TRABZON’UN KALBİ, SIRA OLUŞTURDU…
Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Meydan Parkı’na çok “kalpli” bir dokunuş yaptı…
Parkın hemen kenarına, arkaya tarihi binaları alacak şekilde ışıklandırılmış büyük bir kalp figürü yerleştirildi.
Muhtemelen yeni yıl vesilesiyle konuldu ama şimdiden şehrin yeni fotoğraf noktası olmayı başardı.

Özellikle akşam saatlerinde ışıklar yanınca ortaya çıkan görüntü, açık söyleyelim, gerçekten güzel.
Tarihi binalar arkada, kalp önde…
Ortaya kartpostallık bir Trabzon manzarası çıkıyor.
Bu manzaranın kıymetini de en çok gençler fark etmiş görünüyor.
Akşam saatlerinde Meydan’dan geçenler fark etmiştir; kalbin önünde adeta fotoğraf çekilme kuyruğu oluşuyor.
Gençler sıraya giriyor, telefonlar hazırlanıyor, pozlar veriliyor…
Sosyal medya için içerik üretim bandı gibi çalışıyor Meydan.
Figürün üzerinde de zaten iddialı bir cümle var: “Trabzon’un kalbi.”
E, kalp oradaysa, gençler de oradaysa…
Demek ki şehirle bağ tutmuş.
Büyükşehir, bu kez eleştirilecek bir şey değil, tam tersine; şehir estetiğine küçük ama sıcak bir dokunuş yapmış.
Trabzon’un kalbi atıyor mu?
En azından Meydan’da, akşamları ışıklar yanınca attığı kesin.
BAŞKANIN YETENEĞİ HERKESİ ŞAŞIRTTI!
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın başlattığı burs kampanyası, hayırsever ressamların bağışladığı eserlerin sergilendiği sergiyle büyüyerek devam ediyor.
Resim sergisinde satılmak üzere Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya da kendi yaptığı 3 eserini bağışladı.
Şöyle ki sergide öğrencilere verilecek burslarda kullanılmak üzere bağışlanan eserler bin TL’den başlayıp 40 bin TL’ye kadar yükseliyor.
Tabii kimi resimlere eser sahipleri tarafından fiyat belirlenmiş, kimilerine de sergiyi düzenleyenler fiyat koydu…
Ancak şunu belirtmekte fayda var: Toplanan para öğrencilere burs verilmek için kullanılacağı için kimi vatandaşlar daha yüksek ücretle eserlerden satın almış olabilir.
Ortahisar Belediyesi üst kademesinden sadece Başkan Ahmet Kaya değil, Başkan Yardımcısı Mustafa Özer İskender’in de yaptığı bir resim satışa sunuldu…

Sergiye çok büyük ilgi olduğunu belirtmekte fayda var.
Biz oradayken eserlerin büyük kısmının satıldığını gördük.
Sergide CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, İYİ Parti eski Milletvekili Hüseyin Örs de dahil birçok kişiyi şaşırtan ise Başkan Ahmet Kaya’nın resim yeteneği oldu.
Başkan Ahmet Kaya, ‘Ortaokuldan kalan becerilerle’ hatta ‘Kalan boyalarla yaptım’ şeklinde espri yapsa da kimseyi inandıramadı.
Çünkü yapılan resimler cidden Başkan Kaya’nın bu alanda yeteneğini de ortaya koydu.
Hatta bir ara Milletvekili Suiçmez'in “Gizli gizli ders aldın değil mi” şeklinde espri yapması da alanda bulunanları gülümsetti.
Sonuç itibariyle öğrenciler için faydalı bir etkinliğe imza atıldı ve bu etkinliğin ilerleyen günlerde artarak devam edeceği de ifade edildi.
Hatta ilerleyen dönemde bu alanda profesyonel isimlerin de resimleri yine bağış yoluyla satışı yapılabilecek…
TARİH İLERİ ALINDI!
AK Parti Genel Merkez Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığınca Samsun’da gerçekleştirilen "Net Konuşalım” söyleşisinin ikinci ayağının Trabzon’da düzenlenmesine karar verildi.
27-29 Aralık tarihleri arasında Trabzon’da düzenlenecek olan program ertelendi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın da katılacağı programda Bakan Bayraktar’ın Hatay’daki yoğun programları sebebiyle Ocak ayının ikinci haftasına ertelenmesine karar verildi.
AK Parti Genel Merkezi tarafından Trabzon’da düzenlenecek olan programda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri ve AK Parti Genel Merkez Başkan Yardımcısı Meryem Sürmen ev sahibi olacak.
Programın Trabzon tarihi netleştiğinde içerikle alakalı da detaylar paylaşılacak.
Biz şimdilik notumuzu düşelim: “Net Konuşalım” Trabzon’da yapılacak.
Sadece takvim biraz ileri alındı.

SESSİZ AMA YOĞUN TRAFİK…
Geçtiğimiz haftalarda Trabzon’da dikkat çekici bir atama yapıldı.
T3 Vakfı Trabzon İl Temsilciliği ve Bilim Trabzon Genel Koordinatörlüğü görevlerine, Trabzon Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Recep Çolak atandı.
Ankara merkezli teknoloji ve gençlik politikalarının sahaya yansıyan ayağı diyebileceğimiz T3 Vakfı, Trabzon’da son haftalarda sessiz ama oldukça yoğun bir trafik yürütüyor.
Öyle ki…
Bir süredir yapay zekâ destekli açık erişimli yerli dijital ansiklopedi projesi Trabzon’da epeyce mesaiye dönüşmüş durumda.
Küre Ansiklopedi, Türkiye’nin yapay zekâ destekli, açık erişimli ilk yerli dijital ansiklopedisi.
T3 Vakfı İl Temsilciliği tarafından Hukuk Fakültesi Amfisinde düzenlenen Küre Ansiklopedi Madde Yazım Atölyesine yaklaşık 270 öğrenci ve akademisyen katıldı.

