Trabzon

Mardin'de saldırıya uğrayan Trabzonlu profesör o anları anlattı!

KTÜ’lü Prof. Dr. Kenan Yazıcı, TÜBİTAK destekli proje kapsamında Mardin’de örnek toplarken sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı. Yazıcı, yaşadıklarını Trabzon’da düzenlediği açıklamayla anlattı. Yazıcı'yı, jandarma diye korucu noktasına götürmüşler..

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kenan Yazıcı, Mardin’de yürüttüğü TÜBİTAK destekli bilimsel araştırma sırasında sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı. . Yazıcı, Trabzon’a dönerek açıklama yaptı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Yazıcı, Mardin’in Savur ilçesinde gerçekleştirdiği bilimsel saha çalışması sırasında saldırıya uğradı.

TÜBİTAK destekli bir proje kapsamında bölgede araştırma yapan Yazıcı’nın, hem sözlü hem de fiziksel saldırıya maruz kaldığı kaydedildi.

Trabzon’a dönerek burada açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yazıcı, yaşanan olayın detaylarını anlattı.

Yazıcı, “2008’den beri Güneydoğu Anadolu Bölgesinde çalışma yürütüyoruz. İlk defa böyle bir şey başıma geldi. Burada açıklamanın amacı devleti, jandarmayı veya Kaymakamı zor duruma düşürmek değil” dedi.


Yaşanan olayın olmadığı şeklindeki iddiaları da, olayın oluş şeklini anlatarak yalanlayan Yazıcı, süreci tüm detayları ile birlikte aktardı.

TÜBİTAK Destekli Mardin ve Şırnak İllerinde Kent Floryası adı altında projede çalışması kapsamında örnekleri toplamak için Savur İlçesi’nin bazı köylerine gitmem gerekiyordu.

Bu nedenle de ayın 14’ü Cumartesi günü saat 16.00 civarlarında yolun kenarına arabamı çektik. Ormancık köyüne 300 - 400 metre vardı.

Aslında burada son köye gitmiştim. Örnekleri alıp Mardin’e dönecektim. Aldığım örnekleri de poşetlere koyuyordum. Bitirmek üzereyken, aracın yanında başka bir araç durdu. Benim aracım da 61 kalalı.. Duran araçta da 2 kişi vardı.. Bana eylem de bulunan şahıs da duran aracın şoförüydü…

‘Ne yapıyorsun” dedi..
Bende, yanına gittim, “Araştırmacıyım, görevliyim, iznim var örnek alıyorum” dedim.

Bana dediği ilk şey şu: “Köyümüz sahipsiz değildir”

“Size böyle bir şey diyen mi oldu” dedim. “Buyrun gelin örnekleri göstereyim” şeklinde devam ettim.

Yalnızdım ki bütün köylere de yalnız giderim, böyle bir şey başıma daha önce gelmedi…

İZAN ETTİM İKNA OLMADI

İzah ettim.
Dedim, “Her halde ikna olmadı”
“Evet olmadım” dedi.

“Siz kimsiniz” dedim..
“Ben muhtarım” dedi.

Sonrasında “Tamam ne güzel işte, muhtarı buldum anlatıyorum” dedim.
Bana da, “Muhtar değilim, muhtarın kardeşim. Örneklerini al git” dedi.
Bu kez bende, “Sizin öyle bir selayitiniz yok. Bakanlıktan araştırma onayı, üniversitenin verdiği görevlendirme izni, personel kimlik kartımı” gösterdim.
“Bunları sen yazdın” dedi.
Bende, “Görmüyor musun, altında e - imza var”
Personel kimliğimi yanındakine gösterince, yanındakine “Ya bırak bu Profesör, bırak” dedi.

2 TANE YUMRUK ATTI, TEKMELEDİ… KÜFÜR ETTİ!

İki tane yumruk attı.
Orada isabet etmedi. Çünkü öteki arkadaşı araya girdi.
Ben bu esnada şaşırdım.

