BİR AYET: Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttaki olanlar için şüphesiz ki âhiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?
(En'âm, 6/32)

BİR HADİS: Allah nezdinde en hayırlı ardakaş, arkadaşına karşı en hayırlı olandır. Allah nezdinde en hayırlı komşu ise komşusuna karşı en hayırlı olandır.
(Tirmizî, "Birr", 28)

BİR DUA: Allah'ım! Kötü fiillerden ve kötü ahlaktan beni koru. Bu kötülüklerden koruyabilecek olan da yalnızca Sensin.
(Nesâi, "İftitah", 16)

ORUÇ İBADETİNİN HİKMETLERİ

Gerek oruç olsun, gerekse namaz, zekât, hac gibi diğer farz olan ibadetler olsun, şüphesiz gerek bu ibadeti yapan şahsa ait, gerekse cemiyete, topluma ait bir çok fayda ve maslahatları vardır. Ancak ibadetlerde esas olan, sadece ve sadece Allah rızası için o ibadetin yapılmasıdır.

Cenab-ı Hak, hiçbir şeyi gayesiz ve maksatsız emretmeyeceğine göre, sadece Allah’ın emri olduğu için tuttuğumuz orucun bazı hikmetlerini anlatabiliriz. Meselâ, oruç ile sahip olduğumuz ni’metlerin kıymetini daha iyi anlayabiliriz.

İnsan alışkanlık ile sahip olduğu ni’metlerin kıymetini takdir edemez. Ancak o ni’metin eksikliğinde veya yokluğunda, onun kıymeti daha iyi anlaşılır. Yaz günlerinde oruç tutan bir kimse için, soğuk bir bardak su ne kadar kıymetli bir ni’mettir.

Akşama doğru bir kâse çorbanın, bir parça kuru ekmeğin ne kadar büyük bir ni’met olduğunu ancak oruçlu olan bir kimse daha iyi anlar. Böylece şahıs Allah’ın vermiş olduğu hadsiz ni’metlere karşı şükreder, şükür vazifesini yerine getirmeye çalışır. Oruç tutmak insanı sabra alıştırır. Ramazan ayında, bilhassa yaz aylarında 16-17 saat açlığa ve susuzluğa sabreden şahıs kuvvetli bir sabır idmanı yapıyor demektir. Çoğumuz hayatımızda çeşitli vesilelerle, açlıkla karşılaşmışızdır.

 DİN VE BİLİMİN IŞIĞINDA ORUÇ VE SAĞLIK

Oruç ibadeti ile, mü’minler adeta herhangi bir fevkalade durumda karşılaşabileceği açlığa karşı bir nev’i idman yapmaktadırlar.

Demek ki, insanların başlarına gelen bela ve sıkıntıları arttıran ve herhangi bir işin son bulmasına mâni olan, sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilacı da oruçtur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, bu hususa işaret ederek şöyle buyurmuşlardır; “Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı da oruçtur.

Oruç sabrın yarısıdır.”2 Oruç ibadetinin şüphesiz sosyal yönden de faydaları vardır. Dünyada insanların geçim yönünden farklı imkânlarda olduğunu görüyoruz. Rabbimiz zengin kimseleri, gerek zekât, gerekse sadaka ve diğer vesilelerle olsun fakirlerin yardımına davet etmektedir. Ancak zenginler fakirlerin acınacak acı hallerini tam olarak anlamayabilirler.

Oruç tutan zengin bir kimse, açlığın ne demek olduğunu, fakir kimselerin zor hallerini daha iyi anlar. Onlara yardım elini daha geniş olarak açar. Bu bakımdan oruç yardımlaşmayı teşvik eden bir ibadet olmaktadır. (Bu kısım Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı Din ve Bilim Işığında Oruç ve Sağlık yayınından alınmıştır)