BİR ZAMANLAR TRABZON….

Şimdi sizleri çok gerilere değil, 70‘li yıllara götüreceğiz.

Beşirli sahilinin adı o zamanlar Holomana olarak anılırdı.

Ömür Gökçe Hacıalihafız’ın kaleminden Holomana ve bir zamanlar Trabzon…. Çok hoş bir geçmiş… Çok hoş bir anı… Hele fotoğraf… Daha yeni kaybettiğimiz Turgay Murtezaoğlu ve rahmetle anacağımız Orhan Kaynar ve zamanın gençleri… Genç kızları… Burada isterseniz sözü, Hacıalihafıza bırakalım…

2 AĞUSTOS 1973.

TRABZON HOLAMANA SAHİLİ .HELİM AGA' NIN ÇAY BAHÇESİNİN YANİNDA EMPERYAL GAZİNOSUNUN YAZLIK MEKANI.

O YILLARDA KEMERKAY'DA Kİ EMPERYAL GAZİNOSUNUN İŞLETMECİLERİ O ZAMANA KADAR TRABZON' DA OLMAYAN BİR KONSEPT MEKANA İMZA ATTILAR VE BÖYLECE BATİLİ TARZDA İLK "BEACH CLUB" KURULMUŞ OLDU.

MEKAN İKİ KATLİ İDİ .ÖN TARAFİNDAKİ BAHÇENİN DENİZKENARİNDA Kİ ÜSTÜ KAPALİ BÖLÜM RESTAURANT İDİ. HEM YEMEKLER YENİLİR İÇİLİR ,HEM DE BİRKAÇ BASAMAKLI MERDİVEN İLE KUMSALA İNİLİP DENİZE GİRİLİRDİ.AKŞAMLARİ MEKAN CLUP HAVASİNA BÜRÜNÜR GENÇLER GÜNÜN MÜZİKLERİ İLE DANS EDERDİ.HAFTA SONLARİ İSE CANLİ MÜZİK EŞLİĞİNDE PARTİ HAVASİ OLUŞUR .YEMEK VE İÇKİ EŞLİĞİNDE DANS EDİLİP EĞLENİLİRDİ.

NE YAZİK Kİ BU GÜZEL MEKANİN ÖMRÜ UZUN OLMADI.BİR KAÇ YİL İÇİNDE KAPANDI.

FOTOĞRAF;

AYAKTAKİLER SOLDAN,

ORHAN KAYNAR (foto ipek)

SÜHEYL VE MERİH ÖNEN KARDEŞLER(Doktor Süha Önen' in oğulları)

TURGAY MURTEZAOĞLU.

OTURANLAR SOLDAN;

BAHAR DERVİŞ (Trabzon İl Sağlik Müdürünün kızı)

GÜHER SARUHAN (Eczaci Salim Saruhan'in kızı)

SİMİN NUHOĞLU (Bozkurt Nuhoğlu'nun kız kardeşi)

HÜLYA SAĞNAK (Doktor Mürteza Sağnak' in kızı)

AYFER....... (Soyadı ve kimin kızı olduğu tanımlanamadı)

YASEMİN TUNCAY (Doktor Sermet Tuncay’ın kızı)

Not:

Fotoğraftaki gençlerden ,

Orhan Kaynar, Hülya Sağnak ve Turgay Murtezaoğlu bugün yaşamıyor. Turgay Murtezaoğlu’nun cenazesi dündü...

O ZAMANLAR ,1960 LARİN BAŞLARİNDA BELEDİYE TARAFİNDAN KURULAN UZUNKUM DA Kİ TRABZON' UN İLK PLANLI PLAJ TESİSİ UZUNKUM PLAJI İDİ. AYASOFYA YI BİRAZ GEÇİNCE SOLDA UÇSUZ BUCAKSİZ TÜTÜN TARLALARI SAĞ TARAFTA DENİZ VARDI.

BEYAZ BOYALİ UPUZUN DUVARİ VE MAVİ BOYALI KABİN KAPILARI OLAN ŞEHİR PLAJINA BELLİ BİR ÖDEME YAPİLARAK GİRİLİRDİ.GİRİŞTE SAĞ TARAF KADİN VE ÇOCUKLARA ,SOL TARAF KADİN ERKEK BERABER DENİZE GİRMEK İÇİN PLANLANMİŞTİ.İÇERİYE GİRİP ÖDEME YAPİNCA ÜZERİNDE NUMARA OLAN BİR ANAHTAR VERİLİR,HERKES KENDİ KABİNİNDE SOYUNUR KAPİSİNİ KİLİTLER SİMSİYAH RENKLİ KUMSALA İNERDİ.

