GENÇ’TEN TRABZON MENFAATİNE KARAR…

Trabzon’da bir süredir şehrin gündeminde DTM yani Dünya Ticaret Merkezi var.

Bu durumun nedeni de Arap yatırımcı tarafından 2017’de başlanan ancak bir türlü bitirilemeyen Dünya Ticaret Merkezi Kompleksi’nden kaynaklı...

Arap yatırımcıya iş verilmiş fakat içerisinde oteller, rezidans ve fuar alanını kapsayan dev proje 8 yılda bitirilemedi ve sonrasında iş mahkemelik oldu.



Mahkemeyi de Türk tarafı kazanınca kompleksin satışı yapılarak tamamlanması gündeme gelmişti.

Bu noktada satıştan elde edilecek gelirle Arap yatırımcının yaptığı masraf karşılanıp geri kalanı da DTM’nin ortakları arasında pay edilecekti…

Satış için ilk olarak Arap yatırımcı ile görüşüldü ancak bir sonuca varılamadı…
Hatta bu noktada TTSO’da Trabzon’da iş insanları ile bir toplantı yapılmıştı.

Gelinen son noktada Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in öncülüğünde şehrin menfaatine bir karar alındı.

Bu karar ise Fuar ve Kongre Merkezi’nin satıştan çıkarılması…

Yani kompleks yine satılacak ancak Fuar ve Kongre Merkezi bu satışın içinde olmayacak.

Yani, Fuar ve Kongre Merkezi yapılıp tamamlandıktan sonra DTM tarafından işletilmeye devam edecek.

Peki bu şehrin neden menfaatine diye soru sorabilirsiniz…
O da şu şekilde:

Kompleksin yapıldığı alan eskiden DTM’nin fuar alanıydı…

O fuar alanı varken Trabzon, Karadeniz Bölgesi’nin en çok fuar düzenlenen ili idi…

Hatta Türkiye’de de ilk sıralardaydı…

Ancak inşaat başladıktan sonra Trabzon’da 8 yılda doğru dürüst bir fuar düzenlenemedi…

Çünkü alan yok…

İşte Trabzon’un yeniden bir fuar kenti olması, büyük çapta kongrelerin düzenlenmesi için 2 tesis satışın dışında tutuluyor.

Böylelikle Trabzon, yine ülke çapında hatta uluslararası firmaların davet edilerek yapılacak fuarlar ve kongrelere ev sahipliği yapabilecek.

Bu da Trabzon’da fuar ve kongre turizminin daha da aktif olarak hayata geçirilmesi demek…

Fuar ve Kongre Merkezi’nin DTM’nin elinde bulunması demek, ilde birçok kongre ve fuarın da daha kolay yapılması demek…

Özel bir yatırımcı da bulunursa iş belki de bu kadar kolay olmayabilir…

O yüzden Başkan Ahmet Metin Genç öncülüğünde alınan bu kararın şehrin menfaatine olacağını düşünüyoruz.

Ayrıca DTM Trabzon’un en büyük hissedarlarından birisinin Trabzon Büyükşehir Belediyesi olduğunu belirtelim.

Ardından İstanbul DTM geliyor. Küçük hissedarlar ise Yomra Belediyesi, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Trabzon Ticaret Borsası…

Fakat burada İstanbul DTM’nin de kendi içinde farklı ortaklık yapısı bulunuyor…

CHP’DE TEPKİ İÇİN TOPLANIYORLAR…

Trabzon’da CHP’de siyasi gündem yalnızca AK Partililerle yaşanan tartışmalarla sınırlı kalmıyor.

Gözler hafta sonu yapılacak CHP Trabzon İl Kongresi’ne çevrilmiş durumda.

Mevcut İl Başkanı Mustafa Bak, daha önce 61saat’e aday olacağını açıklamış, dün de sosyal medya üzerinden bu adaylık duyurusunu tekrarlamıştı.

Bu açıklama ile Bak, kongrede mevcut tek aday konumunda bulunuyor.