Dijital bilginin kaynağına ve geleceğine Trabzon’dan güçlü bir destek sağlandı.
Bir başka dikkat çeken başlık ise TEKNOFEST süreci. Yaklaşan TEKNOFEST öncesinde, iki hafta içinde Trabzon’un 18 ilçesinin tamamında tanıtım yapıldı.
Yetmedi, iki ayrı TEKNOFEST gönüllü buluşması organize edildi. DENEYAP atölyeleri için de masa kuruldu.
Bütün bunlar şunu gösteriyor: Trabzon’da teknoloji, yapay zekâ ve gençlik politikaları artık sadece afişte, broşürde değil; fiilen sahada, salonda, atölyede yürütülüyor.
Kimin adına, hangi vizyonla yapılıyor ayrı tartışma konusu…
Ama ortada net bir gerçek var: Trabzon’da T3 Vakfı eliyle ciddi bir organizasyon ve koordinasyon trafiği var.
Ve bu trafik yeni başlamadı; sadece daha fazla görünür olmaya başladı.
FATİH TEKKE GERİ DÖNDÜ
Trabzonspor’da Fatih Tekke yeniden sahnede.
Bir süredir İstanbul’daydı.
Maçtan sonra oraya geçti.
Bir haftayı hem dinlenerek hem de çalışarak geçirdi.
Ama asıl mesai dinlenme değil, planlamaydı.
O süreçte Başkan Ertuğrul Doğan ile bir araya geldi.

Yeri de tesadüf değildi: Başkan Doğan’ın ofisi.
Masada da tesadüf yoktu: transfer.
Kim gelecek, kim gidecek, kim kiralanacak, kimle vedalaşılacak…
Hepsi konuşuldu.
Sadece isimler değil, pozisyonlar, bütçeler, riskler, ihtimaller de masaya yatırıldı.
Bir anlamda Trabzonspor’un ikinci yarı rotası İstanbul’da çizildi.
Sadece transfer de değil.
Ligin geri kalanı, hedefler, Avrupa ihtimali, kupa planı, takımın fiziksel durumu, sakatlık riski olan oyuncular…
Hepsi üzerinden geçildi.
Fatih Tekke sadece “teknik adam” gibi değil, sportif aklın bir parçası gibi masadaydı.
Karar birlikte tartışıldı.
Bu, kağıt üzerinde küçük ama kulüp aklı açısından önemli gelişme.
Şimdi Tekke geri döndü.
Sahaya döndü.
Ama aslında masa başında döndü Trabzonspor’a.
Çünkü artık sadece takım çalıştırmıyor; takımın geleceğini de şekillendiriyor.
SAVİC SORUNU BÜYÜYOR
Trabzonspor savunması Savic’li başka, Savic’siz bambaşka bir kimliğe bürünüyor.
Ancak mesele artık “oynadığında ne verdiği” değil, oynayabildiği zamanların giderek azalması.
Devre arası transfer planlaması yapan Trabzonspor’da Savic sorunu yine baş gösterdi.
Son olarak Gençlerbirliği maçında yeniden sakatlanan Savic’in en az 1 ay sahalardan uzak kalacağı konuşuluyor.
Bu, sadece bir sakatlık değil; süreklilik sorununun kalıcı hâle gelmesi demek.
Geçen sezon da 20’ye yakın maç kaçırmıştı.
Oynadığında kalite geliyor, denge geliyor, liderlik geliyor…
Evet. Ama futbol sadece kaliteyle değil, süreklilikle kazanılıyor.
Savic’te olan şey kalite, olmayan şey süreklilik.
Şimdi önümüzde 5 Ocak’ta Galatasaray ile oynanacak Süper Kupa var.
Savic yok.

Sol bek Mustafa yok.
Yerleri dolmuyor.
Çünkü aradaki kalite farkı sadece fark değil, adeta uçurum.
“Transfer dönemi 2 Ocak’ta açılıyor” deniyor.
Açılıyor da ne oluyor? Transfer yapılsa bile, yeni gelen oyuncunun üç günde takıma adapte olup final oynaması mümkün mü? Kâğıt üstünde mümkün, sahada gerçekçi değil.
Üstelik mesele sadece Savic de değil. Nwakaeme de devre arasında dönüyor ama onun da sakatlık geçmişi ortada.
İkisi de özel oyuncu, ikisi de değerli, ikisi de fark yaratıyor…
Ama ikisi de yüksek riskli profiller.
Trabzonspor artık şu soruya net cevap vermek zorunda:
Bu takım “yüksek kalite ama düşük süreklilik” üzerine mi kurulacak, yoksa “bir tık daha düşük kalite ama sürdürülebilir yapı” mı tercih edilecek?
Bugün Savic yokluğu konuşuluyor.
Yarın başka bir maçta yine aynı şey konuşulacak. Bu sorun, planlama tercihi ile düzeltilebilir.
Trabzonspor’un bu konuda bir karar vermesi gerekiyor.
Saha içinden çok masa başında çözülmesi gereken bir sorun bu.
Ve kamuoyunun beklentisi de artık net: Bu mesele halının altına süpürülecek bir mesele değil.





