Trabzonspor'da bir dönem teknik direktörlük görevi yapan, Trabzon'un yetiştirdiği önemli futbol adamlarından Mustafa Reşit Akçay açıklamalarda bulundu. Bordo mavili takımın durumu ve gidişatını değerlendiren Reşit Akçay, Fatih Tekke yönetimindeki Fırtınanın ligin ilk yarısında başarılı olduğunu ve mevcut oyuncularla iyi şeyler yapabileceğini belirtti.
Hakem hatalarından Trabzonspor'un değişen genetiğine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmeler yapan Akçay, Uğurcan'ın ayrılığı, Onana ve Oulai transferi, takımın yabancılaşması gibi daha pek çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. Trabzonspor'un sezona iyi başladığını ve yapılacak doğru hamlelerle daha da güçleneceğine inandığını belirten Akçay, Fırtına'nın efsane oyuncuları arasında yerini alan Fatih Tekke'ye hocalık döneminde de sahip çıkılması mesajını verdi.
AVRUPA İÇİN DESTEKLEMELİYİZ
Kuzeyekspres'e Trabzonspor eski teknik patronu Mustafa Akçay, “Trabzonspor'un içinde bulunduğu şartlar ve şampiyonluk sonrası oluşan stratejilerin bir kısmı yanlış, bir kısmı doğruydu. Bu stratejilere rağmen Trabzonspor bugün Fatih hocayla topladığı puanla olumlu bir noktada. Trabzonspor’un bu yıl Avrupa kupalarına katılması son derece başarılı bir durumdur. Bunu dikkate alarak sabırla takımımızı destekleyip Avrupa liglerinde oynayacak hale gelmesini sağlamamız lazım” diye konuştu.
ÇOK DAHA İYİ TAKIM OLACAĞIZ
Oulai’nin cezası sonrası orta alana hareketlilik getirdiğini sakat olan Bouchouari’nin de dönüşüyle bu alanda önemli bir güç kazanılacağını söyleyen Akçay, “Onuachu sakatlıktan sonra tam olarak kendini toparlayamasa da çok önemli katkıda bulunduğu bir gerçek. Hele ki tam kendini bulduğunda ise neler yapabileceğinin mesajını kısa süre içerisinde verdi. 3.bölgede büyük güç olacak. Savunmada ise çok iyi bir denge olmaya başladı. Savic’in tecrübesi orada bir ağ oluşturdu. Bence bütün bunlar bir araya geldiğinde bence iyi bir takım olacağız” diye konuştu.
FATİH HOCA’NIN ARKASINDA DURMALIYIZ
Fatih Tekke’nin iyi bir hoca olacağına inandığını dile getiren Mustafa Akçay, “Kaldı ki başka şansımızın da olmadığını düşünmeliyiz. Şehrimizde şu anda aktif olarak çalışan 3 tane antrenör var. İki tanesi şehirde Fatih Tekke ile birlikte bir tanesi de Bingöl'de. Antrenör yetiştirmekle ilgili de şehrimizin görevleri var. Bunu da sağlamak zorundayız. O nedenle Fatih Hoca'ya sahip çıkmalı ve onun arkasında durmalıyız” diye konuştu.

KORUMASIZ BİR ALAN
Akçay, “Hakem camiası içerisine çok kolay ulaşıyor. Siyasi hareketin ya da başka güçlü insanların ulaşabildiği bir alan oldu. Siz o alanları kontrol edemediğiniz sürece hakemleri de kontrol edemezsiniz, geliştiremezsiniz” dedi
AKADEMİSYENLERDEN OLUŞAN BİR KURUL OLUŞTURULABİLİR
Bu sezon yaşanan hakem hatalarıyla ilgili konuşan Mustafa Akçay, “Hakem camiası içerisine çok kolay ulaşıyor. Kurumsal bir yapı oluşturulamadı. Geçmişten bugüne kadar yükselmeler ve görev almalarla ilgili alan çok korumasız bir alan. Yani siyasi hareketin ya da başka güçlü insanların ulaşabildiği bir alan oldu. Eğer burası öyle oluyorsa bu sefer siz o alanları kontrol edemediğiniz sürece hakemleri de kontrol edemezsiniz, geliştiremezsiniz” dedi. “Hakem atamaları ve klasman yükselmeleriyle ilgili bir rönesans yapılabilir” diyen Akçay, şu ifadeleri kullandı:
“Bence hakem camiası içerisinde gerçekleşen yükselmeler ve atamalar, yine bu camianın içinden gelen kişiler tarafından yapılmalı. Eğer bu süreçler hakem camiasının dışındaki kişiler tarafından yürütülürse, neden futbolu bilen akademisyenlerden oluşan bir kurul oluşturulmasın? Bu kurul, hakemlerin maçlarını televizyondan izleyip yaptıkları hataları değerlendirerek, onlara belirli puanlar verebilir ve buna göre yükselmelerini ya da maçlara atanmasını sağlayabilir. 85 milyonluk bir ülkede böyle bir sistem kurulamaz mı? Elbette kurulabilir. Böylece içerideki hakemler, yükselmek için birilerine biat etmek zorunda kalmaz.”