Küfür etmeye başladı, üzerime yürüdü, arabaya vurdu “Defol git” dedi. Yine yumruk attı, 2 tanesi aldı. Şapkam düşünce, tekme attı..
Arkadaşı da, “Hocam git, tamam bırak” dedi.
Neyse biz gitmek üzereyken o örneklerimi dağıttı.
Bunlar suç..
Çıldırmış gibi..

KÖYE MUHTARI BULMAYA GİTTİ

Ben köye gittim, bakalım muhtarı bulabilir miyim diye..
Az ilerden döndüm, 10 kişi aracımı durdurdu. “Tamam” dedim, “10 kişi ne yapacaksınız”
Muhtar geldi, olayın nasıl olduğunu görmek istedi.
O bana saldıran şahıs, hiç durmuyor, beni konuşturmuyor, yalan konuşmaya başlıyor.
Muhtar “Hocam gel senden dinleyeyim” dedi.

JANDARMAYA ŞİKAYET EDECEKTİ…

Bende, “Jandarmayı çağırın şikayet edeceğim” dedim.
Bana saldıran, telefonda diyor ki, “Ben bu şahsın fotoğrafını çektim etrafa yaydım”
Ama ben fotoğraf çekip çekmediğin görmedim. Sadece o sözlerini duydum.
1 saat orada ben alı konuldum, 10 kişi vardı.
Sonra dediki, “Hocam jandarmaya gidelim” dedi..

JANDARMA DİYE KORUCU KULÜBESİNE GÖTÜRDÜLER..

Ben tek olarak takip ettim, önde muhtarın yanında 1 kişi vardı. İç Ören Köyü’nde bir kişi aldım. Muhtemelen korucuydu. “Hocam sorun var mı” dedi. Bende, “Var” dedim.
İç Ören Köyü’nden ana yola inince, korucu kulübesine gittik.
“Jandarma yok dedi” oraya gitmiyoruz.
Korucu kulübesine gittik, benim yanımdaki şikayet olmasın dedi.
Korucu kulübesinde çay verdiler.
Köylülerle çay, may olayı yok. ‘Ne yapıyorsunuz burada kolay gelsin’ yok.
Orada maksak Jandarmaya ben şikayet etmeyeyim. Telefon açtılar, yanımda.
Savur, Karakolunu aradılar. ‘Kenan Yazıcı’ya ait yazı var mı, Kaymakamlıktan ve Valilikten gelen^
“Evet var. Kenan Yazıcı denilen şahıs Profesör doktor.. İnceleme yazıcısı var” denildi.

MUHTAR ÖZÜR DİLEDİ

Bırakmadılar beni
Şikayetçi olma diye..
10 kişi vardılar orada. 10 kişi korucu, muhtar, ben..
Gitmedim, “Şikayet edebilirdim etmedim”
Belki “Özür bana yeter” dedim.
Öyle düşündüm.
Akşam oluyordu zaten yoruldum. Devleti düşündüm, kurumu düşündüm. Ve daha sonra ben buraya geleceğim tekrar. Yarın ki çıkacağım araziyi düşünüyorum. Ben Jandarma’ya gitsem, bana soru soracaklar, ifadem alınacak, belki yarın arazi yapamam.. Benim için günü bırakın saatler önemli.
Ama böyle bir olay oldu.
Kesinlikle oldu.
Ben şikayetçi olmadı doğrudur.
Ama, muhtarın benden özür dilemesi belki kalbimi yumuşattı. Özürden sonra sarıldılar. Belki onlarda utandı, büyük ihtimalle bilim adıma haksızlık yaptık şeklinde.
Bende biraz yumuşadım, devlet zor duruma düşmesin, valilik, kaymakamlık..
Biz devleti düşünen insanlarız. Sadece bilimle uğraşan gözü başka bir şey gören insanlar değiliz.
Ben o kadar ile yalnız gitim, böyle bir şeyle karşılaşmadım.
Olabilir bazen her insan aynı değlidir ve onları da düşündüm gitmedim.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }