BÜYÜKŞEHİRİN OTOBÜSLERİ…

Trabzon’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Toplu Açılış Programının ardından, belki de şehrin en çok konuşulan konularından biri ‘Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin otobüsleri oldu…

Tabi bu durumun başlıca nedenlerinden biri de Şalpazarı İlçesi’nde Belediye Başkanı Refik Kurukız’ın, belediye otobüsüne asılan AK Parti bayrağı ile fotoğraf çektirmesinden kaynaklı…

Diğer ilçelerde böyle bir durum yaşanmadı ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de bu durum münferit olarak niteliyor…

Peki işin özü nedir?

Şöyle ki:

Bu AK Parti programı gibi algılanıyor çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı…

Ancak resmi açıdan bakıldığında Trabzon Valiliğinin programı.

İsmi de Toplu Açılış töreni…

Yani özünde organizasyonun normalde AK Parti ile bir ilgisi yok…

Salonda da diğer mitinglerde olduğu gibi AK Parti Bayrakları dağıtılmadı, sadece Türk Bayrağı dağıtıldı…

Yine salona asılan pankartların da çoğunda isim yoktu.

Ancak bazı alanlarda; Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, İl Başkanı Sezgin Mumcu’nun isimleri ve Gençlik Kollarının logosu olan pankartlar da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde ise şu anda AK Parti’de görev alan isimler değil Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı ve Bakanlar konuştu…

Yukarıda sayılan sebepler baz alınarak Trabzon Valiliği de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programına vatandaşları taşımak için büyükşehirden destek alarak bir çok ilçeden otobüs kaldırdı…

Peki bu program AK Parti tarafından düzenlenseydi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi aynı hareketi yapar mıydı? Bunu bilemiyoruz ama genelde parti organizasyonlarına otobüsler kiralama yöntemleri ile sağlanıyor.

Bunu sadece AK Parti’de yaşamıyoruz tabi…

CHP Ortahisar İlçe Başkanlığı seçimleri için ücreti karşılığında Ortahisar Belediyesi de salonunu tahsis edebiliyor.

Yine AK Parti Organizasyonları için Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezini kiralaması gibi…

Ya da CHP Organizasyonları için Trabzon Büyükşehir Belediyesinin, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezini vermesi gibi…

TEŞKİLAT ANKARA’YA GİDİYOR…

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun Ekim ayın içerisinde Trabzon’da gelerek burada 18 ilçede ziyaretler ve programlar düzenleyeceğini daha önce duyurmuştuk.

Ağıralioğlu’nun programında ufak bir değişiklik oldu.

1 Kasım’da Ankara’da 1. Yıl dönümünü kutlayacak olan Anahtar Parti için yoğun bir şekilde çalışıyor Ağıralioğlu…

Bu sebeple Trabzon programını Kasım ayı sonuna erteledi.

Trabzon’a düzenleyeceği iki programda 18 ilçede de detaylı bir program düzenleyecek.



1 Kasım’da Ankara’da düzenlenecek olan programa ise Trabzon’dan da geniş bir katılım sağlanacak.

Trabzon’da yaklaşık 3 bin 600’den fazla üyesi bulunan Anahtar Parti teşkilatı 750 ila 1000 kişilik bir ekiple kutlama için Ankara’da olacak. 10’u aşkın otobüs ve onlarca özel araçla Trabzon Ankara’ya çıkarma yapacak.

İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse’de bu kafilenin başında yer alacak.

Üye çalışmalarında da aktif bir biçimde çalışma yapmaya başlayacaklarının bilgisini aldık.

Edindiğimiz bilgiye göre 3 bin 687 olan üye sayısının büyük bir kısmı parti binalarına gelerek üye olmak isteyen kişilerden oluşuyor.

Yani diğer partiler gibi peşten koşma yok.

ŞİMDİLİK İPTAL OLDU…

28 Eylül Pazar günü gerçekleştirilen İYİ Parti Şalpazarı İlçe Kongresinde yaşananlar Türkiye gündeminde yer etmişti.

Trabzon’da da ardı arkasına açıklamalar yapılmıştı. Şalpazarı Belediye başkanı Refik Kurukız, İYİ Parti Şalpazarı İlçe Başkanı Erol Demirbaş, Milletvekili Yavuz Aydın ve İl Başkanı Muhammet Erkan da açıklama yapan isimler arasında yer almıştı.

Geçtiğimiz günlerde aldığımız bilgiye göre bölgenin ağabeyi durumunda olan Atilla Ataman ilçedeki havayı yumuşatmak adına bir yemek düzenleyecekti.



İlçe başkanları da yer ve tarih sordu ancak Belediye Başkanı Refik Kurukız şimdilik bu toplantının detaylarından bahsetmedi…

Ataman’ın bu yaklaşımının tüm kesimler tarafından olumlu karşılandığını söyleyebiliriz.

Umalım ki iptal olmuş olmasın da ileri bir tarihe ertelenmiş olsun.

TEK ADAYLIK KOLAY GİBİ GÖZÜKSE DE…

CHP Trabzon İl Kongresi, 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak. Yani bugünü saymazsak geriye sadece 4 gün kaldı.

Kongreye mevcut İl Başkanı Mustafa Bak, tek liste ile gidiyor ve şu an için herhangi bir sürpriz değişiklik ihtimali bulunmuyor.

Zira ilçe başkanları da tek liste yönünde bir deklarasyon yayınladı.

Bu da kongrede ikinci bir rakibin çıkmasını yüzdesel olarak neredeyse 0’a düşürüyor. Yani kimse de kaybedeceğini bildiği bir seçime reklam yapmak için de girmez…



Evet İl Başkanı Mustafa Bak, belki tek aday ama kongreye hazırlık sürecinde dur durak bilmeden çalıştığını da belirtelim.
Neredeyse her gün bir ilçede… İlçe başkanlıklarını ziyaret ediyor, delegelerle görüşmeler yapıyor ve kongredeki katılımın maksimum seviyede olmasını sağlamak için yoğun mesai harcıyor.