Aslında CHP Trabzon eski milletvekili adayı İlker Akıncıoğlu da adaylığını açıklamıştı. Ancak, 17 ilçe başkanının “tek aday” deklarasyonunu yayınlamasının ardından adaylıktan çekildiğini duyurdu.

İlçe başkanlarının yayınladığı deklarasyon, parti içerisinde belli bir kesimde ciddi rahatsızlık yarattı.

Deklarasyonu destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da var.

Karşıt görüştekiler, partinin kültüründe böyle bir durumun olmadığını vurgulayarak, “tek aday baskısını" doğru bulmadıklarını belirtiyor.

Hem delegelerden hem partililerden oluşan yaklaşık 60 kişilik grup, kendi aralarında toplantılar yaptı.

Toplantılar bir yol haritası belirlemek için organize edildi ve adı da “Çalışma Grubu” olarak ifade ediliyor.

Ancak aslında, bu toplantılar ‘Çalışma Grubu’ndan çok, daha çok dost sohbeti niteliğinde.

Öğrendiğimiz kadarıyla bu grubun kongrede kendi adayını çıkarma gibi bir durumu yok. Zaten zaman da kısıtlı…

İlçe başkanlarının deklarasyonu da bu durumun bir nebze önüne geçiyor.

Fakat şimdi gözler kongrede kaç delegenin oy kullanacağına çevrilmiş durumda…

BAŞKAN YİNE BAŞKANI SİLDİ!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Trabzon ziyaretinde bir fotoğraf dikkatimizi çekmişti.

Sürmene Belediye Başkanı Hüseyin Azizoğlu’nun, Araklı Belediye Başkanı Hüseyin Avni Coşkun Çebi’yi fotoğraftan sildirmesi tüm Trabzon’da gündem olmuştu.

Edindiğimiz bilgiye göre bu hareketten Başkan Çebi’nin de bilgisi vardı.
İki başkan arasında yeni bir gelişme yaşandı.

Başkan Azizoğlu, Başkan Çebi’yi yine bir fotoğraftan kırpmayı tercih etti.



Geçtiğimiz hafta sonu Trabzon’u ziyaret ederek açılış programı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gelen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile çekilen fotoğrafta Başkan Çebi kırpıldı.

Bu durum “İki başkan arasında sorun mu var?” sorusunu akıllara getirdi.

İki AK Partili ve komşu ilçe arasında, üstelik başkan hiç kimseyi fotoğraftan silmezken bu tarz durumların yaşanmasının da hoş karşılanmadığını öğrendik.

900 BİN TL GERİLİMİ

Trabzon Barosu’nda yayımlanan Ekim 2024 - Ekim 2025 Faaliyet Raporu sonrasında perde arkasında dikkat çeken bir gerginlik yaşandığı konuşuluyor.

Raporda yer alan “Göreve başladığımızda baromuzun bilanço üzerinde yaklaşık 900.000 TL varlığı bulunmasına rağmen, banka hesabında yaklaşık 50.000 TL nakit mevcuttu" ifadeleri, baronun eski başkanı Avukat Duygu Keleş’i ciddi biçimde rahatsız etti.

Baro çevrelerinden edinilen bilgilere göre, Keleş bu ifadeyi “önceki yönetimi hedef alan, yanlış bir algı oluşturmaya yönelik” olarak değerlendirdi ve sessiz kalmak yerine sosyal medya hesabından kamuoyuna açık bir açıklama yaptı.

Keleş’in çevresinden edinilen bilgiye göre, eski başkan görevini devrettiği dönemde baroya ait dört ayrı hesapta — Baro, CMK, Adli Yardım ve İktisadi İşletme hesapları — toplam 900 bin TL nakit bulunduğunu savunuyor.

Bu bilginin, genel kurulda okunan ve ibra edilen resmi raporlarla kayıt altına alındığını belirten Keleş, mevcut yönetimin bu konuda “art niyetli bir dil” kullandığını düşünüyor.