YAZLARI HER AKŞAM "YARİN SABAH HAVA GÜNEŞLİ OLSUN "DUALARİ İLE YATAĞİMİZA GİRER, SABAH ERKENDEN UYANİP PENCEREDEN BAKAR, GÜNEŞ VARSA SEVİNÇDEN HAVALARA UÇARDİK.

OKUL ÖNCESİ YAŞLARDA,BÖYLE SABAHLARDA ,KAHVALTİMİZİ ALEL ACELE YAPTİKTAN SONRA ANNEM, İÇİNDE PLAJ MALZEMELERİ VE SANDVİÇLERİMİZİN OLDUĞU ÇANTASİNİ OMUZUNA ASAR,ELİMİZDEN TUTAR, ZEYTİNLİK MAHALLESİNDE Kİ EVİMİZDEN ÇIKIP POSTAHANENİN ÖNÜNDEN KALKAN UZUNKUM DOLMUŞLARİNA BİNER UZUNKUM PLAJİNA GİDERDİK.ÖĞLENE KADAR EŞ DOST,TANİDİK,AKRABA ÇOLUK ÇOCUK DENİZE GİRERDİK.

TRABZON ' UN ADETİDİR.

YAZLARİ GÜNEŞ OLMAZ.

GÜNEŞ OLSA, DENİZ DÜZGÜN OLMAZ.

İKİSİNİN BİRARADA OLDUĞU GÜN SAYİSİ BİR ELİN PARMAKLARİNİ GEÇMEZ.

SABAH ERKENDEN ÇARŞAF GİBİ OLAN DENİZ SAAT 10 DAN SONRA KIRIŞMAYA,KIPİRDANMAYA BAŞLAR. 11 DE KÜÇÜK DALGALAR OLUŞUR,ÖĞLEDEN SONRA HAVA KARARİR,DALGALAR BAAAAM,GÜMMM DİYE SAHİLİ DÖVMEYE BAŞLAR VE BU DURUM YİLLAAAR VE YİLLAR BOYU HİÇ DEĞİŞMEDEN DEVAM EDERDİ.

AMA BİZ ÇOCUKLAR İÇİN BÜTÜN BUNLAR HİÇ FARKETMEZ.UMURUMUZDA BİLE OLMAZDI.

ÖĞLEN SAAT BİRE KADAR DENİZ SEFAMİZ SÜRER .SONRA TÜM KADIN VE ÇOCUKLAR TOPLANİR DUŞLAR YAPİLİR.VE YOLUN KARŞİSİNA GEÇİP DOLMUŞ BEKLENMEYE BAŞLANİR.ÖĞLEDEN SONRA KADİN VE ÇOCUKLAR BÖLÜMÜ ERKEKLER PLAJİ OLUR.

DENİZDEN SONRA ÜZERİNDE DUŞ YAPTİĞİMİZ DEMİR IZGARALARİN ARASİNDAN SİMSİYAH KUMUN ÜZERİNDE YİLAN GİBİ SÜZÜLEN BLENDAX ŞAMPUANİNİN Ki O ŞAMPUAN HAYATİMİZDA GÖRDÜĞÜMÜZ VE KULLANDIĞIMIZ İLK ŞAMPUAN OLMA ÖZELLİĞİNE SAHİPTİR.BEYAZ HACIŞAKİR KALIP SABUNDAN ŞAMPUANA GEÇİŞ AŞAMAMIZIN UUTULMAZ FİGÜRÜDÜR.BEMBEYAZ KÖPÜKLERİ VE ORTASI İNCE MAVİ PLASTİK KUTUSUNDAKİ BLENDAX ŞAMPUANINİN MİS KOKUSU HİÇ AKLİMDAN ÇİKMAZ.

YAYLALARDA YAPILMASI GEREKENLER

İşte yaylalarla ilgili yapılması gereken acil iş.

Hatırladığım kadarı ile Erdoğan Bayraktar’ın döneminde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ülke genelinde yaylalarla ilgili bir düzenleme yaptı.

Bu düzenleme kanunlaştı da. Ancak CHP’nin Anayasa mahkemesine müracaatı ile kanun iptal edildi. Ve yaylalar başı boştu, başı boş kaldı.

Şimdi yapılacak olan nedir? Kaçak yapılan evet yıkılmalı. Ama, geriye dönük de bir şeyler yapılmalı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir çalışma yapmalı. Yaylalarda imar alanları otlaklar belirlenmeli. Yayla evleri için belli bir kat sınırlaması getirilmesi. Çok katlıların fazla katları yıkılmalı. Tip proje zorunluluğu olmalı. 

Beton binalara, ahşap giydirme  şartı getirilmeli. Vatandaşa ev kredisi verilmeli.  Milletin yıkımlar nedeni ile jurnalci olmasını önüne geçilmeli. Tezden, bakanlık olaya el atmalı. Yapanın yanında kar kalmamalı ama, yaylalarda huzur ve güven de sağlanmalı. Olaya siyasi bakıp, siyasi rant çıkarmamalı

KİMİN İÇİN OK YAYDAN ÇIKTI?

