Dilimizde tüy bitti söylemekten, kalemimizde mürekkep kalmadı, klavyemizde tuşlar çalışmaz hale geldi...
Olmuyor dedik, olmuyor denildi, ülke futbol sorunu, ülke futbol derdi haline haline geldi bu ikilinin "olmazlığı" hali....
Saymadık, hiç bir maçları yok etkili, sonunda iyi bir futbolun konuşulduğu...
Gerek eski eski teknik adam, gerekse yeni mevcut teknik adam...
Ne zaman bu ikiliyi yanyana tercih ettiler, ettiklerine pişman olmalarını geerktirecek durumlara düştüler...
Düştürler de ne oldu?
Onazi tercihi can simidi oldu, kurtardılar durumu...
Sonra ne oldu?
Onazi cezalı olunca, yine başa sarıldı. en ufak bir çözüm üretilemedi, dün gece de aynısı oldu, ortaya bir alternatif futbol aklı konulamadı...
Dün gece saha ve seyircisi önünde özellikle ilk dakikalarda ne yapıp, ne yapamayacağı herkesin malumu olmasına rağmen bu hızı kesemedi Trabzonspor.

YUSUF SOLDA OLMAZ 
Gol adeta geliyorum dedi, geldi...
Golün geliş şekli, Abdülkadir'e ömürlük ders niteliğinde oldu. Öyle bir yerde, öyle bir şey denedi ki, takımına pahalıya mal oldu.
O dakikalar, o hız ve oyun başlangıcına direnç; daha maçın başı sayılabilecek anlarda reaksiyonun da kırılmasına sebep oldu. Trabzonspor takımı, takım halinde o kadar kötü ve dirençsizdi ki, maçın hakkı rahatlıkla Galatasaray'ındı diyebiliyoruz.
Dün gece Yusuf ve Abdülkadir'i aynı anda sahada tutmak kabul edilebilir ve istenen bir durumdu.
Kabul edilemez ve anlaşılamaz olan bu iki oyuncunun kanatlara hapis edilmesiydi belkide..
Yusuf solda olmuyor demiştik, Yusuf solda oldurulmaya çalışıldı, yine olmadı, olmayacak da...
Abdülkadir bir sol, bir sağ o da olmadı...
Bu çocukları geçelim de gelelim Trabzonspor'un mevcut ekonomik krizinin baş sebebi 3 maliyetli oyuncuya...
Biri ofsayt rekoru kırdı... Sahada varlığını sadece ofsaytlarda fark ettik.
Biri bir ara pas yapabildi, orada fark ettik. Üçüncüsü ise attığı golde fark ettirdi kendini.
O kadar...