Gündem o kadar yoğun ki, Trabzon, Trabzonspor, parti kongreleri, bizi bu yoğun gündemden çekip çıkaran Türkiye’nin önde gelen yönetmenlerinden beyaz perdede 3 milyonları bulan filmlerin yapımcısı Trabzonlu hemşşerimiz Adem Kılıç oldu.

3. filminin galası için bizi İstanbul’da misafir etti. Trabzon’dan kafamızı kaldırıp bakamıyoruz ki İstanbul’a ne var diye. Davette gala için ‘Torium AVM’ yazıyordu ilk kez duymuştum.
Tahmin ettiğimden de görkemli bir AVM. Her tarafında Oflu Hoca yazıyor. Of ve Hoca. İstansbul’un en kalabalık AVM’si bu afişlere bürünmüş. AVM’de yüzlerce insan galayı alkışlarla, horon teperek kolbastı oynayarak, filmi de kahkahalarla izledi. Gurur duydum.

Bende Yıldız Teknik Üniversitesi’den genç bir kardeşimi özellikle davet ettim. Sanata ilgisi oldukça fazlaydı. O filmi izlerken ben bir taraftan onu seyrediyordum, tepkileri benim için önemliydi. Ve bir ara gülerken beni yumrukladığını ve gözlerinden yaş geldiğini görünce “Tamam bu film olmuş’ dedim.

Çünkü ben bir taraftım, benim şehrimin tüm güzelliklerini görüyordum o beyaz perdede.

Güneş’in Boztepe’den denize süzülüşünü, Uzunsokağı, Kunduracılar’ı, Zağnos Vadisi’ni, Kemençeyi, silahı, taş fırın ekmeğini, memleketimin futbola olan aşkını, bir evladın babasına olan saygısını, bir hocanın dinimizi anlatmak için verdiği çabayı, Trabzon’da başarılarıyla dünyaya nam salmış spora verdiği desteklerle taktir gören işadamı Celil Hekimoğlu’nu, ilk özel üniversitesi Avrasya’yı. Yani Trabzon’u yaşadım gurbette filmi izlerken. Belki biz alışkınız, her gün görüyoruz fakat gurbetteki hemşerilerimizi düşünün.

Kolay değil, kurt kapanı beyaz perdede şehrini böylesine tanıtmak.

Filmin üçüncü serisinde de hiç çekinmeden Trabzon’umuzu tanıtan bu film ile ilgili bir arkadaşımız ‘Kardeşim belgesel gibi birşeydi, öyle hoca ile dalga geçmek, dine hakaret etmek falan deyince’ karıştırıyorsun aynı filmi mi izedik dedim. Meğer arkadaşımız vizyona girmeyen başka bir film ile karıştırmış.

Konuyu biraz irdeleyelim dedik. Meğer filmin yapımcı yönetmeni Adem Kılıç’ta aynı konuya muhatap kalmış.

Peki filminde oflu Hoca’yı nasıl anlatıyordu yönetmen Adem Kılıç. İşte kendisiyle yaptığımız kısa söyleşi.

Filmdeki Oflu hoca karakterini bize biraz anlatırmısınız?

ADEM KILIÇ: Oflu Hoca’nın Şifresi filmini tasarlarken, Of’tan yetişen ve Oflu Hoca olarak ün yapan sayısız din âlimini tanıtmayı; İslam’a katkılarını; bilim, tutku ve aşkla dolu inançlarını mizahla nasıl pekiştirdiklerini; dini, mizahi bir üslûpla halka sevdirmede ne kadar başarılı olduklarını anlatmayı hedeflemiştik.
Film gösterime girdi ilk tepkiler nasıl?

ADEM KILIÇ:
  Sevinç ve gururla söyleyebilirim ki, film vizyona girdikten sonra izleyiciden aldığım tepkiler, hedeflenen bu amaca fazlasıyla ulaştığımızı göstermektedir.
Filmimizdeki hocamız bilgili, görgülü, hazır cevap, çağdaş ve nüktedan, tipik bir Oflu Hoca’dır. İnsanları hurafelerden uzaklaştırmakta, sorularını mizahi dille cevaplamakta, onlara dinimizi sevdirmektedir.
Haksız eleştirilerin nedeni başka filmle karıştırma mı?

ADEM KILIÇ:  Filmimizin zaman zaman isminde “hoca” ya da “Oflu Hoca” geçen ve Oflu Hoca’yı haksız yere olduğundan farklı tanıtan başka bazı filmlerle karıştırıldığı duyumları almaktayız.
Oflu Hoca’nın Şifresi filminin, Oflu Hoca’yı çağrıştıran başka hiçbir filmle, isim benzerliği dışında alakası bulunmamaktadır.

Evet Adem Kılıç’ın bu açıklamalarından sonra tevsiyem, öyle kulaktan dolma eleştirilere aman vermeden şehrimizi tüm güzellikleriyle, mizah karıştırarak tanıtan bu filmi izlemeden yorum yapmayalım.
Oflu Hoca’nın Şifresinde Trabzon’da gündelik hayatta kullanılan sokak ağızı beyaz perdeye tüm çıplaklığı ile yasıtılmış. Hatta filmi izlerken arka sıradakilerin ‘Ula ayni bizim İsmail gibi sövüyor’ yorumu bunu doğrular nitelikteydi.

Ne oldu, küfürden rahatsız mı oldunuz. Aslında hiç küfür eden bir millet değiliz. Yakında bağlaç olarak ve/veya yerine başka cümleler girecek neredeyse Karadeniz literatürüne. Benim bizi size kötü anlatmak, aşağılamak, karalamak gibi bir niyetim yok. Fakat hepimiz bu şehirde birarada yaşıyoruz. Neyin ne olduğunu da az çok biliyoruz. Günlük konuşmalarınızda bir sayım yapın ne demek istediğimi anlarsınız.

Ne yapmış Adem Kılıç

Millet gibi nimete, pastaya ekmeğe tecavüz mü ettirmiş.

Annesine, kızına tecavüz edilen sahneler mi çekmiş.

Kiliselerde, camide sex partisi sahnesi mi koymuş.

Ama siz bu filmleri de izlediniz ve ‘Süper olmuş’ demediniz mi?

Evet ABD yapımı o ahlaksız filmlerden bahsediyorum.  Beyaz perdede kahkahalarla izleyip anlatmadınız mı splinterin arkadaşının annasine, pastaya tecavüzünü.

Bu filme lütfen haksızlık etmeyin. Emek, sanat, ve Trabzon hassasiyetinin en güzel, en komik, en yalın halde anlatıldığı Oflu Hoca’nın Filmi’ne sizden yardım, destek veya hak etmediği bir değer vermenizi değil, izleyip öyle yorumlamanızı istiyorum.

Ben izledim, güldüm, gülenleri izlerken ayrıca güldüm.

Eminim sizde çok güleceksiniz.