BORDO-MAVİLİ KULÜBÜN YABANCILAŞMASINA KARŞIYIM, TRABZONSPOR KENDİ GENETİYLE BÜYÜR
Trabzonspor teknik direktörü Fatih Tekke’nin genç oyuncuları oynatmadığı konusunda yapılan eleştirilere katılmadığını dile getiren Akçay şunları söyledi:
“Biz çoğu ülkenin insanlarından daha zekiyiz. Bizim analitik zekamız ve pratik davranışlarımız dünyada sayılıdır. Mesela, cesaretimiz sayılıdır. Yani bazı şeylerde övünelim ama eksik olan yanlarımız da var. Toplumsal yararlılık üzerine çok çalışamayız. ortak iş yapamayız mesela. Bu yönde de eksikliğimiz var ama pratik zekamız ve analitik zekamız iyidir.
Şimdi bakın hani psikolojide bir sandalye tekniği vardır. Yani siz birini eleştirirken sizi o sandalyeye oturturlar. Bu sefer konuşmanız değişir. Yani sorumluluk sandalyesine. Kızılderili atasözü vardır. "Beni eleştirmeden önce benim ayakkabılarımı giyip benim yürüdüğüm yollardan yürümeniz gerekir" diye. Şimdi biz de yarın Trabzonspor'a gelebiliriz. Ondan önce de geldik. Biz diyelim 3- 4 kişi oynattık, Şartlar öyleydi. Şimdi şartlar değişti. Fatih Tekke kardeşimiz şu anda Trabzonspor gibi hayal edilen bir kulübü hocası oldu.
Ben de o duyguyu hissettim. Ben biraz daha şartlara göre cüretkardım yani. Ama o olmayabilir. O neden bu kadar genç oyuncuyu oynatmıyor da işte sonuç alacak oyuncular üzerinden gidiyor sözlerine katılmam. Çünkü o şu anda kendisini de ispat etmek zorunda ya da kendisiyle ilgili beklentilere de cevap vermek zorunda. Çok kolay değildir. Ama buna rağmen son 10 dakikada denedi ve sonuç çok da şanssız bir durumu oluşturdu ve bu konuda bile eleştiri aldı. Yani dolayısıyla oyuncuları da oynatmadan geliştiremezsiniz.
Fatih hoca bence genç oyuncu oynatmak istiyor. Çünkü kendisi de o yoldan geldi. Takımın yabancılaşması hoşuma gitmiyor tabii. Çünkü büyük kulüp olmanın dışında Trabzonspor'un başka bir özelliği daha vardır. Kendi genetiğiyle yükselir. Kendi genetiğiyle büyür. Yabancı hayranlığı var. Maçı kazanabilmek için inandıkları seçeneklerden bir tanesi ve rakiplerin yaptığı davranışların aynısının biz de yaparak başarılı oluruz diye anlayış koymuş olması. Ama burası İstanbul değil. Burası Trabzon. Burası Paris değil. Burası Trabzon."
