Murat Kundak’ın moderatörlüğünde, ‘Kış Turizmi ile ilgili Murat Cahid Cıngı’, ‘Sağlık Turizmi ile ilgili Romatem Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Holoğlu’, ‘Doğa Macera Turizmi ile ilgili Cemal Gülas’, ‘Kültür Turizmi ile ilgili Ali Bilir konuşma gerçekleştirdi.
Sağlık Turizmi ile ilgili konuşan Köksal Holoğlu, “Sağlık turizmi, 17. Yüzyılda Avrupa’da Kaplıca Kasabaları ile başlıyor sistem. Orta Avrupa’da çok enteresan yerler oluştu” derken ardından dünyada sağlık harcamaları ile ilgili örnekler verdi.
Holoğlu, “ABD’ye 10 bin dolara bulan sağlık hizmeti var, Türkiye’de kamunun cebinden 150 dolar çıkıyor. Buna Sağlık Bakanlığı’nın merkezi bütçesi, kişilerin cebinden ilave sağlık harcamasını kattığınızda 600 doları buluyor. Dünyada bu kadar erişilebilir, kaliteli sağlık sistemi yok.
ASYA, PASİFİK GERÇEĞİNİ VURGULAMAK GEREK
Kıta Avrupa’sında daha farklı bir durum var. 1970 – 80’li yıllarda hızla toparlandı. Modern sağlık tesisi kurdular. Bu sırada orta doğudan hasta almaya başladılar. Fakat, Kıta Avrupa’sı nda artık durum değişti. ABD benzeri sorun yaşıyor. Orada ki sorun farklı. Maliyet değil, Kıta Avrupa’sında insan kaynağı sorunu var. Bugün hemşire bulamıyor, hasta bakıcı bulamıyor, doktor bulamıyor. Nüfus hızla yaşlanıyor. Kıta Avrupa’da, bekleme listeleri yüzünden artık dünyaya göç vermeye başladı.
Asya Pasifik gerçeğini burada özellikle vurgulamak istiyorum. Bir tarafında Yeni Zelanda, öbür tarafında Pakistan sınırı ile başlayan büyük bir coğrafya. Bu coğrafya artık sağlık turizminde olağanüstü işler yapmaya başladı.
Tayland ve Hindistan burada majör ülkeler konumunda. Tayland, son zamanlarda Hindistan’ı sayı olarak geçti.
TÜRKİYE, SAĞLIK TURİZMİ’NDE DÜNYADA 3. SIRADA
Sağlık Turizmi destinasyonlarında, dünyadaki 14 popüler destinasyon içerisinde biz 14. Sıradayız. Ancak, bu makaleler kim hazırlıyor, nasıl hazırlıyor bilemiyoruz. Aslında baktığınız zaman Türkiye, Tayland ve Hindistan’dan sonra 3. Sırada. Macaristan 2. Sıraya konulmuş ama muhtemelen bu Sağlık Turizmi makaleleri Avrupa kaynaklı hazırlandığı için Macaristan 3. Sıraya konulmuş. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bizim dünyadaki gördüklerimizle, yaşadıklarımız gösteriyor ki Türkiye ilk 5’in içinde. Lokasyon avantajı nedeniyle Tayland ile yarışır durumdayız. Hindistan ile ilgili tüm dünya medyasında olmuşuz haberler sayısı gittikçe artıyor.
İLAVE YAN GELİRLERLE, 7 MİLYAR DOLAR
2023 yılında Türkiye’de Sağlık Turizminin kümülatif anlamda, ilave yan gelirleri ile birlikte 7 Milyar dolara yakın bir geliri olduğunu ön görüyoruz.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, sağlık turizmi yapacak acenteler ve hastanelerin yetkilendirmesini yapan kuruluş konumunda ve dünyada bu konuda öncülük yapan bir kamu otoritemiz var. Dünyada böyle bir teşvik sistemi olan başka bir ülke yok.
SAĞLIK TURİZMİ ACENTELERİNİN YARISI İSTANBUL’DA
1043 adet Sağlık Turizmi Acentesi var. Bunların ne yazıkki dağılımı anormal. Yarısı 614 adeti İstanbul’da. Trabzon’da sadece 4 adet yetkili acente var. Bu sayının artmasını, daha fazla olmalı diye düşünüyorum. Belki İstanbul merkezli, Trabzon’da sağlık turizmi faaliyeti yürüten acente olabilir ama çünkü bu artık dünyanın yeni bir endüstrisi. Trabzon lokasyon olarak çok avantajlı. Yakın coğrafyalardan hasta alabilecek avantajına rağmen 4 adet, bu bana az gibi görünüyor.
