Trabzonspor'un da nur topu gibi Josef-Topal ikilisi benzeri bir ikilisi oldu artık...
Okay Yokuşlu ve Kucka ikilisi, önceki iki maçı, Göztepe maçı ve önümüzdeki haftalarda yanyana oynayacakları muhtemel maçlarda; gerek defansif gerekse ofansif anlamda sık sık verimlilik değerleriyle gündem olacaklar gibi.
Özellikle Okay Yokuşlu'nun, onu milli takıma çağıran özelliklerinden bu kadar uzak görüntü veriyor olmasını neye bağlayacağız?
Kucka'yla henüz ikili olamamalarına mı, yoksa Onazi'sizliğe mi?

***

Trabzonspor karşılaşmaya baskı yiyerek başladı... Sonra dengeledi ve uzaktan şık bir Kucka golüyle öne de geçti ama...
Sonrasında öyle bir yüksek baskı yedi ki, evlere şenlik.
Dikkatimi çeken bir durum şu, küçük büyük takım farketmeksizin, her takım önde oynamanın, önde basmanın nimetlerini görmüş gibiler.
Dün Göztepe takımı hem önde basan hem de geriden kaptığı toplarla hızlı çıkan bir takım görüntüsündeydi ve Trabzonspor kalesinde de bol bol tehlike üretip goller buldular.

***

Abdülkadir'i mağlup durumda ve 87. dakikada oyuna alarak müdahale konusunda maharetlerini konuşturdu yine Ersun hoca.
Oyunu okuma, tanımlama ve kazanma noktasında bizim sırrına asla eremeyeceğimiz işler yapması sanıyorum hocalığın şanından olsa gerek.
Kötü olan şu aslında...
Koskoca Trabzonspor'un sahada bu kadar aciz durumlara düşmesine rağmen oyuna müdahil olmakta bu kadar geciken bir teknik adamla kritik karşılaşmaları nasıl çevireceği!
Ligin yenisi, ligin eski oyuncularından kısa sürede bir takım oluşturmuş ve bir oyun ortaya koyma derdinde olan Göztepe takımına karşı bu kadar aciz duruma düşmüş olmanın izahı olamaz...
Geciken, bir türlü oldurulmayan transferleri mi yazsak, nerden başlasak onu da bilemiyorum.
Yazık tüm umutlara...
Geçen sezonun ikinci yarısının ilk 10 karşılaşmasındaki Trabzonspor'u gidin bulun geri getirin.
Baskısızlık mı? Yoksa doğru diziliş mi?
Şifre orada olabilir.
Bulun onu..