AKŞENERCİLER 3'E BÖLÜNDÜ! 

Akşener hareketinin Trabzon kanadı, şehir içinde üçe bölündü. Üz ayrı gruplaşma ile teşkilat nasıl oluşacak, hakikaten yeni partinin Ankara genel merkezini zora sokmuş durumda.

Koray Aydın’ın teşkilatların başına getirilmesi ile Trabzon bir karıştı. Sonra, iddia o ki, Aydın, Trabzon’a karışmayacak dendi. 

Ama siyasetin Aydın’a yakın isimler Bahçecik’te sık sık bir araya geliyor. Bir başka grup ise Ganita’da toplanıyor. 

Demokratlar ise şu sıralar Süleyman Aydoğdu’nun ofisinde buluşuyorlar.

Durum böyle olunca Akşener hareketinin Trabzon’da üç ayarı oluştu.

Ali Sağır ayağı.

Muhammet Erkan ayağı.

Süleyman Aydoğdu ayağı.

Bir de kenarda bekleyen DP il teşkilatı ve çevresi var.

VE TRABZON’UN SORUMLUSU BELLİ OLDU 

Akşener hareketinin Ankara’dan emin kaynak, Trabzon merkez tarafından çok önemseniyor bu nedenle de partinin Isparta Milletvekili eski Trabzon Valisi Nuri Okutan’ın, Trabzon teşkilatının oluşturulmasında yetkili kılındığını belirtti. 

Okutan’ın, önerileri genel merkez tarafından değerlendirmeye alınacak. 

Önümüzdeki günlerde, Okutan Trabzon’a gelip, çalışmalara başlayacak. 

Okutan’a Trabzon’da danışmanlığı da, özel kalem müdürü Hasan Kamber yapacak. Kamber şu sıralar yurt dışında. 

Okutan’ın özellikle iş adamlarına dönük Trabzon teşkilatında yer almaları konusunda ricacı olacağı yönünde bilgiler de var.

HAYDAR REVİ, 4 KURAL DEDİ 

Ankara’da son il başkanları genişletilmiş ve daraltılmış toplantılarına katılan Revi ile önceki gün il başkanlığı makamında bir sohbet ettik. 

Şu sıralar, en çok gelen talep, yurt. 

Türkiye’nin çeşitli yerlerine yüksek öğrenim için üniversite kazanan Trabzonlular çocuklarını devlet yurtlarına yerleştiremedi. 

Revi’nin yanınan gelen her 5 kişiden 3’u "çocuğum açıkta kaldı" diyen Trabzonlular. 

Yurt konusunda ciddi bir açık var ve özellikle Anadolu’nun küçük şehirlerinde açılan üniversitelerin bulunduğu yerlerde yurt tam bir sorun. Siyasi irade bu sezon yurt konusuna hazırlıksız yakalandı.

Revi’ye Ankara dönüşü yeni il yönetimi oluşurken, yelpaze geniş tutulacak ifadesini biraz açmak istedik.

Şöyle dedi.

4 ana ilkemiz var. Sayın Cumhurbaşkanımız sık sık dile getiriyor. Tek bayrak, tek  vatan, tek devlet, tek millet…

Bu ilkeye inanan bu ilkeyi benimseyen, bu ilke Türkiye’nin gerçeğidir diyen bu ilkenin etrafında toplanan herkese kapımız açık. Herkes partiye üye olabilir teşkilatlarda da görev alabilir. Görev almaları konusunda davet de edilebilir…”

Revi’ye yine sorduk.

Siz Trabzon için davet edecek misiniz?

Evet elbette… Tabi… dedi.

İPEKYOLU ÜNİVERSİTESİ MACERASI 

61saat olarak Trabzon’da iki binli yıllarda kurulan 2007 yılında arsa tahsisi(Akyası ve Gürbulak) yapılan ipek yolu vakıf üniversitesi ile ilgili olarak gelişmeleri kamuoyunu duyuruyoruz. 

O dönem bu güzel harekete maddi yardımları olup, vakfın kurucuları arasında yer alanları tek tek arıyoruz. Hemen hemen hepsi bir ismi işaretliyor. Mustafa Gür.

Gür, vakfın başkanı… Halen de öyle.

Vakıfta yer alan bir çok kurucu ortam, artık ipek yolu üniversitesinin kaderi ile ilgili gelişmelerden çok uzak. 

Kimi yüksek bedel ödemiş, kimi sembolik ama resmen gelişmeleri unutmuş. Herkes diyor ki, Mustafa Bey’den bilgi alabilir siniz?

Mustafa Gür, Ankara’da yaşıyor.

Emekli.

İpek yolu üniversitesi ile ilgili iki günden bu yana kamuoyu ile paylaştığımız bütün bilgileri Gür’ün bilgisine sunduk. Kendisi bize size döneceğim açıklama yapacağım dedi, İki gün geçti, sessizliğini sürdürüyor.

Mustafa Gür’e diyoruzki…

Gelin ipek yolu üniversitesi ile ilgili gelişmeler konusunda Trabzon kamuoyunu  bilgilendirin.

AKIL VERMESİN, TERSANE YAPSIN 

Trabzon’da ciddi faaliyetleri ile önemli bir STK var. Trabzon Sanayici ve girişimcileri iş adamları derneği. 

Kısa adı TSGİAD…. Dernek süreli olarak bir dergi de yayınlıyor. 

Derginin bu sayısında, Beşiktaş yönetim kurulu üyesi Araklılı hemşerimiz, Çamburnu’da tersane arazisi tahsisi üzerinde olan Ahmet Nur Çebi ile bir söyleşi var. 

Çebi, aslında bütün Trabzon’un bildiği istedi bir gerçeği gündeme getirmiş… Liman da kentsel dönüşünme uğramalı, yük limanı, Sürmene’ye taşınmalı. Trabzon limanı yolcu limanı ile eğlence yeri olarak planlanmalı.

Bu doğru bir tespit.

Artık Çömlekçi kentsel dönüşünde liman da bu dönüşüm içerisinde olmalı.

Çebi’nin liman ile ilgili önerisi şöyle;

“Evet Trabzon limanı tarihtir. Çömlekçi Mahallesi’nde nasıl bir kentsel dönüşüm yapılıyorsa limanda da yapılmalıdır. Trabzon limanı orada durur ama faaliyet amacı değiştirilebilir. Orayı turizm açısından kruvazör gemisi için bir liman yapabilirsiniz. İçersinde AVM’ler, kafeteryalar yaparsınız restoranlar olur. Yolcular iner alışveriş yapar yemeğini yer. O liman tertemiz şekilde kullanılabilir…”

Bir denizci olarak Çebi’nin bu tespitlerine katılıyor.

Ama Sayın Çebi’ye de hatırlatıyoruz.

Çamburnu’nda tersane yapacağım diye size arsa tahsisi yapıldı. Dolgu alan verildi. Sözünüzü yerine getirmediniz. 

Dediniz ki, tersane işi çöktü kriz var. Peki hala kriz devam mı ediyor? Dolgu alanına niye çimento silosu koyuyorsunuz….

Bunu sormak da biz Trabzonluların hakkı olsa gerek.

FINDIKTA ÜRETİCİ, KADERİNİ KENDİ BELİRLEYECEK 

Şu sıralar nereye gitsek, nerede otursak, nerede dertleşsek hemen vatandaşlar dert yanıyor.. “Ne olacak fındığın hali…Yazsanız ya…” 

Fındık konusunda konuşması gerekenler konuşmuyor, gazeteciler yazsın deniyor. 

Konuşacaklar önce konuşacak.

 Üretici sesini duyuracak. Tepkisini koyacak. Gazeteci de yazacak. Bunu rağmen yine de yazıyoruz. Yine de fındıktaki dramı dile getiriyoruz. 

Ben inanıyorum ki, sokakta fındıkla ilgili bize yapılan saundun yarısı iktidar milletvekillerine yapılsın, bir şeyler farklı olur. 

Üretici oyunu verdiği vekile, sıkıntısını her platformda dile getirmeli. 

Çekinmeden, korkmadan bu hakkı çünkü..
Bu arada Ankara’da fındığı fiyat veren irade ise ilginç bir değerlendirmede bulunuyor.

Fındık üreticisi tam üretici değil.

Hiç fındık tarlasına girmiyor. Yevmiye ile fındığının bakımını yapıyor toplatıyor. Kendi üretici gibi tarlada olmuyor. 

Ter akıtmıyor. Yüksek fiyat bekleyip, yan gelip yatıyor.

Bu değerlendirmede de haklılık payı yok değil.

Ama şu bir gerçek ki, yaşarken fındık üreticisi bir siyasinin değerini bilmedi.

Rahmetli Erbakan.

Ne demişti Erbakan.

Bu fındık İsrail’de üretilse, eczanede tane tane ilaç niyetine satılırdı.

Aynen öyle..