SEVME ŞEKLİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ
“Trabzonspor üzerinden Trabzon'u çok aşağıda bırakmaya başladık” diyen Akçay, Trabzonspor'u sevme şeklini de biraz gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Akçay, “Çünkü Trabzonspor'u buraya taşıdığımız zaman Trabzon aşağıda kalıyor. Buradaki değerleri unutuyoruz. Gençlerimiz, insanlarımız unutuyor. Operanın burada olduğunu unutmuş. Artı ressamlar. Dünyada Trabzonlu filozofun olduğunu çocuk bilmek zorunda. Buradaki kültürlerin hangileri olduğunu, Keltlerden başlayan diğer üç imparatorluğun içerisinden gelen bir kültürün ve buradaki insanların neler yapabileceği ile ilgili sanat, resim, şair, yazar, entelektüel dünyanın neresindeyiz biz? burası başka bir dünya. O zaman Trabzonspor'un e gücüyle ona tutunarak yükseliyoruz ama Trabzon'u aşağıda bırakıyoruz. Trabzon'u kaybediyoruz. Trabzonspor'u sevme şeklimizi biraz gözden geçirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

OULAİ İYİ BİR SEÇİM
Trabzonspor’un genç yıldız adayı Oulai hakkında da düşüncelerini aktaran Mustafa Akçay, “Bana göre iyi bir seçim. Bazı özellikleriyle birlikte tanımladığımızda yetenekli bir oyuncuya sahibiz. Şimdi bunun planlaması yapılmalı. Yani bunu nasıl kazandırabiliriz, bunu nasıl geliştirebiliriz, bunun neyi eksik? Şu an elde ettiğimiz verilerle Fatih hoca bunu yapabilir. Mesela bir değerlendirip hangi noktada daha eksiği var? Ekibinde mutlaka özel çalışma antrenörü, çalıştırma antrenörü vardır. O kişinin eksik olan bölgeleri ya da davranışlarıyla ilgilenen bir program yapılırsa hiç sorun değil, geliştirilebilir” dedi.
UĞURCAN BİR KAPI AÇMIŞTIR
Galatasaray’a giden Uğurcan Çakır hakkında dikkat çeken ifadeler kullanan Mustafa Akçay, “Trabzonspor kaleci Uğurcan'la birlikte yüksek rakamlı transferlerin de kapısını açmıştır. Uğurcan üzerinden bizim takımı izlemeyen çok büyük ekipleri olan takımlar şu anda Trabzonspor'u izlemeye başladılar. Ben buna inanıyorum. Bir de şu var. Bizim yöremizden savunmacı, kaleci çıkabilir. Bu yörenin yani çeviklik yapısı, dağlık yapısı olması nedeniyle bu yönde saldırgan atletik, agresif oyuncular çıkarabiliriz. Belki çıkaramadığımız santraforlar ve kreatif oyuncular. Kreatif oyuncularda da bazen şansınız olur. Örneğin Fatih kreatif oyunculardandı. Abdülkadir de kreatif oyuncuya yakındı. Devamlılıkla ilgili sorunları vardı ama onu da çıkarabiliriz. Dolayısıyla ben Oulai ile ilgili sabırlı ve iyi planlı çalışabilirsek yüksek rakamlı bir oyuncu daha satabiliriz Avrupa'ya." dedi.

UĞURCAN'I BENDE SATARDIM
Mustafa Akçay, “Daha önce Uğurcan'ı eleştirmiştim. Yani bir büyük takımın kaptanı olarak kalması yönünde bir tavsiyem vardı. Biz hayatlarına tabi ki karışamayız. Ancak başkanın söylediği şeylerde şaşırması gayet doğal. Çünkü başkan o rakama ulaşmak için bir strateji geliştirip geliştirmediğini bilmiyorum ama geliştirdiyse bunun çok büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Şimdi bu parayı Trabzonspor'un içerideki ekonomik sıkıntıların büyük bir çoğunluğunu çözecek bir rakama ulaştığını gördüğünde bu hamleyi yapması gayet doğaldı. Ben de olsam ben de yaparım." diye konuştu.
GİTMEK İSTEMESEYDİ ASLA GÖNDERİLMEZDİ
Uğurcan'ın Trabzonspor'dan ayrılmayı kafasına koyduğuna dikkat çeken Akçay şöyle konuştu:
"Sonuçta Trabzonspor'dan gitmekle ilgili bir planı vardı. Kafasına koymuştu. Gitmek istemeseydi asla gönderilmezdi. Çünkü o bunu hak etti ve şu anda 2 yıldan beri de Türkiye'nin en iyi kalecisi. Belki de Avrupa'da da klasmana girebilir. İlk ilk beşin arasına girebilir. Frankfurt'dan 5 gol yemesine rağmen iki tane refleks hareketi var.
O refleks hareketleri ve o topu kurtarmak öyle her kalecinin harcı değildir. Ben öyle bakarım. Refleks beklenmeyen davranışlara merkezi sinir sistemi üzerinden çabuk bir şekilde beyne göz algı yapacak. Beyin kasa algı yapacak. Kasın aklı var, onu uyaracak. Ve bu uyarıdan sonra da eyleme dönüşecek. Bu her kalecide bulunmayan şey. Bu artı bir hareket ve siz bu tip harekete para verirsiniz zaten."
