EN KRİTİK GÜNE 4 GÜN KALDI

Türkiye’nin gözü 4 gün sonra 16 Haziran’da Ankara’da yapılacak olan TFF seçimlerine kilitlenmiş durumda.

Özellikle TFF yönetiminin şekillenmesinde ve kurulların belirlenmesinde 4 takım belirleyici olarak.

Niye hem delege üstünlüğü bu dört takımda hem de lobi üstünlüğü?

Fenerbahçe, G.Saray ve Beşiktaş ile şampiyon takım Trabzonspor’un TFF yönetimi ve kurulları ile ilgili olarak kimleri üye olarak verecek, kamuoyu ile çok paylaşmıyor.

Ama el altında müthiş bir mücadele ver. Bu dört kulüp, kendini temsilen çok rakip takımların kimi yönetime önereceklerinden hareketle lobi yapıyor.

Bu sezon ligler çok çekişmeli geçecek. Hem masada hem de sahada.

Masada TFF’nin belirlenmesindeki mücadele lig başladığında hemen kendini gösterecek nitelikte.

ALİ KOÇ, HANGİ TRABZONLU ÜYEYİ İSTEMİYOR?

TFF seçimlerine ramak kala, F.Bahçe Başkanı Ali Koç, bir önceki TFF yönetiminde yer alan Trabzonlu üye Mustafa Hacıkerimoğlu’na karşı rezerv koydu.

Kulislerde bu anlamda Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında müthiş bir mücadele başladı.

Trabzonspor, Mustafa Hacıkerimoğlu’nun TFF yönetiminde yer almasını istiyor ve bütün gücü ile bastırıyor.

Ali Koç ise istemiyor.  Koç bazı yerlerde Hacıkerimoğlu’ndan sıkıntısını yüksek sesle seslendirmiş..

Koç niye Hacıkerimoğlu’nu istemiyor? Çünkü, Trabzonspor’un TFF de hak ve hukukunu korumada ciddi tavırları, direnişleri oldu.

Kurulların sağlıklı objektif karar vermesini cesaretle istedi.

Hacıkerimoğlu, TFF’ye girdiğinde Trabzonspor kontenjanından girmemişti.

Buna rağmen bir Trabzonlu olarak Trabzonspor’un hak ve hukukunu sonuna kadar korudu.

Gerektiğinde masaya yumruğunu vurdu. Bu durum da geçen sezon Ali Koç’un hoşuna gitmedi.

Koç’un TFF’deki operasyonlarına izin vermeyen Mustafa Hacıkerimoğlu’nun yeniden TFF üyeliğine seçilmemesi için ilginç bir manevra yapılıyor…

Başkan adayı Mehmet Büyükekşi’ye bir önceki yönetimden kimseyi yeni yönetimine alma baskısı yapılıyor.

Bu baskının tek nedeni var Mustafa Hacıkerimoğlu’nun önünü kesmek!

Bunun için de Trabzonspor yönetiminin Büyükekşi’ye direneceği ve Hacıkerimoğlu’nun yönetimi alınması için kararlılığını gösterecek.

HELAL OLSUN HOCAMIZA…

Her şey iki üst düzey Kırgız yöneticinin KTÜ Farabi Hastanesi’ne gelip, Prof Dr Mehmet Sönmez’e kapısını çalması ile başladı.

İki Kırgız üst düzey yöneticinin tedavisi sonucu sağlığına kavuşmasından sonra Sönmez, Kırgızistan’a davet edildi.

Bişkek’te, Sönmez’e alanı ile ilgili en donanımlı hastanede bir birim açılması talep edildi.

Sönmez de bilim ve insanlık adına bu öneriyi kabul etti.

Belli aralıklarla Bişkek’e gidin Sönmez şu sıralarda yine Bişkek’te.

Türk hekimlerin de görev yaptığı Life Hospital Hastanesi’nde hem orada tedavisini sürdürdüğü hastaları ile buluştu hem de Türkiye’den giden meslektaşları ile bir araya geldi.

Mehmet Sönmez Kırgızistan’da hem KTÜ’nün hem Türkiye’nin hem de Trabzon’un gururu oldu.

Sönmez, birkaç gün daha Kırgızistan’da kalacak.
Ülkenin sağlık alanında en üst düzey yönetici ve bakanları ile sıcak ilişkileri olan Sönmez’in hematoloji alanındaki bilgi birikimi Kırgızistan’da da biliniyor..