Ünlü iş adamı, Celil Hekimoğlu’na CHP’nin belediye başkan adaylığı önerebileceğine dair gelişme gündeme oturunca;

 -CHP’de de konuşulmaya başlandı.

Hekimoğlu adı da tabanda, sokakta ve aklı selim CHP’lilerin nezdinde de bayağı karşılık gördü.

Celil Hekimoğlu, kendi ile ilgili bu gelişme şehrin en çok konuşulan konusu olunca bir açıklama yaptı. Siyasette yokum dedi..

Yani, demesi gerektiğini dedi. Ortada fol yok yumurta yok. Öyle diyecek.

Şu bir gerçek ki, artık Hekimoğlu ne kadar ben siyasette yokum dese de siyasi kulvarlarda konuşulan önemli isim oldu, olacak.

Önceki gün önemli bir Ak Partili  etkili bir isim ile de  sohbet ederken, Celil Hekimoğlu’na kendilerinin de gittiğini, belediye başkanlığı için teklif yaptıklarını söyledi.

Demek ki, önümüzdeki günlerde Celil Hekimoğlu iradesi dışında, siyaseten şehrin gündemini belirleyecek.

Yani ok yaydan çıktı.

AH ŞU MUHALEFET ETMENİN HAZZI

Şu sıralar Trabzonspor’da ilginç bir durum var. Kulüpte gazeteci kimliği ile uzun süre görev yapanlar, gazeteciliğin temel mantığı olan “Muhalefet” etme ruhundan doğal olarak uzak kaldılar.

Dün da böyle, şimdi de böyle.

Şimdi de, Trabzonspor’un kurumsal birimlerinde gazeteciler görev yapıyor ve kulübe olan sorumluluklarını yerine getiriyorlar. Yarın kulüp ile ilişkilerini kestiklerinde gazeteciliğe döndüklerinde Trabzonspor ile ilgili eleştirilerinde dozu bile aşacak bir ruh haline bürünebilirler.

Bugün bu ruh hali birçok meslektaş da var. Ve muhalif olmanın dayanılmaz zevkini mutluluğunu yaşıyorlar. Kendileri kulüp profesyoneli olduğunda görmedikleri, duymadıkları birçok olayı somut durumu şimdi detaylı şekilde ele alıp, yol gösteriyorlar. Eleştiri yapıp, muhalefet ediyorlar.

Oysa, Trabzonspor’da her yönetim, karşılaştığı bir sorunu, geriye dönüp eskiler nasıl yapmış bakarlar ona göre pozisyon alırlar. Alınan bu pozisyon yönetimlerin özgün bir buluşu değil.

Kurumda görevliyken bu pozisyonları es geçenlerin şimdi kurum dışında sert tahlillerle muhalefet etmeleri, işte garip durum bu... Biz buna uzun yıllar bastırılmış muhalif fikrin özgürlüğe kavuşması ile muhalefet olmanın dayanılmaz zevkini yaşıyorlar diyoruz...

Hayırlı uğurlu olsun

TRABZONSPOR VE BORDO BERE

Trabzonspor taraftar gruplarının Bordo Bereliler adı altına tek çatıda toplanmalı, müthiş bir şeydir ve doğu olan yapılmıştır.

Bordo bere konusunda bir gerçeği de tespit edelim. Trabzonspor ve bordo bere konusunda gazeteci Kamil Ataman’ın aylar önce bir kampanyası olmuştu. Ataman yaptırdığı bordo bereleri başta Trabzonsporlu futbolcular olmak üzere yöneticilere hediye eder, bereyi taktırır fotoğraflayarak sosyal medyasında paylaşırdı.

Ataman'ın bu kampanyası ile bordo bere öyle ünlendi ki, o bereyi takmayan kalmamıştı... Futbolcusundan taraftarına. Bordo bere bir sembol olmuştu. Şimdi artık Trabzonspor’un malı.

VE NURİ AYDIN’IN İTİRAFI

Nuri Aydın CHP’de ve Trabzon’da sol düşüncenin hem bir bayraktarı hem de bir hafızasıdır. Ve O Nuri Aydan, hafıza adına bakın geçmişte yaşadığı bir anısını nasıl anlattı.. Anı hem çok ilginç hem de siyasette vefanın semt adı olmaktan öteye gitmediğinin gerçeği…

İşte Aydın’ın geçmişte yaşadığı…

Yıl 1977...

Trabzon CHP il başkanı Ertuğrul Atakan,

Merkez ilçe Başkanı Fuat Eyüboğlu idi.

Ben de İl gençlik kolları sekreteriydim.