BEN TRABZONSPORLUYUM DER
Teknik direktör Mustafa Akçay, Galatasaray’a transferinin ardından Trabzonspor taraftarından dua isteyen Uğurcan Çakır’ın sözlerini değerlendirdi. Akçay, milli kalecinin bu isteğini samimi ve içten bulduğunu belirtti. Akçay, “O hakkı Uğurcan’da görüyorum. Çünkü giderse önü açılabilir, mesleki olarak daha iyi bir noktaya gelebilir. Şampiyonlar Ligi’nde oynama hedefi var ve bunu Galatasaray üzerinden planladı. Ayrıca giderken Trabzonspor’a önemli bir gelir kazandırdığına inanıyor. Bu yüzden de bilinçaltında ‘Ben elimden geleni yaptım, beni eleştirmeyin’ düşüncesi var.” ifadelerini kullandı.

UĞURCAN GATALASARAY KİMLİĞİNE İÇİNE GİRİP ERİYEMEDİ
Tecrübeli teknik adam, Uğurcan’ın sözlerinin altında derin bir vefa duygusu olduğunu vurgulayarak, “Burada büyüdü, burada Uğurcan oldu. ‘Bana dua edin’ derken aslında ‘Beni büyüttünüz, bana çok emek verdiniz, ben büyük bir kaleci oldum ama sizin sayenizde’ demek istiyor. Bu, iyi niyetli ve samimi bir ifadedir.” dedi. Akçay, Uğurcan’ın hangi takımda oynarsa oynasın Trabzonspor’a olan bağlılığını koruyacağına inandığını da belirterek, “Yüzlerce futbolcu Galatasaray, Beşiktaş ya da Real Madrid forması giyebilir ama döndüğünde yine ‘Ben Trabzonsporluyum’ der. Uğurcan da onlardan biri. Şu anda Uğurcan'a bakıyorum hala kendini yabancı bir yerde gibi hissediyor. Bunu görüyorum. Hala Galatasaray'ın kimliği içerisine girip orada eriyemedi” dedi.
ONANA’YI SEVMEYE BAŞLADIM
Uğurcan sonrası yüksek meblağla Manchester United'dan kiralanan Andre Onana hakkında olumlu değerlendirmeler yapan Akçay, “Onana ilk maçında bana lider karakteristik özelliğe sahip olduğunu gösterdi. ilk müsabakadaki soyunma odasındaki ve antrenmanlardaki tavır ve davranışları benim Trabzonspor'u sahiplendiği anlamında bana fikir verdi ve bu da beni ona dönük olumlu düşünceler üretmemi sağlıyor. Alttan gelen genç kalecilerle de ilgilendiğini duyuyorum. Yani onlara da yardım etmek istiyor. Umurunda olmayabilir. Yabancılar öyledir. Ama bu farklı bir kişilik demek ki. Dolayısıyla ben onu bu davranışlarından dolayı sevmeye başladım, değerli bulmaya başladım” diye konuştu.
ÇOK AKILLICA BİR ADIM!
Akçay, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın son dönemde açtığı farkı değerlendirirken Trabzonspor’un yeniden yapılanma sürecinde “liyakat” ilkesine dikkat çekti. Akçay, başarılı bir kurumsal yapı oluşturmanın kulübün geleceği açısından hayati öneme sahip olduğunu ifade ederek, “Trabzonspor’un içinde liyakatsiz kişilerin olması doğru bir yaklaşım değil. En büyük ekonomik kayıp hatalı transfer politikaları. Dolayısıyla izleme komitesinin bilgili, yetenekli ve vizyon sahibi kişilerden oluşması gerekiyor” dedi.
Akçay, oyuncu keşif stratejisinde büyük kulüplerin yıldızlarını değil, gelişmeye açık genç yetenekleri bulmanın önemine değinerek, “Afrika, Güney Amerika, Japonya, Güney Kore gibi bölgelerde büyük potansiyel var. Ajax, Real Madrid, PSG gibi kulüplerin bu bölgelerde akademileri bulunuyor. Hatta Almanya bile artık Afrika’ya yönelmiş durumda. Fransa ve Portekiz 2. Liglerinin oyuncu yetiştirme açısından dünyaya örnek. Başkan Ertuğrul Doğan’ın bu liglerden takım satın alarak yatırım yapmasını çok akıllıca bir adım olarak görüyorum” dedi.
TRANSFERİ KİM YAPMALI?