DEPREM, SAĞLIK TURİZMİNİN BÜYÜMESİNİ ENGELLEDİ
2023 yılında sağlık turizmi ne oldu diye baktığımızda bizim sektörel olarak tahminimiz, yüzde 30 – 40 büyümeyi beklerken yüzde 15 küçüldü. Küçülmenin nedeni İstanbul merkezli deprem korkusu.
Bunu tetikleyen Şubat ayında yaşadığımız talihsiz büyük deprem. Bu depremden sonra kamu otoritesi olarak deprem haberciliği olarak tek merkezli haber yapamadık. Rakiplerimiz, özellikle Ortadoğu’da, birkaç medya grubu, ‘İstanbul’da deprem olacak. Orada tsunamiyi tetikleyecek’ diye haber yapıyorlar. İngiliz merkezli, Türkiye’de sağlık turizmi aleyhine haberler yapan medya grubu var.
O medya grubunun çok üzülerek söylüyorum, bir Türkiye uzantısı 5. kol faaliyeti olarak Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyeli ile ilgili haber yapıyor.
TRABZON, SAMSUN’DAN DAHA AVANTAJLI
2024 yılında yüzde 15’lik büyüme bekliyoruz. Şuandaki göstergeler bu şekilde. Trabzon, Samsun’dan daha avantajlı bir konumda. Bu noktada önemli olan lokasyon. Gürcistan lokasyonunu çalışmak lazım. Uçak işini sayın bakanımızla konuştuk, hazırlıklar devam ediyor” diye konuştu.
KÜLTÜR TURİZMİ NEDİR?
Kültür Turizmi il ilgili konuşan turizmci Ali Bilir, “Kültür Turizmi nedir? Aslında turizmin içine, biz turizmciler olarak bir sürü bir şeyler ekliyoruz. Aslında hepsi kültürün içerisinden çıkan kavramlar” dedi.
Bilir, ardından Kültür Turizminin neleri kapsadığını paylaşarak devam ettiğine konuşmasına, “Bizim güncel yaşamımızın içindeki her şey, yememiz, içmemiz giyim kuşamımız her şey kültürün içerisine giren bir faktör. Peki biz niçin seyahat ediyoruz? Farklı yerler görmek için, farklı lezzetler tatmak için. Bir yerde bir spor müsabakasına gitmek için. Ya da bir yerde senfoni konserine gitmek için. Bir yerin doğa olaylarını, sanatını, kültürünü, folklorik özelliklerini görmek için…
Bir kitle turizmi var, bir de kültür turizmi. Herkes deniz, kum güneş hallettikten sonra artık kültür gezilerine başlar!
12 AYDA GELEN ZİYARETÇİYİ, 3 AYDA ÇEKMEYE ÇALIŞIRSANIZ PATLAR BURASI
Kimler katılır? Daha çok belli bir gelir seviyesine erişmiş olanlar. Sosyo ekonomik düzeyleri biraz daha iyi olan insanlar, yaşadıkları yerden başka ülkelere, yerlere seyahat ederler. Daha çok entelektüel yapılarını güçlendirmek için seyahat ederler.
Birincisi turizmi 12 aya yayarsak, ülkemizde Trabzon’da şehrin, esnafın, acentelerin, taşımacının, rehberlerin yani tüm paydaşların yükünü hafifletmiş oluruz. 12 ayda gelen ziyaretçiyi 3 ayda çekmeye çalışırsanız, patlar burası. Ne otellerde yer bulabilirsiniz, ne de insan kaynağı bulabilirsiniz. Onun için her alanda, 12 aya yayılması gerekiyor.
Hikaye oluşturmamız gerekiyor. Hikaye çok önemli. Trabzon’un bir hikayesi var, bunun ön plana çıkarılması gerekiyor. Bugün turizm camiasında Trabzon’un hikayesi konuşulmuyor.
YAYLALARA ÇIKTIĞIMIZDA KOŞA KOŞA İNMEK İSTEMİYORUZ
12 aya yaymadan bahsediyoruz. Uzun, orta ve kısa vadeli süreçten bahsediyoruz. Trabzon, Karadeniz Yaylaları ile çok güzel bir doğa, güzel bir yer. Ancak yaylalara çıktığımızda günü birlik gidiyoruz. Yaylalarda, evlerin ya da küçük grupların konaklayabileceği tesislerin mutlaka olması gerekiyor.
Yaylalarda evler var. Bu evler kullanılmalı. Bunun alt yapısı oluşturulması gerekiyor. Ben günü birlik yaylalara çıkıp, koşa koşa inmek istemiyorum. Gezgin oralarda kalmak istiyor. Nemrut’ta nasıl güneşin doğuşunu izlemek istiyorsa, güneşin batışını da izlemek istiyor.