Bu çabanın arkasında yatan neden ise net: Kongrede oluşacak katılım ve coşku, İl Başkanı Bak’ın teşkilattan aldığı desteği gösteren en önemli prestij göstergesi olacak.

Katılım yüksek olursa, sadece tek aday olmakla kalmayıp, güçlü bir destek tabanına sahip olduğunu da tüm kamuoyuna göstermiş olacak.

Ayrıca şunu da belirtelim; tek aday baskısı nedeniyle katılımın düşük olması, özellikle kamuoyunda olumsuz bir algı yaratabilir. Bu nedenle Mustafa Bak’ın sahada aktif olarak çalışması, delegelerle birebir temas kurması ve kongreye yüksek katılım sağlaması büyük önem taşıyor.

Özetle, tek aday olmak süreci kolaylaştırıyor gibi görünse de, kongrede oluşacak coşku ve delegelerin katılım oranı, İl Başkanı Bak için büyük önem taşıyor…

ÇAMUR AT İZİ KALSIN

Trabzonspor sahada başarı elde etmeye, ekonomik olarak nefes almaya ya da güçlü bir hamle yapmaya kalktığında hep aynı senaryo devreye giriyor: “çamur at, izi kalsın.”

Bugünlerde de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Devlete yaklaşık 40 milyar TL vergi borcu olan İstanbul kulüpleri görmezden gelinirken, Trabzonspor’un attığı her adım tartışma konusu yapılıyor.

Başkan Doğan, aynı zamanda başarılı bir iş insanı. Madencilik, Blockchain teknolojisi, Gayrimenkul Yatırım, Özel Havayolu Hizmeti, Özel Denizyolu Hizmeti vb birçok konuda yatırımları var. Fındık işi de ayrı bir daldan yürüyor.

Haliyle bu konularla ilgili alışverişleri oluyor.

Daha önce de olduğu gibi, Trabzonspor adı nerede geçse İstanbul basını ve taraftarları ağızlarında köpüklerle Trabzon’u ağızlarına dolar ki aynısı yaşandı.



Papara iddianamesinde Ahmet Faruk Karslı ve Doğan arasında 485 milyon TL maden devri ile ilgili bir alışveriş yaşanmış. İddianamede apaçık bu ortadaydı ama bunu aldılar ve işi inanılmaz boyutlara taşıdılar.

Daha sonra gazeteci Murat Ağırel, Doğan ile görüşerek işin resmi iş olduğunu ve maden devri olduğunu ve bunu belgeleriyle gördüğünü söyledi.

Ama ne oldu? O günlerde “yağlı ballı” manşetlerle yüklenenler geri adım atmadı. Yalnızca Ağırel çıkıp gerçeği söyledi, diğerleri ise sessizliğe büründü.

Türkiye’de futbol sadece sahada oynanmıyor, masada da oynanıyor. Trabzonspor ne zaman kafasını kaldırsa, ne zaman güçlü bir adım atsa, bir anda binlerce uydurma bilgi gündeme servis ediliyor.

Bu da aslında tek bir şeyi kanıtlıyor: Trabzonspor’un attığı her adım, bazılarını fazlasıyla rahatsız ediyor.

Çamur at izi kalsın mantığı Trabzonspor için yeni değil. Ama tarihin bize öğrettiği bir şey var: Bordo-mavili camia bu algıları da, bu oyunları da boşa çıkaracak güce sahip.

NEYSE Kİ KRİZ OLMADI

Süper Lig’de bu hafta oynanacak Rizespor–Trabzonspor karşılaşması öncesi günlerdir tartışılan konu, “deplasman tribününe yasak gelir mi, gelmez mi?” sorusuydu. Özellikle Karadeniz derbisi olması nedeniyle gerginlik ihtimalinden söz edenler oldu, hatta yasağın kesinleştiğine dair söylentiler bile yayıldı. Ancak işin aslı şudur: bu tip kararlar kulüplerin değil, İl Spor Güvenlik Kurulunun yetkisindedir.

Ne Rizespor ne de Trabzonspor “taraftarı sokarım ya da yasaklarım” diyemez. Kulüpler sadece fikir bildirir, taleplerini sunar ama son sözü güvenlik birimleri söyler. Burada da aynısı oldu. İl Güvenlik Kurulu, iki şehrin hassasiyetini gözetti ve yasağa yönelmedi. Çünkü böylesi bir yasak, sadece statta değil, şehirde de tansiyonu artırır, iki camia arasında gereksiz bir öfke doğururdu.



Alınan kararla hem Trabzonspor taraftarının stada girmesi sağlandı hem de Rizespor’un ev sahibi kimliği tartışmaya açılmadı. Yani kazanan aslında sağduyu oldu. Bu karar, “yasak gibi saçma bir duyguya kapılmadan” alınmış bir karardır. Bir anlamda hem Trabzon hem de Rize rahatlamıştır.

Ama burada bir parantez açmak lazım: Bu tip söylentilerin yayılması bile aslında kimin işine yarar? Tribünleri boşaltmak isteyenlerin mi, iki şehri karşı karşıya getirmeye çalışanların mı? İşte güğüm tam da burada kaynar. Birileri ortamı germek için sürekli fitil yakıyor ama karar mekanizmaları doğru hamleyle bu fitili söndürüyor.

Yasağı konuşacağımıza, maçın futboluyla, kardeşlik görüntüsüyle anılmasını konuşalım. Çünkü Karadeniz’in iki şehri de huzuru, rekabeti ve oyunun tadını hak ediyor.