Bu arada bir başka not da verelim. Türkiye’de ülkenin en vip özel hastaneleri, Sönmez’i KTÜ’den transfer etmek için çok çapa sarf ediyorlar ama Trabzon sevdalısı Sönmez bu teklifleri her defasında geri çeviriyor.

‘Ben halkıma bu halimle daha iyi hizmet ediyorum’ dedi..

SANAT GÜNLERİNDE YANKILANAN KADIN SESİ…

Trabzon Sanat Günleri bütün güzelliği ile devam ediyor.

Yazar araştırmacı Ankara Trabzon Vakfı Kadın Platformu kurucusu başkanı Yomralı hemşerimiz Yüksel İskender Aksu’nun kaleme aldığı Karayemiş Kuşları kitabının imza gününden önce söyleşisi vardı.

Aksu, ‘Moda Hep Vardı’ yıllara göre Trabzon kadınının giyimi de söyleşisinde gündeme geldi.

Aksu, kadının Trabzon’da adının da yerinin de olduğunu belirterek, Trabzon’da kurulan ilk devlet Komnenos Krallığında kurucu kraliçe Anna Kutlu Komnenos'dan başlayarak Trabzon’da kadının etkinliğinin olduğunu belirtti.

Yıllara göre de bu etkinliğin yıllara göre kendini hissettirdiğini belirterek, “Trabzon’u yönetenlere, siyasilere, STK’lara, Trabzon’daki kadın derneklerine ve kadınlara sesleniyorum. Bu şehir kültürü ile sanatı ile çağdaşlığı ile tarihine olan bağlılığı ile kadınına verdiği değeri ile bir kadın müzesi hak ediyor..” dedi.

Aksu’nun bu çağrısı salonda olanlar tarafından ayakta alkışlandı…

Ve bu yılki sanat günlerinde şehrin gündemine dünden itibaren bir Trabzon kadın müzesinin kurulması ile ilgili talep oturmuş oldu.

‘Moda her zaman vardı’ sözü ile Trabzon kadınının yıllara göre giysilerini fotoğraflarla kitaplaştıran Yüksel İskender Aksu, Trabzon kadın müzesinin kurulmasında üzerine düşen görevi yapacağını belirtti.

Kitap tanıtımına katılan bütün kadınlar yazar Aksu ile toplu fotoğraf çektirip, kadın müzesinin kurulması ile ilgili taleplerini her platforma dile getireceklerine dair birbirlerine söz verdiler.

İŞTE KORKULAN OLDU!

Trabzon’da yaylaştırılan Maraş Caddesi yüksek bedelle yeniden inşa ediliyor.

Yer zemini yeni bir sistemle kaplandı.

Çoğu kimse ömrü ne kadar olacak derken, korkulan oldu..

Ve bir maganda elinde taşıdığı içeceğini döke döke gitti.

O güzelim yer zemini fotoğraftaki gibi oldu..

Şehri temiz tutmak, evini temiz tutmakla eş değer.

Maraş’ta yer zemini özelliği ile çöp kaldırmıyor.

Sigara izmariti kaldırmıyor. Hemen sırıtıyor. İyi de oluyor.

Belki, caydırıcı olur.

Şimdi bu fotoğrafa bakın. Bu güzelim zemine, kahvesini ya da başka bir içeceğini döke döke gitmiş.. Bu şehre yakışır mı? Yazık.

Şehirde yer zemini ile ilgili tek korku, kirlenmesi..

Yabancı maddelerin dökülmesi..

Ne olacak deniyordu. İşte olan..

Şehirde şehirli gibi yaşamayı bilelim..

SANAT SOKAĞI VE BANKLAR!

Maraş Caddesi ile Kunduracılar Caddesi’ni birbirine bağlayan Sanat Sokağı’nda, vatandaşın içecek konusunda taciz edilmemesi için banklar vardı.

Banklarda oturup, bir nefeslik dinlenebiliyorlardı.

Yeniden düzenlenen sanat sokağında o banklardan sadece bir tana kaldı.

Sokak daki çay evi, sanat sokağını adeta işgal etti. Banklara yer kalmadı.

O bir tane bank da ihtiyaca cevap vermiyor.

Sokağın bir önceki halinde bank ortada ve daha büyüktü. Üstelik de kullanışlıydı. Üstelik de sokağın ortasındaydı…

Şimdi Vatandaş, sanat sokağında oturmak için ‘İlla çay içmek zorunda değilim’ derken Sanat Sokağı’nın sanat sokağı muhtevasında kullanılmasını istiyor.