Bu ara sokakta bu sözü çok duyuyorum. Şehrin Belediye Başkanı halkın arasında değil. Trabzon'daki önemli toplantılara katılmıyor. Halka inemiyor.

Ama o sözden daha fazla da "Gümrükçüoğlu bir dönem daha Trabzon'un belediye başkanı olmalı. Bu şehrin çehresini ancak o değiştirir. Çok iyi gidiyor" sözüne tanık oluyorum.

Peki sizce belediye başkanı kriteri nasıl olmalı. Hergün halkın arasında gezip, sarılıp öpüşüp, hiçbir hizmet yapamasa da halkla iyi geçinen bir belediye başkanı mı?

Yoka şehri geleceğe taşıyacak çok önemli projeleri hayata geçirmek uğruna seçim kaybetmeyi veya halktan kopmayı göze alan bir belediye başkanı mı?

Trabzon eski Belediye Başkanı Orhan Karakullakçu ile Sayın Milletvekilimiz Volkan Canalioğlu'nun başkanlıklarını ve seçimi kaybetme nedenlerini bir gözden geçirirsek yukarıdaki iki soruya daha net cevaplar bulabiliriz.

Karakullukçu, Gümrükçüoğlu gibi kendini hizmete adayıp üzerinden yıllar geçmesine rağmen yaptığı hizmetlerleri ile Asım Aykan'dan daha fazla konuşulan bir belediye başkanı. Kaybetti. Tüm yaptıklarına rağmen kaybetti. Neden. Çünkü parayı yerin altına gömdü şehri makyajlayamadı. Yaptığını anlatamadı.

Volkan Canalioğlu Gümrükçüoğlu'nun aksine muhalefette olması hasebiyle istediği hamleleri yapamayarak, Trabzon'a 5 yılda pekte birşeyler katamayan, fakat hep halkın içinde, esnafın yanında, düğünde, cenazede, yemekte, mevlütde halkıyla olan bir belediye başkanı. O da kaybetti. Nedeni, yaptıklarının çok daha fazlasını anlatsa da, hep halkın arasında olsada..

Hizmetleri ve vaatleri halk tarafından yeterli bulunmadı.

Başkan Gümrükçüoğlu projeleri partisinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rüzgarı ile uçtu ve Başkanlık koltuğuna kondu.

Karakullakçu gibi biraz soğuk bir profil çizse de, altyapı kadar üstyapı da başlattığı büyük projeleri ile, Trabzon'da çok önemli bir kesme kendini kabullendirmiş. Erdoğdu yolunu, Kanuni Bulvarı'nı, Zağnos'u ve birkaçı proje olarak söylenmeyi hak etmese de 61 deyip 80'lere dayanan ve çoğunu başlattığı projeleri görenler "Bırakın adam çalışsın, nerde nasıl çalıştığının ne önemi var Trabzon'a birşeyler yapsın" diyor.

Başkan İstanbul'daymış, Ankara'daymış. Valla benim hiç umrumda değil.

Nerede olursa olsun. yeter ki bu şehirde çalışmalar durmasın.

Ne zaman ki Kanuni durur, Akyazı stop eder, Erdoğdu yolu tıkanır. O zaman Başkan Gümrükçüoğlu en ağır eleştiri oklarımın hedefi halinde gelir.

NELER YAPIYOR VE YAPMALI…

Ne zaman Trabzon Merkezde Konut sayısını arttırır, trafiği rahatlatır, şehrin sokaklarında yol ve tretuar çalışmalarını başlatıp, sonlandırır, yağmur suyu ve kanalizasyon sistemini birbirinden ayırır, derin deniz deşarjlarını tamamlar, Karadeniz’den çalınıp yol haline getirilen sahilimizde kumsallar oluşturacak yapıları yapar, çimento fabrikasını kaldırır, şehir merkezindeki, kamu binalarını ve sanayi sitelerini şehirden uzaklaştırır (Kanuni yol projesi bu iş için bir fırsat olabilir bu yola paralel bulunacak alanlarda Kamu binalarının yerleştirilmesiyle bir taşla iki kuş vurulur, hem merkezdeki trafik yoğunluğu buralara kaydırılmış olur hem kamu binaları yenilenir, hemde arazisi kıymetli olan bu yerler Trabzon ekonomisine kazandırılır.), yeşil alanları artırır ise o zaman gerçekten Trabzon’da ikinci bir marka olur.

Bunları yapacak fırsatı da, enerjisi de hırsı da vardır. Bu işlerin birçoğuna başlanmıştır zaten. Geriside yapıldıktan, önerilerimize kulak verildikten, halkın sesine yapılan işlerle karşılık verildikten sonra Gümrükçüoğlu’nun nerede olduğunun benim için hiç önemi olmaz.

Zaten bu kadar iş de Trabzon’da oturarak yapılmaz.

Gümrükçüoğlu en çok 2 dönem Trabzon Belediye Başkanlığı yapar

Sonra atar kendini meclise.

Dere gider kumu bize kalır.

İşte mesele bu.