yaptığım meslekte” dedi.

Brezilyalı manken Adriana Lima ile yaşadığı beraberlikle gündeme gelen yazar Metin Hara’nın ‘diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak’ suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. İstanbul 16’ıncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada hakkında bir önceki celse zorla getirme kararı çıkarılan tutuksuz sanık Metin Hara ile tarafların avukatları hazır bulundu.

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada tutuksuz sanık Metin Hara yazar, aylık gelirinin 15-20 bin lira olduğunu kaydetti.

“BÖYLE BİR DURUM İÇİNDE OLMAM BENİ YARALAMIŞTIR”

Fizyoterapi lisansına sahip olduğunu söyleyen sanık Hara, “1219 sayılı kanunun 13’üncü maddesinde fizyoterapistlerin yapabilecekleri düzenlenmiştir. Hastalık durumu dışında da yapabilecekleri şeyler vardır. Benim tekniğim, Sufi Nefes şeklinde anılmaktadır. Aparatsız, yan etkisiz ve bilimsel olarak etkisi olan bir tekniktir. Sufi Nefesi hastalığı iyileştirmek değil, iyilik halini arttırmaktır. Etkinliklerimizde, her katılımcıdan tıbbi müdahale yerine geçmediğine dair ıslak imzalı belge alınmaktadır. Benzer konularda etkinlik yapan insanların birçok kanun ihlali yaptığını görmüşken, böyle bir durum içinde olmam beni yaralamıştır” şeklinde konuştu.

“TEDAVİ İDDİASINA BULUNMADIM AMA İYİLİK HALİNİ ANLATABİLİRİM”

Kariyerinin zedelendiğini söyleyen sanık Hara, “Basında diploması yok, işyeri mühürlendi şeklinde çıkan haberler kariyerimi ciddi anlamda zedelemiştir. Kendimi enerji uzmanı olarak tanıtmam, bu açık ve net. Tedavi iddiasında bulunmadım ama iyilik halini anlatabilirim. Düşünce gücüyle kişinin motivasyonu ve performansı arttırılabilir. Çapa’daki birçok hekimle yayınlara çıktım. Hiçbiri konuştuklarım konusunda uyarıda bulunmadı. Sadece, hakkımda magazinsel haberler çıktığında kendimi burada buldum 14 yıldır yaptığım meslekte” ifadelerini kullandı. Mahkemeye yazılı savunmasını da sunan Hara, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul ettiğini, kendisi için cezai kısımdan çok mesleki ve etik kısımların önemli olduğunu kaydetti.

“İŞYERİNDE GÖKHAN KIRDAR İSİMLİ MÜZİSYEN ÇALIŞIYORDU”

Sanık Hara’nın avukatı Serdar Öktem ise, “Müvekkilin işyeri hiçbir zaman mühürlenmemiştir. Bu kadar kalabalık seminerlere giren kişinin tamamlayıcı tıptan bahsetmesi hayatın olağan akışı ile uyuşmamaktadır. İşyerinde Gökhan Kırdar isimli müzisyen çalışıyordu. Masal okuyucular ve yogacılar çalışıyordu. Bu şahısların tıp eğitimi vermediği zaten baştan anlaşılıyor” dedi.

Sanığın savunmasına karşı beyanda bulunmak için süre talep eden Beşiktaş Kaymakamlığı vekili sanığa, ‘Herhangi bir alanda doktora yaptınız mı?’ dedi. Sanık, doktora yapmadığını söyledi.

Beşiktaş Kaymakamlığı avukatının beyanını hazırlaması için süre talebini kabul eden mahkeme, gelecek celse tanık dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Hara’nın işyeri hakkında BİMER’e yapılan ihbar ile Beşiktaş Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğünce inceleme yapıldığı, sağlık kuruluşu olduğuna dair herhangi bir izin ya da faaliyet belgesi bulunmadığı, izinsiz eğitim-öğretim faaliyeti göstermesi nedeniyle faaliyetin sonlandırıldığı kaydedildi.

İddianamede, ‘İnsanagüven’ adı ile faaliyet gösteren iş yeri sahibi Hara’nın hekim olduğuna dair diploması olmadığı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında bulunan uygulamaları yapabileceğine dair herhangi bir sertifikasının bulunmadığı halde tamamlayıcı tıp uzmanı unvanını kullandığının tespit edildiği anlatıldı.

Hara’nın, İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksek Okulu mezunu olduğu, başkaca tamamlayıcı tıp uzmanı unvanını kullanabileceği bir belgesi ve diplomasının bulunmadığının anlatıldığı iddianamede, ‘diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak’ suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

(İrem Demir/İHA)