Fetullah Gülen’in Avukatının açıklamasını okuduğumda çok şaşırmadım. Böyle standart bir açıklama geleceğini bekliyordum. Ne diyordu avukat ‘Fetullah Gülen’in olaylardan opersayondan sorumluymuş gibi gösterilip ağır ithamlarla eleştirilmesi kabul edilemez’.

Evet bunun bizde farkındayız, Fetullah Gülen artık cemaatini kontrol edemeyen bir lider. Aslında bu kabahat sadece Fetullah Gülen’in değil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ında kabahati. Kardeş dedi, ümmet dedi, istedikleri yerlerden istedikleri kadar kadro verdi. Sonra 'Besle yetimi oysun gözünü' misalı kontrolsüz bir güç doğdu.

Ben Cemaate mensup birçok kişi ile sohbetlere katılmış. Seyahat etmiş biriyim. Cemaatin Trabzon ayağı bence Türkiye’ye örnek olabilecek bir örgütlenme ve dayanışma içinde. Nice işadamları tanıyorum, devletin bekasından öte birşey düşünmeyen helalinden kazanıp açı, yoksulu, muhtaçı düşünen.

Evet Trabzon’da böylesine dayanışma içinde örgütlenmiş, yaptıkları faaliyetlerle sürekli örnek olup öne çıkmış bir cemaat tablosu var iken bugün bunların yaşanması beni inanın şok etti.  

Ankara’daki olaylara bakıyorum, cemaatin içinde birer intihar komandoları yetişmiş. Gözleri kapalı sonlarını düşünmeden Türkiye’nin dibine dinamit koyarcasına devlete başkaldırmışlar.

Evet bir bakanın oğlunun evinde o kadar para çıkar mı? Sorusunun cevabını vermek zor. Merkez bankasını andıran o fotoğrafları görünce eminim herkes evde eşinin çoluk çocuğunun ayakkabı kutularının içine bakmıştır(!)

Benim annem öyle yapmış. Eve girer girmez yaptığı ilk espiriydi bu. Babam gelir gelmez ‘Bak gördünmü iki topçu alacaktık nasıl kestiler önünü’ dedi. Tekrar ediyorum ayakkabı kutuları içindeki paraların ve para  sayma makinesine ihtiyaç duyanların savunucalak hiç bir tarafı yoktur.

XxX 

Gelelim işin Trabzon ayağına bir bakın. Trabzonspor’a fayda sağlamak, içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için, yeni futbolcuların alınması için son dönemde uğraş veren herkes birbiriyle bağlantısı olmayan ayrı ayrı dosyalar birleştirilerek gözaltına alındı.

Trabzonspor’a yıldız futbolcu sözü veren Ali Ağaoğlu, Ebru Gündeş’in eşi Rıza Zarrab.

Şimdi Trabzon sokakları ‘Ne olacak bu transferler diyor ve dibine yorumu basıyor’ Cemaattemi Fenerbahçeli arkadaş. Yine ucu bize dokundu.

Trabzonspor’u ayağa kaldıracak bir birliktelik oluşmuşken neden şimdi birileri Trabzonspor’un nasırına bastı. 

Diyeceksiniz ki hırsızın hiç mi suçu yok? Yahu dava dosyalarına ve operasyonların birbiri ile bağına bir bakın. Evet bu dosyaların birbiri ile alakası yok. Ve sandığınız gibi evde milyonlyarca lira bulundurmanızın da yasal olarak bir sorumluluğu yok. Dün akşam avukat bir arkadaşımız ile sahbetimizde ‘Erhan Bey bu suçlamaların hiçbiri somut deliller içermiyor. Ve dosyalar birbiri ile bağımsız. Çete kurmaya girmez. Organize suç örgütüne girmez. Hepsi tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalır’ dedi ve bir örnek ile devam etti ‘İstanbul’da bir rezadancs daire 5 milyon. Ve her yeni yapılan rezidans kısa sürede bitiyor. Yani 5 milyonlar 10 milyonlar İstanbul’daki Ankara’daki  iş dünyası için, belli bir kesim için 1 daire, 1 yat parası’. Evet bu örneği bir kenara koyun.  

Benim asıl takıldığım nokta , Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu hemşerimiz kardeşimiz Abdullah Bayraktar ile ilgili hiçbir bilgi veya belge yokken, Bakan danışmanı hemşerimiz Sadık Soylu ile ilgili herhangi bir iddia bilgi veya belge yokken halen orada neden tutuldukları. Bu iki ismi de yakınen tanırım Trabzon ve Trabzonspor için verdikleri uğraşlarıda bilirim. Ne devletin ne de bir işadamının bir kuruşuna ihtiyacı olmayan iki isim.

Bu iki ismin bugüne kadar el uzattıkları, yardımcı oldukları, abat ettikleri bazı kesimlerin ihanet kusan hal ve hareketleride beni hiç şaşırtmıyor. Çünkü sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın. Ne yazık ki bu dünyanın kanunu gibi bir şey.

Bir oyuna alet edilmek isteniyorla. Diğer bakanların kadroları çocukları ne yapmış, ne etmiş beni çok da alakadar etmez. Her koyun kendi bacağından asılır.

Suçu olan mutlaka cezalandırılacaktır,  bunu biz yazsakta, yazmasakta sonuç böyle olacaktır.

Başbakan’ın  ‘Babamın oğlu olsa tanımam’ sözü uyguladığı taktirde tatmin edicidir.  Ama devlet öyle içindeki çürük elmaların verdiği rahatsızlıktan ötürü darmadağın olacak kadar küçük değildir. Bunu da bir kenara not edin.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı oporesyon ile Türkiye’de demokrasinin ne kadar ileri bir düzeyde olduğuna bir kez daha şahit olduk.  Öyle yok onun haberi yoktu, bunun haberi yoktu, şu bilmiyordu, bu bilmiyordu? Bunlar hiç te inandırıcı değil.

Baltaların gömülmesi, birlikteliğin olması gereken bir süreçte toplar tüfeklerle savaş başladı.

Yazık.

Dileriz müiminler de bu ülkede kardeşçe yaşamayı öğrenir. Müslüman müslümanın kuyusunu kazmaktan vazgeçer. Suçlar veya suç unsuru oluşturan bilgi ve belgeler intikam günleri için depolanmaz ve her suçlu zamanında cezasını çeker.

Evet Türkiye operasyon ile çalkalanırken işin gelip Trabzonspor’a dayanması çok ilginç değil mi?

Ne dersiniz Aziz Yıldırım’da Cemaatçi olabilir mi?