TRABZON’A UZAK BİR FESTİVAL
Trabzon Kültür Yolu Festivali başlamak üzere…
Trabzon'da 05-13 Temmuz tarihleri arasında bu yıl üçüncüsü düzenlenecek festivalin hazırlıkları devam ediyor.
Festivalin hayırlı olmasını dileyen Vali Aziz Yıldırım, Trabzon'un kendine özgü yöresel ürünleri ve kültürel zenginliklerinin yanında doğa harikası manzaralarıyla da öne çıkan, adından söz ettiren bir il olduğunu söyledi.
Her ne kadar Trabzon esnafı bu festivalin dışında bırakılsa da, şehrimizde bir hareketlilik olacağı kesin.
Dokuz gün sürecek olan Festivalde konserlerden sergilere, tiyatrodan opera ve bale gösterilerine, söyleşilerden atölyelere, çocuk etkinliklerinden dijital sanatlara, gastronomiden el sanatlarına kadar çeşitli etkinlikler vatandaşlarla buluşacak.
Trabzon’da ziyaretçi akınına uğrayan lunaparkın bulunduğu alanda kurulacak olan Trabzon Kültür Yolu Festivali akıllara Lunaparkın ne olacağını getirdi.
Bir süredir yavaş yavaş toplanma hazırlığı içerisinde olan lunaparkın toplanması tamamlandı.
Ancak Trabzon Kültür Yolu Festivali sona erdikten sonra yeniden kurulacak ve Trabzon’da misafirlerine bir süre daha hizmet etmeye devam edeceği gelen bilgiler arasında.
TRABZON’DA CHP VE HEYKEL…
Geçtiğimiz günlerde Trabzon’a gelen Sunay Akın, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya ile arasında geçen bir diyaloğu paylaştı.
Trabzon’un ve Türkiye’nin ünlü isimlerinden Volkan Konak’ın vefatının ardından Boztepe’ye yapılacak olan Volkan Konak heykeliyle ilgili bir konuşma geçmiş aralarında.
Sunay Akın, “Osmanlı Sarayı’nda heykeller varmış. Ahmet Kaya başkanıma dedim ki Volkanımın bir heykelini dikin. O da dedi ki ‘Abi bunlar diyor ki CHP’li belediye ve heykel…’ Hadi oradan len, hadi oradan… Atasından, kültüründen , tarihinden haberi olmayan cahiller… Abdülmecidin kızının fotoğraflarında heykeller görünüyor.
Ben yıllarımı veriyorum yarı aydın bir cahil çıkıyor palavra diyor.
Sultan Abdülaziz, İskenderiye limanına yapılacak deniz fenerini kocaman bir heykel formunda olmasını istedi” İfadelerini kullandı.
Başkan Kaya ise Boztepe’de Volkan Konak’ın Boztepe’den Trabzon’a doğru baktığı bir heykel yapılacağını söyledi.
HALKA İNMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Trabzon Kent Konseyi tarafından düzenlenen Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu’nda 2 gün boyunca iklim krizi ve su konusu bilimsel çerçevede ele alındı.
Dün bu sayfada sempozyumun açılışında protokol konuşmaları ile protokol konuşmalarının ardından salonun boşluğundan dem vurmuştuk.
Dünkü konuşmalar sırasında ise salonun doluluğu önceki günküne nazaran daha iyiydi. Bu noktada birçok TİSKİ personelinin de sempozyuma katılımına ayrıca parantez açmak gerekir.
Bir nevi kendileri için eğitim niteliğinde olan sempozyumda TİSKİ personeli, bilim insanlarının iklim krizi ve su ile ilgili konuşmalarını dikkatli şekilde takip etti.
Zaten TİSKİ Genel Müdürü İbrahim Kul da sunumun başında TİSKİ personeline ayrıca değindiğini ifade edelim.
Dünkü konuşmalarda tabii ki en dikkat çeken isim İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu oldu.
Kadıoğlu, iklim krizinin Trabzon, Türkiye ve dünyaya etkilerini esprili bir şekilde, herkesin anlayacağı dille anlattı.
TİSKİ Genel Müdürü İbrahim Kul’dan ise daha çok TİSKİ’nin iklim krizi ile ilgili ne tür çalışmalar yürüttüğünü veya gelecekte neler yapılabileceğini duymak isterdik.
Ancak kendisi, öğrendiğimiz kadarıyla sunumunu normalden daha kısa tuttu.
Bu durumun nedeni de önceki konuşmalar sırasında sürelerin bir hayli aşılmasından kaynaklı olduğu ifade ediliyor.
Kul, konuşmasında sadece Trabzon'da yürütülen İleri Biyolojik Arıtma Tesisi ile ilgili kısa bilgiler verdi…
Trabzon’da yapılan bu gibi çalışmalar değerli.
Ancak bu çalışmalara sadece sınırlı bir kitlenin değil, halkın da katılımını sağlamak için ne gibi etkinlikler yürütülmeli, onun da üzerine kafa yorulmalı.
Çünkü sempozyumda iklim krizinde bireylerin de neler yapması gerektiği, herkesi bekleyen tehlikeler anlatılıyor.
KARADENİZ’İN BURNU KÜÇÜLECEK!
Sempozyumda yukarıda belirttiğimiz gibi belki de en dikkat çeken konuşmalardan birini Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu yaptı.
Aslında Prof. Dr. Kadıoğlu, basını da iyi tanıyor.
Nerenin manşet olacağını, nerenin olmayacağını da iyi biliyor.
Konuşması esnasında aslında insanların en çok dikkat edeceği, belki de üzerine konuşacağı konuyu da kendisi söyledi ama basın mensuplarına da espriyle karışık takıldı: “Burayı manşete çekmeyin.”
