TRABZON CHP’DE DERİN KRİZ Mİ?

Önce, CHP’de Ekrem İmamoğlu’nun bölge gezisinden izlenimlerini almak için CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’yı aradık.

Kaya, özellikle Torul, G.Hane, Bayburt ve Erzurum’daki ilginin halkın İmamoğlu’na gösterdiği sevginin partide, İmamoğlu’nda ve kendilerinde müthiş bir sinerji yarattığını belirtti ve CHP’nin iktidar yolculuğunun başladığını söyledi.

Bu arada uzun zamandan bu yana kulağımıza gelen bir bilgi vardı.

Kaya’ya onu da sorduk. CHP kulislerinde konuşulan bir konu var…

İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu ile Milletvekili Ahmet Kaya arası limoni.

Böyle bir şey var mı?

Kaya’nın cevabı aynen şöyle oldu.

Benim hiç kimseyle aram limoni olmaz. Ben siyasette gönül koymak, konuları kişiselleştirmek doğru değildir.  Vatandaşa hizmet için çalışıyoruz. Yani  limoni gibi bir durum söz konusu değil, konuşuyoruz ediyoruz ama benim isteğim Trabzon’da daha hareketli bir çalışmalar olması.

Benim gördüğüm bazı eksiklikler var, bu konuyla ilgili ufak tefek fikir ayrılıklarımız var ama çözülmeyecek bir sıkıntımız yok ya da öyle bir kırgınlığımız yok.

Ama ben çıtayı yükseltmek istiyorum, ivmeyi artırmak istiyorum.

Trabzon siyasetinin çok daha iyi olmasını istiyorum. Tek derdim, isteğim bu. Bunun dışında hiçbir sıkıntımız, derdimiz yok. İl Başkanımız da o çerçeve de düşünüyor ama biraz daha harekete geçmek gerektiğini düşünüyorum. Orada biraz anlaşamamak oluyor belki. Düzelecek, düzelecek. Düzelmek zorunda. Toplum ve Trabzon bizden çok şey bekliyor ona layık olmak zorundayız.

Hiç birimizin kırılma, darılma ve bir birine küsme lüksünün olmadığını düşünüyorum.

Trabzon ve Türkiye bizden çok şey bekliyor. Bu bilinçte olmalıyız ve ona göre çalışmalıyız”

Kaya’nın bu ifadelerinden sonra yoruma fazla gerek yok.

UZUN BİR ARADAN SONRA…

Trabzonspor-Fenerbahçe maçı öncesi, uzun çok uzun bir aradan sonra bir ilk gerçekleşebilir.

Trabzonspor yönetimi, maça gelen Fenerbahçe’nin kafilesinde yer alan yöneticilere bir akşam yemeği verebilirmiş.

Ve hatta bu yemek, tesislerde bile olabilirmiş.

Eğer, böyle bir buluşma olursa bizim bir önerimiz var.

Müzede, yeri boş duran 2010-11 kupasının bulunduğu yerin fotoğrafının o yemek salonunda duvara asılması..

Bu arada böyle bir buluşmanın başkan Ahmet Ağaoğlu’nun kulüpler birliği başkanı olarak da misyonuna uygun olduğu yönünde görüşler var..

Ayrıca taraftarlarında birbirleriyle bir yemek organizasyonu düşüncesi var.

Görünen o ki çok hareketli bir hafta geçecek.

Trabzonspor’dan görüştüğümüz birkaç duayen böyle bir buluşma için henüz çok erken dedi.

Yönetime böyle bir düşüncesi varsa da yeniden fikrini gözden geçirmesini öneririz..

Siz ne düşünüyorsunuz?

TRABZONLU YÖNETMENİ KUTLARKEN…

Trabzon Sanat Evi Başkanı Adnan Taç, Antalya Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü kazanan Trabzonlu yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nu tebrik ederken şehrin futbol sevgisini laf etti…

Bunu çoğu zaman Taç yapıyor.. Toplumun sanat duyarlılığı ile futbol sevgisini karşılaştırmak, Trabzon özelinde çok doğru bir yöntem değil..

Tac’ın Pirselimoğlu’nu tebrik ederken kullandığı cümle şöyle..

“BİRİLERİ PATLAK MEŞİN TOPUN ŞAKŞAKCISI VE DESTEKCİSİ OLMAYA DEVAM ETSİN...

58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "En İyi Yönetmen" ödülününü kazanan ve bir çok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi olan Trabzon'un gururu yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nu tebrik ediyor, başarılarının daim olmasını diliyorum…”

BÜYÜKŞEHİR FORMULA YARIŞLARINDA…

Formula yarışları İstanbul’da yapıldı.

Trabzon’dan bir çok dostumuz da yarışları izlemek için bizzat İstanbul’a gitti.. Formula yarışlarını izleyenler arasından Büyükşehir belediyesinden de isimler vardı.. Strateji Daire Başkanı Zülfü Turan ile bir dönem Belediye başkan vekilliği yapan meclis üyesi Mehmet Karaoğlu ve Dernekpazar’ı eski ilçe başkanı Ersin Akyol da Formula’ya izleyenler arasındaydı..

Üçlünün Formula heyecanı sosyal medyalarına bu fotoğraf ile yansıdı..

SİBEL SUİÇMEZ YARIM BIRAKTIĞI…

Trabzon Baro seçimleri beklenen sonla neticelendi..

Sibel Suiçmez, yenilediği listesi ile seçimleri kazandı..

Kendisini ve ekibini tebrik ediyoruz.

Suiçmez’in seçim kazanmasındaki en büyük etken, mesleğin duayeni denilenlerin onu desteklemesi oldu.

Fikri farklı duayenler, 50’nin üzerinde yaşı olanlar, Suiçmez’e destek verdi.

Baro tabanını da etkiledi, yönlendirdi.. Suiçmez’in babası Ahmet Celal Ataman’ın da adı ve avukat camiasındaki saygınlığı seçimi etkileyen faktörler arasındaydı.

Ancak, bir noktaya dikkat çekelim..

Mahmut Yazıcı’nın son derece genç bir kadro ile oluşturduğu yönetim, gelecek baro seçimlerine damga vuracak gibi…

Genç avukatlar 143 oy farkla yani 72 delege ile seçim kaybetti..

Ki, bu baro camiasında olumlu bir gelişme olarak nitelendiriliyor.

Sibel Suiçmez 3. kez baro başkanı oldu..

Kongre salonunda Suiçmez’in bu baro başkanlığı son başkanlığı olarak nitelendirildi..

Ve salonda şu ilginç tespit yapıldı..

Sibel başkan artık yarım bıraktığı işi tamamlamalı..

Neyi yarım bırakmıştı Sibel başkan?  Siyaset..

Bir dönem DSP’nin Trabzon Belediye Başkan Adayı olan Suiçmez seçimi kaybedince, siyasete uzak durdu..

Artık Suiçmez, baro başkanlığı bittiğinde ya da bir erken genel seçimlerde siyasete girerek milletvekili adayı olabilir..

Bu da hakkıdır..

BİR BİLENDEN BARO SEÇİMİ YORUMU

Trabzon Barosu, pandemi nedeniyle ertelenen seçimli genel kurulunu dün olağanüstü seçimli genel kurul şeklinde gerçekleştirdi.

Mevcut başkan Av. Sibel Suiçmez, meslektaşlarının desteği ile üçüncü kez bu göreve layık görüldü.

Ancak seçimin geçen yıl gerçekleştirilememesi olağanüstü yapılmasından dolayı görev süresi bir sonraki olağan genel kurulun yapılacağı önümüzdeki seneye kadar olacak. Yani 1 yıllığına seçildi.

Baro seçimi ile alakalı olarak Ankara’dan AK Parti’nin bir bileniyle konuştuk.

Daha seçim yapılmadan “Sibel Suiçmez kazanacak, nedenlerini seçimden sonra konuşalım” dedi.

Seçimden sonra kendisiyle konuştuk. Seçim sürecinde diğer aday Av. Mahmut Yazıcı’nın ya da onu desteklediğini söyleyenlerin yaptığı yanlışları anlattı.

Nelerden mi bahsetti? Kısaca özetleyelim.

Özellikle sivil toplum kuruluşlarının seçimlerinde birçok aday “Ben AK Parti’nin adayıyım” ya da “O, AK Parti tarafından destekleniyor” söylem veya söylentileriyle sandığa gidiyor.

Meslek odalarında bu tutum çok hoş karşılanmıyor. AK Partili olan bile parti benim meslek odama üye isimleri ne kadar tanıyor da bu bizim adayımız deyip bizden o adaya oy istiyor tepkisi ortaya koyuyor.

Bir bilenin en çok eleştirdiği noktada şu: AK Parti’nin adayı diye gösterdikleri ya da birkaç AK Partili aktif siyasetçinin istediği isimler seçimde kaybedince kamuoyunda “AK Parti kaybetti” söyleminin yayılmasına neden oluyor. Bu da parti imajına zarar veriyor.

Burada ildeki ilgili kişilerin seçimden önce devreye girip “Biz siyaset yapıyoruz. Meslek odası seçimlerinde insanları A partisi, B partisi adayı gibi lanse etmeyi asla doğru bulmuyoruz. Bizim adayımız yok” açıklaması yapması gerektiğini savunuyor.

Mahmut Yazıcı’nın listesinde AK Parti Trabzon İl Yönetim Kurulu’ndan isim vardı. Sibel Suiçmez’in listesinde de İYİ Parti Ortahisar İlçe Başkanlığı’ndan isim var. Mahmut Yazıcı AK Parti adayı olarak lanse edilirken, kimse Sibel Suiçmez’e şu partinin bu partinin adayı demedi, diyemedi. Sibel Suiçmez’i tanıyan herkes muhalif bir duruşunun olduğunu bilir. Ancak hiçbir partinin desteğiyle de seçime girme ihtiyacı duymadı. Bunu seçim propagandasına malzeme yapmadı.

Ancak AK Parti’ye yakın isimlerin bunu bir ayrıcalık ve güç simgesi gibi görüp seçmeninden oy istemesi tepkiye neden oluyor. Bu sefer kendi görüşüne yakın üyelerin oylarını da alamıyor.

Bir bilenin Ankara’dan duyduğu ve genel kurul salonunda da konuşulan bir konu olmuş.

İddia o ki, bazı avukatlara size hakimlik sınavında referans oluruz denilerek oyları istenmiş. Gerçekten şaştık kaldık.

İşte bu söylem ve tutumlar değil karşıt görüş, AK Parti’ye yakın olan avukatlardan bile tepki almış. Bir bilen bu tepkinin sadece Trabzon Baro seçiminde değil, tüm STK’ların seçimlerinde aynı şekilde karşılarına çıktığını da ekledi. Örnek de verdi. ASKF seçimleri.

İzlenmesi gereken yolla ilgili de “naçizane” deyip şu tavsiyede bulundu: AK Parti meslek odalarında işini iyi yapan ve herkes tarafından sevilen, tanınan ve parti kimliğinden ziyade kendi kimliği ile ön plana çıkan isimleri bulup desteklemeli. Ama asla alenen desteklememeli. Kamuoyunda “AK Parti adayı” diye bir söylem gördüğünde bunu yalanlamalı. Eğer bunu yaparsa tepki almaz, yapmazsa kaybedilen her STK seçiminde kendi kurumsal imajına zarar vermeye devam eder.

Son olarak da ekliyor: AK Parti bir seçime girdiyse kazanır. 20 yıldır olduğu gibi. Kaybetmek ve AK Parti kelimelerini yan yana getirmek ancak bu partiyi kullananların işidir.