Akçay, “Transfer çok detaylı bir iştir. Ne tek başına antrenöre bırakılabilir ne de tek başına bir yönetime bırakılabilir. Ben bunu yıllarca söylüyorum. Her ikisi arasında bir diyalog olmalı ve seçenekler birlikte düşünülmeli. Karar verici olan yine en son yönetimdir. İşin içerisinde çünkü ekonomi var. Karar verici olan, şartları düzenleyici olan yönetimdir. Hocaya dönüp ‘şunları şunları istedin ama ben dördüncüyü alıyorum.’ Alayım mı der? Ekonomim buna göre. İşte bu irtibattır, bu ilişkidir.
Ancak böyle mükemmel olabilir. Hiçbir zaman tek başına bir hocaya bırakılamaz. Çünkü Türkiye'de bir hocanın ömrü 6 ay. Yani 6 ay sonra bir değişim olduğunda o hoca seçenekleriyle birlikte bazı zayıflıklar veya bazı sorunlar yaşanabilir. Dolayısıyla mesela bugün Avrupa'da hoca değişimi 1 yıllık 1,5 yılla arasında değişiyor. Bizde bu 6 ay. her zaman söylüyorum transfer ciddi bir iştir. Tek başına bir antrenöre ve tek başına yönetime bırakılamaz.”
Şimdi Schalke'nin takımının bir oyun şekli ve transfer politikası var. Antrenör geliyor diyor ki ‘6 tane altyapıdan oyuncu gelecek.’ Bu 6 taneyi yazıyorsunuz. Üzerine siz ‘transferle ilgili isteklerinizi bize bildiriyorsunuz’ diyor. Ajax'ta oyun planı, oyun sistemi var. Nasıl oynanacağı ile ilgili bir plan var. Siz antrenör olarak geliyorsunuz. Diyor ki ‘Ajax'ın oyun felsefesi budur. Bunu kabul ediyorsanız buyurun. Kabul etmiyorsanız gelmeyin.’ Porto'nun bir oyun, transfer politikası var. Bunu size deklare ediyor ve siz buna göre geliyorsunuz. Ama Trabzon'un böyle bir manifestosu yok.”
BU ŞEHRİN İHTİYACI VARDI
Akçay, “Allah'tan yani bir şampiyonluk yaşadık Abdullah Avcı hocayla. Allah razı olsun ondan, ekibinden, o günkü şartlardaki yönetimlerden. Çünkü şehrimizin yani insanımızın buna ihtiyacı vardı ve çok da yerinde güzel oldu. Herkese dua ediyoruz.”
HEPSİ ÇOK ÖZEL OYUNCULARDI
Akçay, “Hamsik, Sosa, Colman, Adrian çok yaratıcı ve çok analitik zekaları, güçlü oyunculardı. Trabzonspor'un temel oyun anlayışında hız ve hareket topun ileriye doğru açılı oynanması, pas atılması ve koşuların öyle yapılmasına yönelik bir temel algısı vardı ve ona uygun o saydığınız futbolculardı. Şimdi aynı tip oyuncuları bir arada tutan fikir antrenörlerin fikri mi? yönetimin çözemediği sorunlar nedeniyle mi kaldı? Şimdi eğer yönetimin çözemediği sorunlarla kaldıysa bu da bir eksikliktir. Hem ekonomik zarar verdiği gibi hem de performans başarı eksikliği de yarattı. Dediğim gibi çok sağlıklı bir oyun ortaya çıkaramadık son dönemlerde. Takım organize etmekle ilgili ilgilenen kişilerin dikkat etmesi gereken konulardan biriydi o.”
BİZE ÖZEL OLANLARI KORUMALIYIZ!
Akçay, ‘Trabzon ülkenin aşağı yukarı 15- 25 arasında büyük ili. Artı yapı olarak yani Türkiye'de DNA'mızın bize vermiş olduğu özellikler açısından da farklıyız. Melez yapımız var. Üç imparatorluk görmüşüz. Dünya kadar millet buralarda yaşamış, geçmiş. Biz kendimizdeki değerlerle özel olmaya, başarılı olmaya meyilli bir ırkız. Yani isteyip de kendi alanında başarılı olan dünya kadar insanımız var. Tanrı bize böyle bir ayrıcalık vermiş. Dolayısıyla bize özel olanları korumalıyız. Onu biz burada Uğurcan’ın kalmasını zorlayabilirdik ve çocuklarımızla birlikte o da büyüyebilir miydi? Evet. Ama şartlar Trabzonspor'un yarışma içerisindeki şartları yerine getirecek durumu çok fazla iyi değildi. Eğer ekonomi sıkışmış bir alanı olmasaydı bence yönetim kurulu da gitmesine asla izin vermezdi.”





