Mimarlık, kişilerin bireysellikten uzaklaşıp toplumsal düşünebilme yetisini kazandığı uzun soluklu bir eğitim sürecidir.
Mimar kendi için tasarlamaz.
Mimar kendi için araştırmaz.
Mimar sadece kendini geliştirme çabası içinde olmaz.
Mimar bir toplum bilimcidir, bir şehir plancıdır, bir politikacıdır, halktır.
Mimar toplumun bir aynasıdır.
Ünlü düşünür Emerson’un dediği gibi “ Bir topluluk, bireyin uzamış gölgesidir.“
Mimar ise o gölgeyi şekillendiren bir paydaştır.
Mimarın yaptığı tasarımlar ve ürettiği mekanlar kullanıcıların hayatlarını direk etkilemekte ve alışkanlıklarını değiştirmektedir.
Bu yüzden mimarın eğitimi ve tasarımı sonu olmayan ömür boyu öğrenme biçimidir.
Bu düşünce sistemi içerisinde mimaride bağlam; ömür boyu süren, geçmiş ile gelecek arasında bağlantı kuran, yer, mekan, zaman kavramını birbiri ile ilişkilendiren geniş perspektifli bir öngörüdür.
Ünlü Mimar Louis Sullivan bu konuda şöyle bir sözü vardır. “ Doğru yapılmış bir bina, içinde bulunduğu tüm koşulları doğal, mantıklı ve şiirsel bir şekilde aşarak yükselir. “
Mimarlıkta dün yoktur. Bugün yoktur.
Mimarlıkta her zaman için geleceğe yönelik tasarımlar ve çalışmalar yapılmaktadır. Fakat her tasarım, günün koşulları ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Çevrenden, ihtiyaçlardan bağımsız bir düşünce sistemi içerisinde yapılan tasarımlar toplumda kendine yer bulamaz. Bulunduğu mekana aykırı olur ve dışlanırlar.
Mimar toplumu şekillendirmek için kendini geliştirir. Öğrenir. Öğretir. Araştırır.
Toplumun ya da teknolojinin gerisinde kalmamalıdır.
Her zaman birkaç adım önde olmalıdır.
Toplumu yönlendirmelidir. Onun ihtiyaçlarını önceden görmeli ve şehir ile mekanların planlamasını bu öngörü üzerinden planlamalıdır.
Mimar sorun çıkaran değil, çıkan ya da çıkabilecek olan sorunları önceden gören ve çözendir.
Mimarlıkta “olmaz” ya da “yok” diye bir kelime yoktur.
Mimarlıkta tasarımda “en güzel bu olur başka olmaz” diye bir kavram da yoktur.
Mimarlık her zaman daha iyisinin olabileceği, geniş yelpazesi bulunan uzun soluklu bir yolculuktur.
Mimarın hayatı tasarımdır.
Mimar eğitim aldığı ilk günden itibaren tasarım eğitimi başlar ve en güzeli ölene kadar tasarlamaya devam eder.
Bu bağlamda;
Eğer mimarsan tasarlarsın,
Eğer mimarsan sorun çözersin,
Eğer mimarsan toplumu yönlendirirsin,
Eğer mimarsan gerçekten ÖLÜMSÜZ olursun…