Suçlu önce vatandaş sonra devlet..
Sel ve taşkınların en büyük suçlusu devlet.
Çünkü imar konusunda adeta uygulamaları ve kanunları kevgire döndürdü.
Her on yılda bir imar affı çıkar mı..?
Vatandaş da bırakın yapsınlar bırakın yıkıp geçsinler mantığı ile imara aykırı binalar yapıyor.
Bizim vatandaşımız gıdımına kadar arsasını kullanmak istiyor. Yetmiyor dere yatağına da tecavüz ediyor.
Toprak bölüşümünde anlaşamayanlar ucube binalar dikiyor.
Devlet de seyrediyor.
Konunun uzmanları felaket gelmeden uyarıyor.


Dinleyen yok.
Ve sonuç..
Karadeniz Bölgesinin;
En güzel
En bilgili
En eğitimli
En sosyal
En keyifli
En huzurlu
En mutlu
En yaşanılabilir

İlçesi Arhavi yerle bir oldu.
Boğaziçi deniler bölge, Kapisre deresinin kıyısında tarım arazisiydi. Sonra koca koca binalar dikildi. Apartmanlar bir birinin yatak odasının içine bakıyor. Böyle evde otursan ne olur. Dar sokaklar. Güneş almıyor. Katlı apartmanlar. Dereye bir adım uzaklıkta.
100 yılda bir gelen afet, Arhavi’nin güzelliğini aldı gitti.
Suçlu sensin devlet.
Suçlu sensin Arhavili..

***

Evet, At hırsızıyız.. Sizi gibi emek ve alın teri hırsızı değiliz
Sedat Tunalı kardeşimiz, katıldığı bir TV programında Trabzonspor-Başakşehir maçını yorumlarken, Başakşehir’in Trabzonlu oyuncusu için At harsızı köyünden  diyerek bir espri yaptı.
Başakşehirliler ayaklandılar.
Espriyi hakaret kabul ettiler.
Evet, biz bu bölge insanı at hırsızıdır.


Rus işgalinde, Rus ordusunun atlarını çalmıştır. Mücadelesini, dik duruşunu, işgale karşı direncini atları çalarak göstermiştir.
Of’tan, Trabzon’a..
Ordusu terhis edilmiş, silahları elinden alınmış bir ülkenin bölgedeki yurtsever insanları işgalcilerin atlarını, silahlarını çalarak savaşmıştır.
At harsızlığı buradan gelir.
Sizin gibi, emek ve alın terin hırsızı değiliz.

İngiliz işgalcileri İstanbul’a girdiklerinde onlara futbol oynayanlara  gibi teslimiyetçi de değiliz.
Atlarını çaldık atların.
O nedenle Salih Tunalı’ya laf edemezsiniz.

***


Monşerlerin icraatı..!
Ben yıllarca Trabzonspor ile Avrupa’ya maçlara gittim. İngiltere’ye, Fransa’ya, Portekize, İtalya’ya, Malta’ya, Polonya’ya..
Ne kadar maça gittimse, Türkiye’yi temsil eden bir takımı gittiğimiz ülkedeki büyükelçi’miz karşılamaz mı.? Kampına gelip bir isteğiniz var mı demez mi..? Monşer de olsa bunu yapmaz mı..?
Uzun yıllar böyle bir karşılama ilgi görmedik.


Sonra konu ile ilgili çok sert yazı yazdım.. Her halde Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz’dı.. Özel kalemi aradı bundan sonra böyle bir şey olmayacak dendi.
O yazıdan sonra Norveç’e gitti. Büyükelçi takımı konutuna çağırdı.


Portekiz’de de öyle oldu.
Danimarka’da da büyükelçi bizi konutunda misafir etti.
 Açık büfede hayatımın şokunu yaşadım. 
Bir ahçı, bana sen Ali Savaş mısın dedi.. 
Meğer Hopa Ortaokulundan arkadaşım. Dış işlerinde ahçıyımış. 
Hasret giderdik..

