MHP adına büyük bir hezimetle neticelenen 1 Kasım seçimleri sonrası beklenen oldu.
Parti içi muhalif kanat olağanüstü kurultay için kolları sıvadı, kaba tabirle harıl harıl çalışıyor.
Yapılan kulislerde uzlaşılan ortak nokta, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin bu görevi daha fazla sürdüremeyeceği yönünde.
Dolayısıyla bu durum göreve talip yeni liderlere kapıyı araladı.
*
Şimdilik üç isim gündemde.
Koray Aydın, Sinan Oğan ve özellikle parti tabanı tarafından adaylığı merakla beklenen Meral Akşener.
Nitekim O’ da sonunda kararını verdi.
Çıktı, MHP’nin istikbali için bende varım dedi.
Evvelce adaylıklarını açıklayan diğer iki ismin, yani Koray Aydın ve Sinan Oğan’ın aksine Akşener’in adaylığı Bahçeli’yi bayağı rahatsız etti.
Öyle ki, kendisi bu duruma hiç kimsenin beklemediği bir karşı hamleyle yanıt verdi.
Neymiş efendim, Meral Akşener Fethullah Gülen Cemaati’nin adayıymış.
Vay be!
Bunu da gördük.
Özellikle seçim öncesinde gündemden hiç düşmeyen Paralel yapı iddialarına hiçbir şekilde yorum yapmayan Bahçelinin, olası bir kurultay öncesinde böyle bir örgütün varlığından söz etmesi, hatta bir uzantısının da kendi partisinde bulunduğunu iddia etmesi bence abesle iştigaldir.
Sayın Bahçeli’nin başkanlık yarışı öncesinde rakibini bu şekilde yaftalaması, bugüne kadar takdirle karşılanan siyasi duruşu ve temiz geçmişi ile hiç bağdaşmıyor.
Gerçi Akşener, iddia sonrası yaptığı açıklamayla durumu yalanladı.
“Ne Gülen, ne de başka bir cemaatin adayıyım” dedi.
Öyle mi, değil mi şimdiden kestirmek zor.
Ama şunu açıkça belirteyim.
1997 yılında gerçekleşen MHP Kongresi’nde Devlet Bahçeliyi Genel Başkan yapan irade, bugün de Meral Akşener’i  Genel Başkan yapmak istiyor.
Dolayısıyla Bahçeli, Akşener’in gücünü sağda solda aramamalı.
Kendisinden beklenildiği üzere, partinin içinde bulunduğu durumu kabullenmeli  ve kendisine yapılan eleştirileri saygı ile karşılamalıdır.
Nitekim Meral Akşener’ de,  siyasi yaşamı boyunca sahip olduğu duruşuyla bırakın ülkücü camiayı, bütün partilerden olumlu tepkiler almış bir isimdir.
Kendisi böyle bir parti mensubuyla gurur duymalıdır.
*
Şimdi.
Mevcut Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye göre kurultay tarihi belliymiş.
18 Mart 2018.
Bu tarihten önce kongrenin toplanması için yeterli delege sayısına ulaşılabilir mi, bilemem.
Adayların çalışmaları da yoğun, parti içi tartışmalar da.
Ancak; “Görünen köy kılavuz istemez” misali ortada çok net bir görüntü var.
Buraya yazıyorum.
Eğer kongre gerçekleşirse Devlet Bahçeli’nin en büyük rakibi, Meral Akşener olacaktır.
 
YOROZLU BALIKÇI HASAN DİYOR Kİ…
 
Öncelikle O’nun kim olduğunu belirteyim.
Yaşı 43.
Geçimini kendine ait balık tezgâhında balık satarak sağlıyor.
Ülkücü.
Hem de en koyusundan.
Trabzon’un Çarşıbaşı İlçesi’nde bulunan evinin bir cephesinde ve mütevazı otomobilinin arka camında koca bir MHP logosu var.
Yani, MHP aşığı.
Gurur duyuyor bu siyasi kimliği taşımakla.
Bugüne kadar MHP dışında hiçbir partiye oy vermemiş.
*
MHP ile ilgili kaleme aldığım bu yazı bana, Balıkçı Hasan’la aramda geçen bir anekdotu hatırlattı.
1 Kasım seçimlerinden birkaç gün sonrası kendisi ile karşılaşmıştım.
Çok moralsiz görünüyordu.
Kendisine, “abi nedir muhaseben?” diye sormuştum.
O’da cevap vermişti;
“Benim elim bu güne kadar MHP dışında hiçbir partiye oy vermedi. Devlet Bahçeli  yaptığı siyasetle ülkücü ideolojiyi dibe vurdurdu. Kimseye kulak vermiyor. Çünkü bu partide kendisinden başka hiç kimseyi düşünmüyor. O’nu oraya ülkücüler getirdi. Bence artık, kavgasız -gürültüsüz gitmesi lazım. Ama göreceksiniz gitmemek için elinden geleni yapacak. Bir dahaki seçim O yine orada olursa, ben  bu partiye oy vermem. “
*
Sayın Bahçeli, duyar mı duymaz mı bilmiyorum ama.
 
İşte tabanın sesi