Dönemin CHP Trabzon Milletvekili Şevket Arz’ı bir vatandaş arar.

Sayın Vekilim uygunsanız sizi yarın ziyarete geleceğim” der.

Milletvekili Arz, “Tabiki buyur gel” diyerek cevap verir

Aynı günün gecesi saat 03:00 sularında vatandaş tekrar arar:

Vekilim otobüs Sungurlu’da mola verdi. Merak etmeyin geliyorum

*

Bu anekdotu neden mi paylaştım

Tümlecimi dolaylayıp, meramıma tüneyeyim.

*

Malumumuzdur.

Önümüzde kritik bir seçim var.

Haliyle adaylar sahayı, sahadaki vatandaşlar ise adayları tartıyor.

Analizler, hesaplar, planlar, propagandalar yapılıyor.

Gelinen süreçte henüz kimsenin küfesi ağır basmıyor.

*

Peki, nasıl ağır basar?

Adaylar vatandaşlara kendilerini nasıl kabul ettirebilir?

Cevabı Milletvekili Arz’ı gecenin üçünde arayan vatandaşın cevabında gizli.

*

Doğallık, samimiyet ve iş takibi…

*

Özellikle bu coğrafyada, vatandaşlar samimi görünen, rol kesmeyen, tarlaya bağa bahçeye kösele ayakkabı ile girmeyen, sanayide takım elbise ile elinde İngiliz anahtarı tutmayan adayları her daim sevmiş ve desteklemiştir.

Çünkü insanlar artık yapmacık tavırlar takınan, halka tepeden bakan, ulaşılamayan, mavi boncuk dağıtan, danışmanlarına aldırdıkları notları çöpe atan siyasetçiler istemiyor.

Mamafih bu seçimlerde de doğallık ve samimiyet önemli avantaj olacaktır.

Ama tabi ki daha önemli bir avantaj, Ankara’dan esecek rüzgârdır.

Kimine kıble!

Kimine lodos…

Adaylar gün yüzüne çıkınca, rüzgârın şiddeti de o vakit daha belirgin olacaktır.

TRABZON’DA KİMLERİ MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖRMEYİ İSTERDİM?

HAKAN TERZİOĞLU: Son dönemlerde sıkça söylenen AK Parti özüne dönmeli çağrısının aslında vücut bulmuş halidir Hakan Terzioğlu. Sürekli halkın içinde ve halkın derdiyle dertlendiğine yakından şahit olduğum bir isim. İş takibi ve iş bitiriciliği bu şehre çok şeyler kazandırır.

İLKER AKINCI: CHP Trabzon Eski Gençlik Kolları Başkanı. Dürüst ve dinamik bir Türk genci. Enerjisini Trabzon için sonuna kadar harcayacağına ve samimiyetine yürekten inanıyorum.

SUAT HACISALİHOĞLU: Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı. Şehrin ve iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Özellikle istihdam ve yatırım konularındaki fikirleri takdire değer. Bu fikirleri hayata geçirmek için siyasette olmalı…

AHMET METİN GENÇ: Ortahisar Belediye Başkanı. Trabzonluların gözünde popülaritesini hiç kaybetmeyen bir isim ve aynı zamanda her kesimden oy alabilecek ender siyasetçilerden. İnsana dokunan hizmetleriyle, Ortahisar’ı bize her geçen gün daha da çok sevdiriyor. TBMM’de temsilcimiz olması hem bize hem de şehre çok şey kazandırır.

AV. SALİH CORA: Mevcut Milletvekili… Bir hayli yol kat etti. Deneyim sahibi oldu. Şehrin kazanımlarında önemli bir pay sahibi. Yeniden mecliste olmalı.

AHMET KAYA: Mevcut Milletvekili. Şehrin eksiklikleri ve yönetimsel zaaflara yönelik nokta tespitleri var. Olay yeri muhalefetçiliği gibi sevdiğim bir yönü de var. Yeniden mecliste olmalı.

AV. AYŞE SULA KÖSEOĞLU: Dinamizmini ve heyecanını seviyorum. Bu enerjisini tüm yönleriyle şehrin kalkınmasına yönelik harcayabilirse, önemli bir açığı kapatmış olur. Bu dönem de Ayşe hanımda olduğu gibi dinamizme ve heyecana çok ihtiyaç var.