Şimdi Trabzonspor ile Avrupa’ya gitmiyoruz.. Genç meslektaşlarımıza o görevi devrettik.
 Büyükelçilerin Türkiye’den gelen her takımla yakından ilgileniyorlarmış…
Doğrusu da bu

***

Halk çocuğu Büyükelçi
Şimdi size monşer değil halk çocuğu bir büyükelçiden bahsedeceğim.
Trabzon’un evladı.
Sudan Büyükelçisi, İrfan Neziroğlu.
Trabzon’a geldi.
Birlikte olduk.


Halkın içinden çıkan biri olarak Sudan’da da halkın içinde.. 
Düşünün Türk lokumu yaptırmış, üzerinde Türk bayrağı var.. Oyunca bebek, araba yaptırmış üzerinde Türk bayrağı. Trafikte gördüğü Sudanlı çocuklara dağıtıyor.
Sudan’da halk ile bütünleşmiş.
Buradaki Türkiye ve Trabzon’daki Sudanlı öğrencilerin adeta babası gibi.
Trabzon ve Türkiye’de okuyan bütün Sudanlı öğrenciler İrfan Neziroğlu’na Türk Babamız diyor. Her sorunları ile ilgileniyor.
Sudan’daki Türk öğrencilerin de hamisi.


Her gün ülkenin bir yatırımcı bakanını ziyaret ediyor.
Her gün Sudan’a gelen Türk iş adamlarını takip ediyor. Onları arayarak büyükelçiliğe davet ediyor.
Ülkenin en büyük mezbahanesi bir Türk girişimcinin, Neziroğlu’nun teşviki ile Sudan’a gelmiş.

Ülkenin en çok pamuk üreteni de Türk girişimci. O da Neziroğlu’nun önerileri ile ülkeye yatırım yapmış.
Sudan’da adı, Türk sefir baba.
Sudan’da Trabzonspor sevgisini aşılıyor.
Orada ne yapabilirim diyene, Trabzonspor forması gönder diyor. Yardım kolililerine de mutlaka Türk Bayrağı bastırın diye de uyarıyor.
Sudan’ı Sudan’da Sudanlı gibi seviyor.
Türkiye’de Sudan’ı enforme ediyor.


Türkiye Afrika’da yürümemeli koşmalı diyor.

Bu hükümet döneminde Afrika’nın toplamında 10 ‘dan az ülkede büyükelçilik varken sayı şimdilerde bir hayli fazla.. Müthiş bir şey.
İrfan Neziroğlu’nda büyükelçi egosu , yok.
Tam halka adamı.
Sudan’da da memleketi Trabzon’da da büyükelçi gibi değil, halk adamı gibi geziyor.
Altında makam aracı yok.
Koruması da.
Sudan’daki uygulamaları ile Dış işlerinin diğer büyükelçilere örnek gösterdiği performansı var.
Sosyal medyası Sudan’da iyi kullanıyor. Sosyal medya üzerinden Sudanlı gençlerle buluşup top oynuyor.
Eşi ve çocukları da Sudan’da.
Sudan’ın sanatçılarını da seviyor.


Mesela geçenlerde ülkenin en ünlü tambur sanatçısını ziyaret etti. Durumu kötüydü. Hemen evini düzene soktu, kirasını da bir Türk girişimciye ödetti. 
Marif Vakfı ile Fetö’nün kökünü kuruttu.
Sudan’ın her siyasi yapısı ile ilişkileri iyi.

İrfan Neziroğlu monşer değil halkın içinden çıkan Büyükelçi olarak Sudan’da Türkiye’nin gururu.
Bu arada Trabzon’un yüreğine bastı Metin Alper’le de Sudan’da buluşuyor. İki ülke sevdalısı, Sudan’da çok iyi işler yapacak.
Sudan’da bir hayali var.
Trabzonspor’u Sudan’a getirmek. Misafir etmek.
O hayalini de artık Trabzonspor gerçekleştirir.
Yolun açık olsun Neziroğlu.

Türkiye ve Trabzon seninle gurur duyuyor..

***


ZAYTUNG
İddiaların Odağındaki Bodrum Paramount Otel'den Açıklama: ''Kimse para ödeyerek kalmıyor, biz de mağduruz...''