Geçen Pazartesi Alanya mağlubiyeti sonrası okkalı bir yazı bekleyip kendi duygularını benim seslendireceğimi sananlar çok yanıldılar..

Tek satır yazmadım..

Oğlum Hasan dedim kendime!
Boşveeer..
Takma kafana.
Yedin bitirdin kendini,yıllık izinden dönüp sıfırlamış olduğun duygularını Trabzonspor ile karartma dedim..

Yazmadım.. 
Dedim ki önümüz de güzel bir fikstür var.İçeride oynayacağımız bu maçları alır,okkalı yazacağıma keyifli yazarım..
Olmadı,yazdırmadılar..
Yenilgiyi sadece teknik kadroya ve futbolculara da bağlamıyorum.Hatta büyük kısmını taraftarlarımıza bağlıyorum bu da böyle biline..
Sonuç da pazar günümüz yine çehenneme döndü bizim türkçemizle.
Altı puan ve en kötü ilk üç hayallerim böylece tamamen fos çıkmış oldu.
Belki Galatasaray maçını almasaydık bu kadar büyük umutlar beslemez,kendimizi kültür sanat etkinliklerine verirdik.

Karaboğa Ünal'ın saçları beyazlamış.Hala daha kimi oynatacağından sonra dakikaya kadar kendisinin de haberi olmadığını düşünüyorum.
En zayıf halkamız Mustafa Akbaş'ı neden oynattığını anlamak mümkün değil.Bu futbolcunun yerine  Uğurcan'ı koysa en azından kafa toplarını alırız diye de saçma sapan şeyler düşünüyorum.
Ama yapacak bişey yok..
Sahaya çıkmışsa eğer Mustafa Akbaş ve ya beğenmediğimiz bir futbolcu bize düşen desteklemektir.Bir tekmede biz atıyoruz dakika 15 de.Adam yanlış pas verdikçe ıslıklıyoruz. Sonra ki pası düzgün olsun diye ummuyor hemen orada toprağa karışsın istiyoruz.!
Zaten pamuk ipliğine tutunan moraller bizler yuhaladıkça daha da beter hale geliyor.
Bu nasıl bir taraftarlıktır..Bu nasıl bir bilinçli taraftar davranışıdır.
Resmen maçın bitmesine dünyanın vakti varken,maçı çevirmemiz çok büyük bir olasılık iken bizler şamarlayıp duruyoruz takımımızı..
Ben size bir şey deyim mi?
Daha önce de söyledim ama biz taraftar maraftar değiliz kardeşim..

Sahada o an beş dakika içinde ne oluyorsa ona göre davranan,yanında oturan adam yuh çekince altta kalmamak için daha ağır küfürler eden bir topluluğuz biz..

Sahayı inletsek,pazar gününü Göztepe taraftarına zehir etsek olmaz değil mi?

Onur size az bile yapıyor..

Ben Mustafa Akbaş değilim diyor..
Ben dün küfür edip yarın Kral dediğiniz Burak'da değilim diyor..
Gram tepki vermediğiniz Sosa, Apo,Yusuf hiç değilim diyor...

Ben bu sahada Trabzonspor forması giyen takım kaptanıyım diyor.. 

Has ediyor bence.. 

Hatalı gol yemesine neden olan şey ne acaba diye hiç soruyormusunuz kendinize.

"Hayır" değil mi? 

Kalecilik moral ve konsantrasyon isteyen bir meslektir ve biz bunları rakip kalecilere sağlayıp her maçta milli olmalarına neden oluyoruz..

Başlık o yüzden pes 2018.

Çünkü Futbolcular robot değiller. Hata yapıyorlar,yapacaklar..Üst seviye değiller çünkü.. ama biz istiyoruz ki 90 dakika baskı,hatasız pas,hatasız koşu,hatasız şut ve sonunda her maç galibiyet olsun.. 

Yok böyle bişey..

Futbolcular ilk yarı bitip soyunma odasına gittiklerinde geri gelmeyecekler dedim..

Öyle gittiler çünkü içeri.. 

"PES" ettiler PES..

Sayenizde...