Babamı çok iyi tanımalarının yanında,

Öğrenci olayları nedeniyle Adliye ile içli dışlıydım.

Süresi içerisinde seçmen kaydı yapılabiliyordu.

İl ve İlçe başkanıyla görüştüm,

KTÜ'de okuyan ne kadar öğrenci ve Devrimci arkadaşım varsa,

Gecelerce uyku uyumadan,

Seçmen kütüğüne kaydettirdim.

Bir ara sayının 7500 olduğunu hatırlıyorum.

CHP gençlik kolları olarak seçimi kontrolümüze geçirmiştik.

İnanılmaz bir çalışma yapmıştık.

Daha önce öğretmenlik yapan,

TÖB-DER hareketi içerisinde aktif olan,

Sonradan Hukuk Fakültesini bitiren Rahmi Kumaş,

Rahmi Kumaş

Önemli davalar kazanan başarılı bir Avukat olmuştu.

İlericiler içerisinde seviliyordu,

Ön seçimleri kazanması,

Milletvekili olması için,

TÖB-DER,DİSK'e bağlı sendikalar,

Demokratik kitle örgütleri hepsi seferber olmuştu.

Büyük bir imece ile CHP Trabzon’dan 4 Milletvekili çıkarttı.

4.Milletvekili Rahmi Kumaş'tı.

CHP Türkiye’de 213 Milletvekili çıkartmış ve 1. parti olmuştu.

CHP Hükümet oldu,

Senato seçimlerini kaybedince istifa eden,

Ecevit Hükümeti yerine,

Demirel'in başkanlığında,

Ülkemize büyük acılar yaşatan,

2.MC hükümeti kurulmuştu.

Bu Hükümet Ülkeyi Darbeye götürdü.

12-Eylül oldu bizler tutuklandık.

Çok zulümler gördük.

Sonuçta Trabzon askeri cezaevine konduk.

Kafamızda deli sorular.

Netleşmek istiyoruz.

Trabzonun en başarılı hukukçusu Rahmi Kumaş'tı.

Arkadaşlarla konuştuk ve onu çağırmaya karar verdik.

Eczacı olan Asiye ablam ziyaretime geldiğinde,

Durumu ona izah ettim.

Rahmi bey'i buraya istiyoruz dedim.

Ablam da "gider konuşur rica ederim" dedi.

Tekrar yanıma geldiğinde,

Durumu sordum.

Gittim yanına,

İsteğinizi ilettim ama,

Rahmi bey gelemeyeceğini söyledi.

Nedenini sorduğumda,

"Yanlış anlaşılır"dediğini söyledi.

Tabi moralmen çok olumsuz etkilenmiştik

O ara eski Giresun TİP İl başkanı, Sonradan Giresun Baro başkanı olan,

Av.Şansal Dikmen de tutuklanarak cezaevine getirilmişti.

Hukuksal bütün sorunlarımızı çözümlüyordu.

Lakin, Büyük mücadelesini verdiğimiz Av.Rahmi Kumaş, En zor anımızda bizi terk ediyordu

 Trabzon barosu avukatlarından, Merhum Av.Cihan Atasoy'u, Av.İlhami Algan'ı,merhum Av.Hasan Çavuşoğlu'nu, Buradan bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Ücret almadan taa Erzincanlara kadar gelerek, Bizlerin davalarını yiğitçe savundular

Ölenleri anıyoruz, Kalanlara Devrimci selamlarımızı iletiyoruz

Gün geldi Erzincan 2 nolu Sıkıyönetim mahkemesi kararıyla, İrfan Öztürk,Musa Yavuzyılmaz ve ben tahliye olduk.

Trabzona geldiğimde,mahallem Ganitada, Akraba,dost,arkadaşlarımızdan oluşan, Görkemli,coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandım.

Evimiz günlerce ziyaretçi akınına uğradı.

Bir ara fırsat yarattım, THK binasında büroları olan, Av.İlhami Algan'a ve Av.Hasan Çavuşoğluna, Teşekkür ziyaretine gittim.

İlhami abiden sonra üst katındaki, Av.Rahmi Kumaş'ın bitişiğindeki, Av.Hasan Çavuşoğlu'na uğradım,

Kendisine müteşekkür olduğumuzu bildirdim, Sarıldım,teşekkür ettim ve ayrıldım,

Tam asansöre binecekken, Av.Rahmi Kumaş ile karşılaştım.

"haber yolladım abi neden gelmedin.?"diyemedim kendisine, İltifatlar etti geçmiş olsun dileklerini iletti,

Babana selam söyle,bu akşam sizin eve, Geçmiş olsun ziyaretine geleceğim..dedi. "Abi sakın gelme"dedim, Neden.? dedi..

Sadece "Yanlış anlaşılır." diyebildim