MARKA YAYLA ŞENLİĞİ YOK
45 – 50 tane yayla şenliği yapılıyor. Ancak hangisi marka? Hiç birisi. Tur acentelerinin sayfalarına girmesi lazım. İnsanlar, bu dönemde bunlar için de gelmesi lazım. Yayla turizmi sadece yaz tatilini Trabzon’da geçiren insanların hedefi olmaması lazım. Biraz da iç gezginlere de bakmak gerekiyor” dedi.
GÜLAS: SAHİP OLDUĞUNUZUN BİR HAZİNE OLDUĞUNU BİLMİYORSUNUZ
Doğa Macera turizmi ile ilgili konuşan Cemal Gülas ise, “Bugün görüyorum ki, sizler sorumluluğunuzu yerine getirmek yerine, turizm adına örümcek ağları örmüşsünüz. Sattığınız ürünün markası yok. Ne sattığınızın farkında değilsiniz. Neden örümcek ağı diyorum. Çünkü örümcekler de ağ gerer, oraya rastgele vuran canlılarla beslenirler. Rastgele turizm olmaz. Dünyada tur operatörleri, yıllarca önceden turları alırlar programlarına koyarlar ve satarlar. Sen daha sezon başlamadan önce kaç kişi gelecek, nereye gideceklerle ilgili fikir sahibi olurlar.
Balık ıslak olduğunu bilmez derim. Bildiklerinizi unutun. Yöntemler sizi çıkmaz sokağa getirmiş vaziyette. İnanın, o kadar basit çözümleri var ki bu bölgenin turizmine katkı yapmanın. Dersiniz ki, biz bunları neden düşünmedik? Neden düşünmediniz biliyorsunuz, çünkü siz sahipsiniz. Sahip olduğunuzun bir hazine olduğunu bilmiyorsunuz” dedi.
KIŞ TURİZMİ, TURİZM UNSURLARINI HAREKETE GEÇİRİR
Kış turizmi ile ilgili ise Ak Parti Kayseri Milletvekili ve Erciyes Kayak Merkezi A.Ş. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahid Cıngı konuştu. Erciyes Kayak Merkezi üzerinden, Trabzon ve bölgede kış turizmi ile ilgili konuşan Cıngı, ilk olarak Erciyes Dağı ve Kayak Merkezi ile ilgili bilgiler vererek, “Maalesef ülkemiz, çok sayıda kullanılmayan teleferik çöplüğü. Yanlış politikalar, uygulamalarla, Mahalli İdarecilerimizin inisiyatif ile tepe var karda yağıyor şeklinde ilerlemiş. Ondan sonra kullanılamaz vaziyette terk edilmiş. Doğu Anadolu bölgemizde çok sayıda teleferik var.” Dedi.
Cıngı, Erciyes Kayak Merkezinin kuruluşunda yaşananları anlatarak, “Bu bir Türkiye meselesi. Biz buna Erciyes, Kayseri olarak bakmadık. Milli mesele olarak baktık.
Özellikle Karadeniz Bölgesinde, D. Karadeniz’de Çambaşı Kayak Merkezi, Samsun’da Ladik, Gümüşhane, Bayburt’ta çeşitli kayak merkezleri var.
Trabzon’da da sayın bakan Faruk Özak beyin zamanında, kendisi de kış turizmine kafa yoran ve yatırım yapan devlet adamıydı. Çakırgöl Turizm Merkezi adı altında proje yapıldı. Kendisi bana da gönderdi. Yeri bilmediğim için fizibıl olup olmadığı konusunda bir şey söylemiyorum ama, Doğu Karadeniz bölgesinde 1 tane Kayak Merkezi, Trabzon’da yazın yoğun talep gören Sümela Manastırı, Uzungöl gibi turizm unsurlarının harekete geçmesine vesile olacak yatırım olarak görüyorum.
Dünkü çalıştaydan çıkan rapora göz atma imkanı oldum. Bu çalıştay Türkiye’nin 2 – 3 vilayeti hariç nerede yaparsanız, yapın aynı sonuçlar elde edilirdi. Sağlık turizmi, spor turizmi, kültür turizmi, doğa turizmi…
Anadolu Coğrafyasının her bir santimetresinde gezilecek yerler var. Acente konaklama, hizmet sağlayıcılar bunların yapılması uzun zaman alıyor. Trabzon’a bir turizm vizyonu çiziliyorsa, bunun yapı taşları belli olup, ürünün dışında tamamlayıcı hizmetlerin şimdiden planlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Panel katılımcılara çeşitli hediyelerin taktimi ile sona erdi.