İKİ EFSANE BAKANDAN GENÇ'E TEBRİK
Enerji verimliliği artık yalnızca teknik bir kavram değil; şehirlerin geleceğini, çevre politikalarını ve ekonomik dengelerini doğrudan etkileyen bir strateji haline geldi.
Dünyanın giderek artan enerji ihtiyacı ve iklim krizi gerçeği karşısında, yerel yönetimlerin bu alandaki adımları her zamankinden daha fazla önem taşıyor.
Bu kapsamda düzenlenen 11. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nda, “Yerel Yönetimlerde Enerji Verimliliği” konulu panelde şehirlerin enerji politikaları masaya yatırıldı.
Panelde, yenilenebilir enerji yatırımlarının kent yaşamına etkileri, karbon salınımını azaltmaya yönelik projeler ve sürdürülebilir ulaşım modelleri tartışıldı.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, panelde yaptığı konuşmada Büyükşehir Belediyesi tarafından Şiran’da kurulacak Güneş Enerjisi Sistemi ve Trabzon’da devreye alınacak Elektrikli Otobüs projesinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli kazanımlar sağlayacağını belirtti.
Bilinçsizce yapılan HES projelerinin çevreye verdiği zarara dikkat çekti.
Panelin ardından Başkan Genç, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler ile bir araya geldi.
İki eski bakan herkes tarafından şüphesiz efsane bakanlar diye tabir edilir ve bakanlık devamında sa şehirleri kendilerine teslim edildi...
İki eski bakan Şahin ve Güler, Trabzon’un enerji dönüşümüne yönelik projelerini takip ettiklerini belirterek, yapılan çalışmaların örnek niteliğinde olduğunu ifade ettiler.
Başkan Genç’in projelerini son derece değerli bulduklarını belirttiler.
SULARIMIZDA YİNE VAR MI?
Trabzon’un Akçaabat ilçesi açıklarında dün akşam saatlerinde meydana gelen patlama, şehri korku içinde bıraktı.
Patlamanın Trabzon’da şiddetli bir biçimde hissedilmesinin ardından Trabzon Valiliği açıklama yaptı.
Geçtiğimiz hafta da yaşanan olaylar neticesinde bu durum sessiz sedasız yönetilmeye çalışıldı ancak istenildiği gibi olmadı.
Bu sefer gerçekleştirilen patlama bir öncekine göre çok daha güçlüydü. Tahminen insansız deniz aracında çok daha fazla mühimmat yüklüydü. Edindiğimiz bilgiye göre bu patlama kontrollü olarak gerçekleştirildi. Telsizlerden de patlama yapılacağı duyuruldu.

Ancak vatandaşın durumdan hiç haberi yoktu. Evlerin pencelerini titreten büyüklükte bir patlama öncesinde muhakkak Trabzon halkı uyarılmalıydı. En azından bu aracın tekrar bulunduğu ve kontrollü patlatmanın gün içinde yeniden gerçekleştirileceği basın aracılığıyla Trabzon’a duyurulmalıydı.
Açıkçası bu durum büyük bir eksiklik. Trabzonlular da gün içerisinde büyük korkuya kapıldılar.
Tabi bu olaya bakıldığı zaman insansız deniz araçlarının, sürüklenerek şehir merkezine kadar ulaşınca büyük bir endişe yaratıyor. Ekipler dediğimiz gibi kontrollü şekilde patlatmalarını yapıyor. Ancak, hem bu patlamalar, hem de insansız deniz araçlarının artan sayısı, ister istemez şehirde endişeleri de beraberinde getirdi.
Rusya - Ukrayna savaşının bir sonucu olan İnsansız Deniz Araçlarının kontrolsüz olarak Trabzon’un kıyılarına kadar gelmesi bu endişelerin çok da yersiz olmadığını gösteriyor. Hatırlarsanız savaşın başlarında mayın endişesi de hakim olmuştu…
Balıkçılar, son günlerde bu tür bomba yüklü insansız deniz araçlarının Trabzon ve Türkiye kıyıllarına kadar gelmesini dikkat çekici ve önlem alınması gereken bir gelişme olduğunu belirtiyor.
"Can güvenliğimiz yok" diyen balıkçılar, deniz açıklarında çalışan yüzlerce kişinin tehlike altında olduğunu ifade ediyorlar.
Ayrıca, bu araçların tespiti ve izlenmesi etkili sistemlerin kurulması gerektiğini belirtiyorlar.
Trabzon’daki vatandaşlar ve balıkçılar, TSK'deki önleyici sistemlerin bölgeye de uygulanması gerektiğini, böylece bu tehditlerin önceden tespit edilip engellenebileceğini savunuyorlar.
BU KEZ SİYASETEN TARTIŞMA OLMADI…
Trabzon Ortahisar Belediye meclisinde dün uzun bir süredir şahit olmadığımız bir duruma şahit olduk.
Gelir Tarifesi görüşülürken, bu kez herkes siyasetten uzak, kendi fikirlerini ortaya koydu…
Yani bakıyorsunuz CHP’liler AK Partililerle aynı görüştü, AK Partililer, CHP’lilerle aynı görüşte..
Tartışmanın konusu ise Gelir Tarifesinde yer alan “İş bitirme” ya da ‘İş Deneyim’ belgesi…
Tartışmayı da başlatan Belediye Başkan Yardımcısı ve CHP’li Meclis Üyesi Celal Akaç…
Akaç, konuyu geçen sene Büyükşehir Belediye Meclisinde gündem yaptıklarını hatırlatıp, İş Bitirme Belgesinin verilirken ücret talep edilmemesini ve bu maddenin Gelir Tarifesinden çıkarılmasını istedi.