MURAT ÖZÇİLİNGİR: Bir Trabzon beyefendisi. CHP Trabzon Merkez (Ortahisar) İlçesi eski Başkanı. Entelektüel bir bakış açısına ve parlak fikirlere sahip. Temsil noktasında, çalışkanlıkta ve mütevazılıkta rakibi yok. Bence değerlendirilmeli.

PROF. DR. SÜLEYMAN TÜREDİ: Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi Eski Başhekimi… Halkla haşır neşir ve gelinen noktada günümüzde cereyan eden sıkıntılara da vakıf bir isim. Çözüme yönelik elini taşın altına koymaktan çekinmez. Ayrıca tıpkı Ahmet Metin Genç gibi, her kesimden de oy alabilecek bir isim. Bu dönem bence değerlendirilmeli…

*

Bu isimlerden bazıları aday adayı oldu, bazıları olmadı.

Aralarında siyaset defterini kapatanlar olsa bile bu isimlerden birilerini aday listelerinde görmek, bir seçmen olarak beni mutlu edecektir.

Gerisi onların işi…

10 MADDEDE GENÇLER NASIL KAZANILIR?

1- Gençlere tropikal kapuska kıvamında nutuklar atmayın. Yemiyorlar.

2- İnkâr etmeyin. İspatlıyorlar.

3- Bol vaat yerine, akıl ve mantığa yatan vaatlerde bulunun.

4- Sosyal yaşama yönelik fikirlerinizi onlarla tartışmaya açın.

5-“Eskiden böyleydi…” şeklinde başlayan cümlelerden uzak durun. Konumuz şimdiki zaman.

6-Avrupa ile ülkemizi kıyaslama söz konusu olursa, eksiklerimizi saklamayın.

7- Bilgiye ulaşma artık daha kolay. Yalan söylemeyin.

8-Konu ekonomi ise, “Herkesin elinde son model telefon var” gibi sığ cümlelerden uzak durun. Karşınızdaki gencin size asıl anlatmak istediği şey, kantinde satılan tostun bir hayli pahalı olması…

9-Gülümseyin. Gençler siyasi ciddiyeti pek sevmiyor.

10- Çağın gereksinimlerine vakıf olun. Özellikle teknolojik konulara Fransız kalmak puan kaybettirir.

DÜRÜSTLÜK ADAMLIĞIN MARKASIDIR DİYORSAK, ACUN’DA BU MARKAYA TALİP OLMALI…

Deprem sonrası televizyon kanallarında düzenlenen yardım kampanyalarında maalesef ki Van depreminde yaşadığımız manzaranın aynısını yaşadık.

Toplanan bağış miktarının yarısı ilgili hesaplara yatırılmadı

Acun yuvarladı ama şovmenler gol atmak yerine kendilerini taca atmayı tercih etti.

Anlayacağız, merhamet dediğimiz şey, vicdanlarda yine bir nezaket aparatı olarak kaldı.

*

Sahibi olduğu kanalda bizzat sunuculuğunu yaptığı bir deprem yardım programında ahaliye rakamları yuvarlatan Acun Ilıcalı, o rakamları hesaba yatırmayan ve ekranlardan halka reklamlarını yapan o isimleri tek tek halka açıklamalı…

Dürüstlük adamlığın markasıdır diyorsak, Acun’da bu markaya talip olmalı…

DEPREMLER, SELLER VE CANIM BABAM!

Derinden sarsıldım.

Gök kubbe üstüme çökmüş gibi…

Deprem sahalarında insanların acılarına da şahit oldum; 1 hafta önce vefat eden babamın hoşça kal der gibi gözlerime ağlamaklı bakmasına da…

Her iki konuda da sizinle paylaşacak çok şeyim var ama bunları yazmaya henüz hazır değilim.

Başımı ellerimin arasından kurtardığımda söz…

İĞNEYİ KENDİMİZE, ÇUVALDIZI BAŞKASINA…

Cumhuriyet tarihi boyunca bu kelimeye aşinayız: “Torpil”

Zaman zaman karşısındayız.

Zaman zaman içinde.

Karşısında olduğumuzda, siyasetçisinden bürokratına kadar herkesi ağır bir şekilde eleştiriyor ve ortalığı ayağa kaldırıyoruz.

Peki ya sizce, torpili yapan kadar isteyen de vicdansız değil mi?

*

Bir anekdotla başladım, bir anekdotla bitireyim.

CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ı bir vatandaş arar ve şöyle der,

“Sayın Vekilim, oğlumun arabasını polisler çekecekler. Tüm evrakları tamam sadece ehliyet ve ruhsatı yok.

*

Ne diyeyim!

Pes!