Keleş’in açıklamasında dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise, mevcut yönetimin kendi dönemine ait gelir-gider dengesini net biçimde açıklamadığı eleştirisi oldu.

Eski başkan, “Yüz yılı aşkın tarihi olan Trabzon Barosu’nda bugüne kadar hiçbir başkan selefini bu şekilde hedef almamıştır" diyerek, bu durumu “baro geleneğine aykırı” olarak nitelendirdi.

Öte yandan Trabzon Barosu Başkanı Avukat Hakan Orhan, Keleş’in açıklamalarının ardından kamuoyuna kısa bir değerlendirme yaptı.



Kulislerde Orhan’ın “gerekirse ilerleyen süreçte açıklama yaparız” diyerek konuyu şimdilik kapattığı, yönetim içinde de “tartışmayı büyütmeme” yönünde bir görüş birliği bulunduğu konuşuluyor.

Orhan’ın açıklaması ise şu şekildeydi: “Duygu Hanım’ın yaptığı açıklamaları biliyorum. Ancak herhangi bir polemiğe girmemek için kendisine cevap vermeyeceğim. Söyledikleri doğrudur ya da yanlıştır şeklinde bir beyanda bulunmayacağım. Yarın ya da önümüzdeki süreçte gerekirse bir açıklama yaparız.”

Baro kulislerinde, bu tartışmanın önümüzdeki günlerde yeni açıklamalara da kapı aralayabileceği konuşuluyor.

Özellikle faaliyet raporunda kullanılan “nakit mevcudu” ifadesinin teknik bir muhasebe detayı mı yoksa siyasi bir gönderme mi olduğu tartışması, baro camiasında şimdiden yeni bir gündem yaratmış durumda.

YAPAY ZEKA’YA YAPAY ZEKA…

Geçtiğimiz hafta Trabzon’un en büyük bilim festivali gerçekleştirildi.

3 gün boyunca süren festivalde en çok dikkat çekenler ise robotlar oldu.

Ada 7, Arat ve Festman festivalin adeta gözdesi oldu.

Hâlâ etkileri devam ediyor.

Geçtiğimiz gün ise ilginç bir şey gözümüze çarptı.

Saadet Partisi Ortahisar İlçe Başkanı Burak Turhan, yapay zeka ile entegre çalışan Ada 7 robotuna yine yapay zekayla seslendirme yaptı.

Turhan’ın sosyal medya hesabında yapılan videoyu gerçek sananlar da olmuş.
Hatta “Trabzon’da robotlar bile Saadet diyor” yorumları da gelmiş.



Turhan’ın paylaşımında yapay zeka ile yeniden seslendirilen Ada 7 ise, “Kıymetli Trabzonlular, Saadet Partisi iktidarında Ortahisar’da yeni döneme hazır olun. Burak Başkan’ın hepinize selamı var” sözlerine yer verdi.

TÜRKİYE’DEN SADECE TOLGA ZENGİN ORADA!

Trabzonspor’un efsane kaptanlarından Tolga Zengin, bu kez sahada değil, Avrupa’nın futbol aklının kalbinde boy gösteriyor.

UEFA’nın en prestijli eğitim programlarından biri olan UEFA Academy Executive Master for International Players’a kabul edilen Zengin, Türkiye’den bu programa seçilen tek isim olma unvanını kazandı.

İki yıl süren ve tezli olarak tamamlanan bu eğitim, aslında futbolun geleceğini yönetecek yeni kuşağın yetiştirildiği bir “okul”.

Spor direktöründen CEO’ya, hakemlerden kulüp yöneticilerine kadar geniş bir profili içine alıyor.

Programın öğrencileri arasında Ivan Rakitic, Mario Suarez, Simon Kjaer, Bruno Alves gibi dünyaca ünlü isimler, hakemlikten gelen Cüneyt Çakır gibi tecrübeler yer alıyor.

Çakır’ın Gürcistan Federasyonundan katıldığını belirtmekte fayda var.
UEFA’nın merkezi İsviçre/Nyon’da başlayan eğitim, Madrid, Lyon ve Frankfurt’ta da derslerle devam ediyor.

Katılımcılar, akademik düzeyde eğitim alırken aynı zamanda Avrupa futbolunun politika ve yönetim mutfaklarında staj yapma fırsatı yakalıyor.

Futbolculuğu boyunca saha içinde gösterdiği disiplin ve kaptanlık vasıflarını, şimdi de yönetimsel bir alana taşımaya hazırlanan Zengin, bu tecrübesini gelecekte Türk futboluna aktarmayı hedefliyor.

Sporun sadece sahadaki mücadele değil, aynı zamanda güçlü bir diplomasi alanı olduğu biliniyor.

Bugün Avrupa futbolunda alınan kararların, kulüplerin geleceğini, ülkelerin prestijini ve hatta siyasetin nabzını nasıl etkilediği ortada.

Böyle bir denklemde Türkiye’den tek temsilci olarak Tolga Zengin’in orada bulunması, yalnızca Trabzonspor camiası için değil, Türk futbolu için de önemli bir diplomatik kazanım.

KAMP YERİ Mİ, KAMP YÖNETİMİ Mİ?

Fenerbahçe Başkanı Saadettin Saran’ın “Portekiz kampında günde bir idman yapılmış, olacak iş değil” sözleri tartışma yarattı.

Saran, kampın planlamasına ve disiplinine işaret ederken futbolcuların sezon boyu göstereceği performansın aslında yaz aylarında atılan temele bağlı olduğuna dikkat çekti.

Bu noktada işin Trabzonspor boyutu farklı bir resim çiziyor. Fatih Tekke, göreve gelir gelmez kamp tercihini Erzurum’dan yana kullanmıştı.

Önceki sezon 40 derece sıcakta Macaristan’da yapılan kampın takımı yıprattığı hafızalardayken, Tekke’nin yüksek irtifa ve serin iklim avantajını tercih etmesi radikal bir karar olarak görülmüştü.

O dönemde bazı çevreler Tekke’yi Erzurum kararından döndürmek istese de genç teknik adam ısrar etti.

Hazırlık sürecinde antrenmanların büyük basına kısıtlı dakikalarla geçerken, çok fazla hazırlık maçları yapıldı.

Ancak sonuçta yüksek irtifa ve iklim koşulları oyuncuların hem koşu mesafelerine hem de sakatlık sürelerine olumlu etki yaptı. Ayrıca ekonomik olarak Avrupa’dan da yarı fiyata geldi ve ciddi tasarruf sağlandı.

Bugün gelinen noktada, Trabzonspor birçok istatistikte zirvede. Bu tablo Erzurum tercihinin tesadüf olmadığını, bilinçli bir planlama olduğunu gösteriyor.

Ancak işin bir diğer boyutu da göz ardı edilmemeli: Erzurum’un tesisleşme standardı hâlâ düşük.

Hava ve iklim avantajı tartışılmaz ama yatırım ve altyapı eksikliği, kentin kamp merkezi olma değerini gölgeliyor.

Bir başka ayrıntı ise taraftar buluşmaları.

Erzurum’da yapılan organizasyonlarda futbolcuların sahadaki performansına yansıyan motivasyon dikkat çekiyor.

Oyuncular yalnızca antrenman temposundan değil, taraftarın coşkusundan da beslendi.

Ortaya çıkan tablo şu: Doğru kamp tercihi önemli ama esas mesele o kampın nasıl yönetildiği. Fenerbahçe örneği, yanlış planlamanın en üst düzeyde eleştiri konusu olabileceğini gösteriyor.

Trabzonspor örneği ise doğru iklim, doğru yükleme ve doğru motivasyon birleşince sahadaki sonuçlara doğrudan yansıdığını ortaya koyuyor.

Kısacası, mesele sadece kamp yeri değil; kampın ruhu, disiplini ve yönetimidir. Erzurum’un değerini arttıracak olan da işte bu bütüncül bakış açısıdır.