Hatta bununla ilgili mahkeme kararı olduğunu söyledi.
Bu noktada dediğimiz gibi bazı CHP ve AK Partili Meclis Üyeleri Akaç’a destek verdi ve maddenin gelir tarifesinden çıkarılmasına destek verdi…
Ancak idare bu noktada mahkeme kararının konuya özel olduğunu ve maddenen Gelir Tarifesinde kalmasını talep etti. Bu görüşe de yine bir çok CHP’li ve AK Patili Meclis Üyesi destek verdi… Sonuç itibariyle madde Gelir Tarifesinde geçen seneye oranla yüksek bir ücretle değil yüzdesel olarak daha düşük bir oranla kaldı…
Ama burada önemli olan meclis üyelerinin doğruyu bulma noktasında siyaseten değil, hem belediyenin, hem de vatandaşın menfaatini gözeterek tartışmaları…
İş Bitirme Belgesi, belediyelerden alınan ve bir projede gerçekleştirilen işin tamamlandığını gösteren resmi bir belgedir. Bu belge, genellikle inşaat, altyapı, üstyapı, bakım, onarım veya diğer kamu projelerinde kullanılır. Belediyeler tarafından verilen iş bitirme belgesi, bir müteahhit veya yüklenicinin, belirli bir işi tamamladığını ve projenin şartlarına uygun şekilde sona erdiğini belgelemek amacıyla düzenlenir.
Bu noktada şunu belirtmek fada var. Fen İşleri’nde ihale girip yapanlar var. Bunların iş bitirme belgesini zaten Fen İşleri veriyor. İmar’da kat karşılığ ruhsat aşamasında sözleşmeli iş yapan müteahhitler var. İşte bahsedilen ücret, bu kat karşılığı yapanlardan alınıyor…
BEN KIZ TARAFIYIM…
Eski Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu’nun oğlu Samet Sağıroğlu ile Sungur ailesinin kızı Sinem Sungur, yapılan törenle dünya evine girdi. Tabi İbrahim Sağıroğlu’da Trabzon’da iz bırakan belediye başkanlarından olduğundan dolayı çok sayıda siyasetçi de nikah törenine katıldı.
Nikah şahidi olan Belediye Başkanlarından en dikkat çeken isim ise Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık.. Çünkü hatırlarsınız, Bıyık, 2 dönem önce yapılan seçimde AK Parti’nin adayı İbrahim Sağıroğlu’na karşı yarışmış ve seçimi kazanmıştı. O nedenle de en dikkat çeken isim Bıyık diyoruz.. Nikahı da Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya kıydı..
Ancak normalde nikahı öğrendiğimiz kadarıyla Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç kıyacaktı. Fakat Başkan Genç, o gün il dışında olduğundan dolayı, nikahı Başkan Kaya kıydı…
Geline evlilik cüzdanını da Başkan Bıyık verdi..

Başkan Bıyık da, kendisinin kız tarafı olduğunu ifade ederek, evlilik cüzdanını gelin hanım Sinem Sağıroğlu’na verdi…
Ayrıca AK Partili Belediye Başkanları Çaykara Belediye Başkanı Hanefi Tok, Of Belediye Başkanı Salim Salih Sarıalioğlu, İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Erkan, AK Pati eski İl Başkanı Haydar Revi ve AK Parti Ortahisar İlçe Başkanı Seyit Hisoğlu da şahit oldu..
Fakat İbrahim Sağıroğlu’nun nikah ile ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımında sadece isim vererek Başkan Kaya’ya teşekkür etmesi ise ayrıca dikkat çekti…
HEKİMOĞLU BAŞKANLIĞI KİME DEVREDECEK?
61saat’in önceki gün yaptığı Celil Hekimoğlu görevi bıracak röportajı gümdeme bomba gibi düştü.
Bir anda kulisler hareketlendi.
Hemen hemen herkes ‘satılıyor’ yorumunu yapsa da bir alıcı yok.
Olsa değerlendirmeye alınacak, ancak bu yönde bir talep gelmediği biliniyor.
Peki Hekimoğlu, KCT 1461 Trabzon Başkanlığı için yerine kimi düşünüyor.
Bir numaralı aday oğlu Semih Hekimoğlu.

Şu anda mevcutta Trabzonspor’da yöneticilik görevi yapıyor, daha önce de yine 1461’de yöneticilik yapmıştı. Şu anda görevin ona verilmesi ciddi ciddi Başkan Hekimoğlu’nun gündeminde.
Diğer seçenekler ise haliyle mevcut yönetim. Burada da en çok destek verenlerle yeni bir strateji yol izletilir.
Çok yorulduğunu ifade eden Hekimoğlu, sürecin kendini bir hayli yıprattığını belirtiyor.
Bu arada Başkanı kararından vazgeçirmeye de çalışanlar var ama başkan pek geri dönecek gibi değil.
Görüntü bize gösteriyor ki, sezonun bitimiyle birlikte KCT 1461 Trabzon FK, play off’ta olamazsa çok ama çok ciddi küçülme ve yapılanma bizleri bekliyor.
İKİ ŞEHRİN ARASINI BOZMAYIN
Rize’de masa kuruldu, dosyalar açıldı, derbi öncesi güvenlik planı konuşuldu.
Masadan yükselen en gür cümle şu: “Trabzonspor taraftarı gelmesin.”
Güvenlik mi? Elbette. Ama toplu yasak mı? Kusura bakmayın, bu reçete ateşi söndürmez; közün üstüne benzin döker.
“Şimdi yasaklayalım, rahat edelim” kolaycı bir konfor.
Oysa yasak, tansiyonu stat dışına iter: yol kenarı, şehir içi, mola tesisleri…
Sorun görünmez olur, çözülmez, çözüm bekleyen sorunların üzerine farklı farklı yorumları döker.

İki şehrin rekabeti, Karadeniz’in hafızasıdır. Yasak; hafızaya çizik atar, gönüllere küskünlük düşürür.
Normalleşme istiyorsak, cesur ama ölçülü yönetime ihtiyaç var. “Kapa tribünü, bitsin” devri bitti; yönet, ayrıştır, planla, iletişim kur.
Önce hedefli, akıllı, denetlenebilir adımlar… Yasak, sahadaki güvenlik görevlisinin risk alma iştahını da törpüler; “Biz de yasaklasak” kolaycılığı dalga dalga yayılır.
Bu derbi, yasakla değil; akılla, protokolle, şeffaflıkla hatırlansın.
Nasıl Rizesporlular Trabzon’a geldiyse Trabzonsporlular da Rize’ye gitmeli. Karar vericilere çağrı: Yasak değil, yönetim. Gerginlik değil, normalleşme. Karadeniz’in iki kardeş şehri bunu hak ediyor.





