TTSO YÖNETİMİNE 4 ZOR SORU 
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın Ekim Ayı meclis toplantısı dün hararetli tartışmalara sahne oldu. Arsin Yatırım adası ile ilgili yetki isteyen seçim sürecinde de Hacısalihoğlu’na muhalif olarak çalışan  Ahmet Sarı, ‘Yetki istiyorsunuz verelim vermesine de 7 yıl önce yetki aldığınız projeler var. Peyniraltı Suyu projesi var ne yaptınız. Tersane projesi var alt yapı paralarını AB’den alıp hepsini kullandınız Ortada ne var şehre ne kattınız’ diye çıkış yapınca ortam gerildi.

Hacısalihoğlu’da bu iki projenin yanında İnovasyon ile Lojistik üs ile ilgili çalışmalar devam ediyor dese de somut bir sonucun ve şehre katkı anlamında ortaya bir şey çıkaramamış olmanın ezikliğini yaşadı. 
Hacısalihoğlu muhalifi olan Sarı’ya senin niyetin belli dedi. Ne demek istedi derseniz, Suat Hacısalihoğlu’nu eleştirmek için kürsüye çıktın imasında bulundu. 
Keşke TTSO’nun her meclis toplantısı böyle hararetli sorgulayıcı ve tartışmalı geçseydi belki bu sayılan projelerden bazıları hayata geçmiş olurdu. 

Toplantıda Trabzon’a STK olarak yarım milyarlık proje kazandıran Mobilya Kent’in mimarı Alper Bektaş’ın sitemi de damgasını vurdu. TTSO’da birliktelik olmadığını söyleyen Bektaş ‘O kadar icraat yapıyoruz, ama kimse ne yapıyorsun birlikte neler yapabiliriz demiyor. Keşke bizden daha iyi faydalanılabilse ama maalesef olmuyor dedi. 

GÖREVİ SONA ERMEYENLERE PLAKET
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın toplantısında plaket dağıtımı da gerçekleştirildi. 
Normalde dün seçim yapılacaktı ve bugün TTSO yeni başkanını seçecekti. Bu nedenle mevcut yönetim meclis üyelerinin hepsine hizmetlerinden ötürü teşekkür plaketi yaptırmıştı. 
Seçimler ertelendi, Nisan ayından sonraki bir süreçte yapılacak veya TTSO Başkanı Hacısalihoğlu’nun dediği gibi daha da ileriye ertelenecek. 
Peki neden görevi devam eden üyelere dün plaket verildi. Sadece Meclis Başkanı ile TTSO Başkanının mı görevi devam ediyordu, plaketini alan kişilere sizin göreviniz tamamlandı mı denilmek istendi. 
Tabi ki hayır, dün seçim olacakmış gibi TTSO yönetim plaketleri daha 1 ay önceden sipariş vermiş. Ve seçimden önce düzenlenecek bir buluşma ile vermeyi planlamış. Seçimler ertelenince de plaketleri dün dağıtalım demişler. Kimileri yapılanın yanlış olduğunu belirterek seçim tarihine kadar plaket töreninin bekletilmesi gerektiğini savunurken kimileri ise ha bugün verilmiş ha gün sonuçta verilecekti diyerek olayın çok büyütülmemesi gerektiğini ifade etti. 

Yaşanan tartışmalar gösterdi ki bu 6 aylık süreç oldukça hararetli geçecek.

İYİ Kİ VARSIN HOCAM..
29 Eylül 2017 Cuma günü 13. Altın Elma Beste Yarışması TRT Müzik kanalında canlı yayınlandı. KTÜ Öğretim Görevlisi Özdemir HAFIZOĞLU’nun Hicazkar Makamında, sözlerini Sema Geyve'nin yazdığı eser, 571 eser arasında ikincilik ödülüne layık görüldü. Daha önceleri de Türk Müziği alanında bir çok ödülleri bulunan Hafızoğlu, “…Bu kültürü yaşatmada, bir damla bile olabilsek bundan gurur duyarım…”diyerek Türk Müziğinin büyüklüğüne dikkat çekti. 
Ülkemizde ki Türk Müzik Kültürü adına yıllardır mücadele eden seçkin Jüri üyelerinin karşısında okunan eserler, dinleyiciler tarafından büyük ilgi ile izlendi. "Türk Sanat Müziğine yeni eserler kazandırmak adına yapılan bu tür yarışmaların, yıllardır ihmal edilen müziğimiz üzerinde olumlu etki yapacağı ve tekrar canlandırılacağı" konusuna vurgu yapan Hafızoğlu, "Nerede Türk Müziği varsa, orada güzellik vardır. Umarım aynı güzelliği ve Amasya Belediyesi ile TRT'nin yaptığı bu güzel sunumu Trabzon'da da gerçekleştirebiliriz..."dedi. 
Hafızoğlu'nun Trabzon için yıllardır düşündüğü ve her bürokratla sınırları zorladığı Projeleri konusunda da, "... Umarım burada yapacağımız ulusal bir beste yarışması, Türk Müziği Orkestrasının da başlangıcı olacaktır. Güzel Sanatlar Lisesi, Konservatuar ve Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Proğramında görev alan Öğretim Elemanları ve öğrencilerden oluşacak kadro bunu başarmaya hazırdır..."diyerek, hala bu konuda Trabzon protokolünden ümitli olduğunu söyledi.

Yarışma ili olan Amasya hakkında da, "... Artık Amasya rüştünü ispat etmiş bir ilimiz ve ismini mıh gibi bu kültür içerisine kazımıştır ve de marka olmuştur. Amasya protokolü her şeyin bilincinde hareket etmektedir. Özellikle Belediye Başkanı Cafer Özdemir'i ve kültür danışmanlarını taktirle izledik. TRT'nin katkılarını da unutmamak lazım. Öyle güzel organize ediyorlar ki her şeyi, oraya gittiğiniz anda bunu fark ediyorsunuz. Yozlaşmakta olan gençler adına, bu kültürün unutulmaması adına verdikleri bu mücadeleden ötürü Amasya Belediyesi ve TRT'yi kutluyor, emeği geçenlere sevgi ve saygılarımı iletmek istiyorum...." diyerek sözlerini noktaladı....

TRABZONSPOR BİR SEVDALISINI KAYBETTİ
Trabzonspor’un karşılıksız sevdalılarından biriydi, Seyfi Bekar… Yönetim kurulu üyeliği de yaptı. 80 ile 90’lı yılların genel kurullarının da en renkli simalarından biriydi. Ateşli, heyecanlı, sevdalı ve Trabzonspor için canını bile verecek kadar da camiaya bağlıydı. Maraş Caddesinde şimdi dürümcü olan dükkanında saatçiydi. Şehrin en güzel en marka saatlerinde de satardı. Orada hep Trabzonspor konuşulurdu. Çekişmeli geçen her kongrede, Seyfi Bekar’ın imzası, kendisi mücadelesi vardı.
Bekar’ı kaybettik.
Trabzonspor bir değerini de yitirdi.
Kimsenin adamı değil kendinin adamı, Trabzonspor’’un cengaveriydi..

Allah rahmet eylesin.
Hayatı hep bordo mavi oldu. Cennette de bordo mavili olar inşallah.
Seni özleyeceğiz Seyfi Bekar.

TRABZONSPOR ALTYAPISINDA; VAY ANASINI
Duyduk, hayret ettik Efendim, Trabzonspor altyapısında ilginç bir uygulama başlamış. 
Bir dönem altyapıda çalışan teknik adamlar ilerisi için ümit vadeden futbolcular ile fotoğraf çektirme yarışına girmişler. 
Niye diye merak ettik, öğrendik hayretler içinde kaldık. 
Eğer, ümit vadeden futbolcular Abdülkadir ve Yusuf gibi olursa, o çektirdikleri fotoğrafı kullanarak bakın biz bu futbolcuyu yetiştirmiştik demek için fotoğraf çektiriyorlarmış. 

Bunu duyunca çok şaşırdık. 
Sonra Yusuf ve Abdülkadir’le fotoğraf çektirenleri geçmişte arşive kaldırdıkları fotoğrafları sosyal medyadan paylaşınca, hani olabilir böyle bir hamle demedik değil. 
Neler var neler değil mi?

YAYLALARDA NE YIKIMI, DİKİN GİTSİN
Bu manzara içinize siniyorsa yapın gitsin!.. Fotoğraftaki yayla; Sis Dağına ait. 
Trabzon’un en güzel yaylalarından biri. Son 5 yılda adeta yağmalandı. Görüyorsunuz işte… Yayla yayla olmaktan çıktı. Peki, ne yapacağız? Yaylalarımızı nasıl kurtaracağız? 
Gelecek nesile nasıl emanet bırakacağız? Fotoğraf, her şeyi gösteriyor. İsteyen istediği yeri çitlesin, istediği yere ultra lüks katlı apartmanını diksin mi diyeceğiz? Bir çok yaylamız da aynı fotoğraftaki gibi. Bu çirkin manzarayı gördüğümüzde; yıkalım diyoruz. Yıkım başlayınca da bin bir türlü sebeplerle mazeret uydurup; yıkmayın diyoruz. 

Peki, yıkmayalım.. 
İsteyen istediği gecekonduyu kondursun. Sonda da ahlayıp vahlamalayın. Ama öyle olmayacak. Bir yerden başlanacak. Başlandı. Buradan siyasi iradeye çağrıda bulunuyoruz… Geri adım atmayın. Taviz vermeyin. Sessiz çoğunluk sizinle. Aman ürkmeyin. Oy kaygısına kapılmayın. Bilin ki bu cesaretli adımınız, kaybettiğiniz oydan fazlasını getirecektir.

SOYLU’YA TURİZM BAKANI MISIN DİYEN ZİHNİYET
Yaylalarda yıkım ile ilgili olarak geçen günler içinde Vakfıkebir’de bir grup STK ve eski Ak Parti ilçe yöneticilerinden oluşan heyet, basın toplantısı ile yayla yıkımlarına karşı çıktı. Zaten, son yıllarda yaylalarda mantar gibi gecekondu dikenler siyasi iradeye yakın isimler. Yoksa, sıradan vatandaş yaylaya hasıl ev yapacak kı… Adamın köyle evi yok ama yaylara var…. Hayvancılık ile uğraşıyor ya…!
Bu heyet yaptığı basın toplantısında bir de İç İşleri Bakanına seslenmiş.. Sen turizm bakanı mısın, Yani Turizm bakanı olsa yıkımla ilgili aldığı karar doğru olacak.
Beyler, kendinize gelin. Milleti de kışkırtmayın.

O yaylalarda kaçak yapılan yıkılacak.
Bugün 2017’den sonra yapılanlar. Yarın önce yapılanlar.
Yaylalar Trabzon halkınındır.
Soylu’nun kararlılığına da eski AK Partililerin laf etmesi, demek ki adam çıkarına dokunulunca, parti pürtü dinlemediğinin kanıtı olsa gerek.
Bu gibiler bir kenara not ediliyor biline.