Peki neresi o kısım: İklim krizinin buruna etkisi.
Özetlemek gerekirse: Sıcaklıklar artınca, Karadenizlilerin burnu da küçülecek.
Bir hayli ilgi çekici, değil mi?
Neden? Çünkü direkt insanın dış görüntüsünü ilgilendiriyor.
Dış görüntüsüne bu kadar yatırım yapan insanın, bu durumu görmezden gelmesi sanırız düşünülemez.
O yüzden de Mikdat Hoca, aslında önemli kısımlara ilginin azalmasından dolayı bu esprili takılmayı yapıyor…
“Sıcaklık arttıkça salgın hastalıklar artıyor. Burada şimdi basın var da söylemekten korkuyorum. Bütün her şeyi siliyorlar, ‘Karadeniz’in burnu küçülecek.’ Burnun görevi ne? Çünkü burnun vazifesi dışarıdaki havanın sıcaklığını, nemini akciğere göre ayarlamak. Giden Afrika’ya, burunlar küçüktür. Çünkü ihtiyaç kalmıyor uzun burna… Biraz da esmerleşeceğiz… Tabi bunu yazmıyorsunuz arkadaşlar. Bunu manşet yapmayın, başka şeyler yapın, biraz faydalı olsun.” dedi.
Biz de Mikdat Hoca’nın tavsiyesine uyduk ve ana haberde manşete çekmedik, ama buradan da es geçmeyelim dedik…
GRUPLARIN BİRLEŞMESİ İÇİN İLK ADIM
Trabzonspor’un belki de kanayan yarasıdır tribünlerin tek ses olmaması.
Zira şampiyonluk döneminde tek ses olmanın tek çatı altında buluşmanın meyvelerini yiyen takım sezonu şampiyon olarak tamamlamıştı.
Trabzon’da gelen rakip takım futbolcuları da sık sık tribünleri övmüştü.
Yeni sezon öncesi de bu noktada ilk adım Farozlular Grubu’ndan geldi.
Tribün lideri Emrah Urcu tek Grup, tek pankart ve sette tek kişi olmasını istediğini ve grubunun isminden feragat edeceğini duyurdu.
50 tane başkan 20 tane tribün lideri değil de tek kontrol mekanizmasının kulübe daha faydalı olacağını belirten Emrah Urcu, “Biz Farozlular Grubu olarak Trabzonspor taraftarının daha güçlü olması için ismimizden feragat etmeye hazırız. Başkanlıkta da tribün liderliğinde de gözümüz yok” diyerek net bir tavır ortaya koydu.
Kim bilir belki de bu adım diğer adımların da kapısını aralayacak ve bu sezon taraftar grupları tek çatı altında toplanacak.
BİZANS OYUNLARI BAŞLADI
Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan her ne kadar Uğurcan Çakır’a yalnızca yurt dışı transferi için yardımcı olunacağını defaatle belirtse de kaptan için İstanbul basını merkezli Fenerbahçe haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Ne Trabzonspor ne de Uğurcan Çakır bu noktada net bir dille gerekirse akreditasyon iptaline kadar İstanbul basınına tutum sergilemediği için de sazı eline alan başlıyor oynamaya.
Dün de aslında tam olarak bu yaşandı.
YouTube üzerinden içerik üreten, Fenerbahçeli Volkan Demirel’in eşinin de yer aldığı bir kanal önce özel haber olarak bir iddiayı servis etti.
İddia şöyleydi ki Uğurcan Çakır, Trabzonspor yönetimine Fenerbahçe’de forma giymek istediğini bildirmişti.
Trabzonspor taraftarları bu iddianın gerçek olmadığı yönündeki görüşlerini aktarırken öyle bir oyun oynandı ki şeytanın aklına gelmez desek yeridir.
Aynı kanal dakikalar sonra Volkan Demirel’in eşi Zeynep Sever Demirel’in Uğurcan Çakır - Kübra Çakır çiftinin evine konuk olduğu programın fragmanını yayınladı.
Öyle bir izlenim verildi ki sanki o ev ziyaretinde bir şeyler konuşuldu da onlar da en güvenilir kaynaktan yani olayın kahramanlarından bunu takipçilerine servis etti.
Ne diyelim umarız Uğurcan Çakır’a ders olmuştur.
Durum yerel basına gelince kulübün kapıları ardına kadar kapatmasını da es geçmeyelim.
Trabzonspor medyası adeta nefes bile alamazken, antrenmanların bile kapalı olduğununu unutmadan gerek Ozan Tufan’ın eşi gerekse Uğurcan Çakır’ın eşi ile çekilen bölümlerde toleransın İstanbul basınına gösterilmesini sizlerin yorumuna bırakıyoruz.
Zira İstanbul basınına evinin kapılarını açtıktan hemen sonra böyle bir özel haberin servis edilmesi Trabzonspor’un kaptanını da oldukça üzmüştür.
Unutmamak gerekir ki Uğurcan Çakır’ın Trabzonspor ile 2027 yılına kadar resmi sözleşmesi bulunuyor.
Başkan Doğan’ın da geçen sezon, “Trabzonspor kaptanını kimse alamaz. Kendi gitmek istemediği sürece öyle bir dünya yok. Trabzonspor kaptanını kimse isteyemez, talebi dahi olamaz. Uğurcan da herhangi bir takımın formasını giymez Türkiye'de. Öyle bir Trabzonsporlu. Uğurcan'ın şu anki tek konsantrasyonu Trabzonspor” gibi net ifadeleri bulunuyor.
Anlayacağınız Uğurcan Çakır ihtimal vermesek de çıkıp da, ‘Türkiye’de şu takımın formasını giymek istiyorum’ demediği sürece kulübün tavrı da duruşu da net.
Bizden bir öneri bizans oyunlarına gelmeyin…