Ekonomi

Önce malı devret, sonra konkordato ilan et! Adım adım hileli tezgah

Küçük üreticiyi batma noktasına getiren, bankaları bile isyan ettiren konkordato suistimalleri büyüyor. Şirketler, borçlarını ödeyemeden önce mallarını elden çıkarıyor, ardından mahkeme korumasına sığınıyor.

Son aylarda ekonomide sıkça gündeme gelen konkordato sistemi, bazı kötü niyetli firmalar için bir kurtuluş yolu değil, tam tersine planlı bir vurgun aracına dönüştü. Normalde borçlarını ödeyemeyen firmaların iflastan kurtulmasını amaçlayan bu mekanizma, artık suistimallerin merkezi haline gelmiş durumda.

Adım adım hileli süreç
Kötü niyetli şirketler önce ticari hacimlerinin üzerinde borçlanıyor. Bankalardan ve piyasadan ürün çekiliyor, ardından bu mallar düşük fiyatlarla el altından satılıyor. Elde edilen nakitlerle gayrimenkuller alınarak başka kişiler ya da şirketler üzerine devrediliyor. Bu işlemler, konkordato başvurusundan aylar önce planlı biçimde tamamlanıyor.
Bir süre sonra şirket, “finansal sıkıntı yaşıyor” bahanesiyle mahkemeye başvuruyor. Mahkemeler ise genellikle mali müşavir ya da bankacı kökenli bilirkişileri atıyor. İşte tam bu noktada devreye “bilirkişi borsası” giriyor. İddiaya göre bazı bilirkişiler, şirket lehine rapor hazırlamak için 15 bin ila 50 bin dolar arasında ücret alıyor. Büyük firmalarda bu rakam çok daha yüksek seviyelere çıkabiliyor.

Mahkemeler yanıltılıyor, küçük üretici batıyor
Bilirkişiler tarafından hazırlanan “her şey usule uygun” raporlar mahkemeye sunulunca, konkordato kararı çıkıyor. Böylece borçlarını ödeyemeyen şirket, yasal koruma altına giriyor ve piyasaya olan yükümlülüklerini erteliyor. Ancak olan, alacağını tahsil edemeyen küçük üreticiye, esnafa ve çalışanlara oluyor.

Bakanlıklar harekete geçti
Konkordato furyası yüzünden mağdur olan firmalar şikâyetlerini Ticaret Bakanlığı’na taşırken, Adalet Bakanlığı da İcra İflas Kanunu’nda değişiklik hazırlığında. Amaç, bu tür suistimalleri önleyecek daha sıkı bir yasal çerçeve oluşturmak.

‘Domino etkisi yaratıyor’
Tüketici Konfederasyonu Başkan Vekili Avukat İbrahim Güllü, konkordato ilan eden firmaların ardından birçok küçük işletmenin de iflas noktasına geldiğini belirtiyor. Güllü, “Bu durum piyasada zincirleme etki yaratıyor. Şirketler kapanıyor, çalışanlar işsiz kalıyor. Bilirkişiler de büyük bir sorumluluk taşıyor; raporlarında hatalı davranırlarsa zarar görenlerin tazmin hakkı olmalı” diyor.

‘Sistem suiistimale açık’
TÜKONFED Vergi Komisyonu Üyesi Mali Müşavir İbrahim Kurban’a göre sadece 2025 yılının Ağustos ayı itibarıyla 994 şirket konkordato başvurusunda bulundu. Kurban, “Bu tablo piyasada kar topu etkisi yaratıyor. Borçlu firmalar avantajlı hale gelirken, alacaklılar mağdur oluyor. Bu yüzden konkordato memurlarının sorumluluğu büyük” değerlendirmesinde bulundu.

‘Konkordato pazarlık aracına dönüştü’
İSTOÇ İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şenay Araç ise bazı firmaların borçlarını gerçekten ödemek için değil, indirim koparmak için konkordatoya başvurduğunu söyledi. Araç, “Kimi firmalar borcunu pazarlıkla düşürmek için bu yola gidiyor. Gerçekten zor durumda olan şirketlerin itibarı da bu yolla zedeleniyor. Küçük işletmeler alacaklarını alamıyor, güven duygusu kayboluyor” dedi.

Konkordato nedir?
Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen şirketlerin alacaklılarıyla mahkeme gözetiminde yaptığı bir yeniden yapılandırma anlaşmasıdır. Amaç, şirketin iflas etmesini önlemek ve alacaklıların alacaklarının en azından bir kısmını tahsil edebilmesini sağlamaktır. Ancak son dönemde, bu mekanizmanın kötüye kullanımı ekonominin en kırılgan halkalarını vurmaya başladı.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }