TRABZON’U REZİL ETTİRMEYİN 
Trabzon’da güçlü bir platform kurulacağı haberini dün yine bu sütunlardan duyurmuştuk. 

Gerçekten Trabzon’un artık bir olması beraber olması gerekir. 

İktidarıyla, muhalefetiyle bir olması gerekir. Önceleri bu birliktelik vardı. 

Dönemin Bakanı Sayın Faruk Özak, Trabzon’da 6 ayda bir tüm siyasi partilerin sivil tolum kuruluşlarının üniversitenin ve şehrin önde gelenlerinin katılımı ile TTSO’da toplantılar düzenler eksikleri tespit eder 6 aylık süreçte yapılıp yapılamayanlar bir sonraki toplantıda gündeme gelirdi. 

Sonraları maalesef bırakın tüm çevreleri iktidar partisi kendi arasında oturup Trabzon’un sorunlarını tartıştığı bir toplantı Organize ettiğini göremedik. Bakanlarımız Erdoğan Bayraktar ve Süleyman Soylu sürekli olarak şehre bir şeyler katmanın mücadelesini verirken belli çevreler ise dedikodu peşine, ayrıştırma peşine koştu, kriz üstüne kriz çıktı. 

Hele bu son dönem.

Gelen hizmetleri kendileri tartışır hale geldiler, ben yaptım sen yaptın diye kendi aralarında yarışa tutuştular. 

Ama artık yeter. 

Evet Trabzon artık rezil olmak istemiyor. Dışarda büyük bir güz olan Trabzon içeride darmadağın gözükmek istemiyor.  

İstanbul’da gerçekleştirilen Rezalet Trabzon günleriyle aphaçhilerin kurbanı olmak istemiyor. 

Kendini bilmez birkaç belediye başkanının ve siyasetçinin Trabzon ile ilgili boş mesnetsiz kışkırtıcı küçük düşürücü lafları karşısında ezilmek istemiyor. 

Ayıptır bu şehri yerin dibine soktular ne siyasilerden ne bürokrasiden adam gibi ses çıkaran yok. 

Sonra bize her yer Trabzon naraları. Yazık günah, bu kadim şehri ne hale düşürdüler. 
Artık bu platform kurulsun ve Trabzon’un sahipsiz olmadığını partili partisiz herkes görsün. 

RANT, DOLMUŞ  VE ZORLUOĞLU 

Öncelikle aşağıdaki bu fotoğrafa çok iyi bakın. Trabzon’da vatandaş bu halde. Har gün sabah ve akşam bu fotoğraf şehrin orta yerinde. Halk saatlerce dolmuş kuyruğunda . 
Evet dolmuşlar yetersiz ama belediye…

Ulaşım A.Ş. Artık kolları sıvamalı. 

Eğer siz vatandaşa şehrin merkezinden, meydan veya civarından nüfus yoğunluğunun kalabalık olduğu bölgelere belediye otobüslerinin durak yerlerini koymaz iseniz, Kahramanmaraş’ı sadece dolmuşların himayesine bırakırsanız, vatandaşa git sahilden bin, git Arafilboy’dan bin derseniz, veya nereden bineceğini anlatmazsanız ,göstermezseniz olacağı budur. 

Sizin önceliğiniz bilboardlara kahvaltı reklamı vermek değildir. Öncelik zaruri ihtiyaçlardır. Millet evine gitmeye dolmuş otobüs bulamazken kahvaltı yerini ne yapsın. Eyvallah yaptığınız iş güzel emeğe saygı sonsuz ama öncelik bu değil. 

‘Havalimanı güzergahını belediye otobüsleri şu saatler arasında şuradan kalkmaktadır.’
‘Yıldızlı’ya otobüslerimiz şu saatte şuradan kalkmaktadır.’ 

‘KTÜ Tıp Fakültesi’ne Farabi Hastanesi’ne otobüslerimiz şuradan su saatte kalkmaktadır.’ 

Veya ulaşım saatlerinin yer aldığı genel bir ilan koyamaz mısınız. 

Gelelim bu dolmuş meselesine, fotoğrafta gördüğünüz gibi yetmiyor…

Yetmiyor… Yetmiyor…. 

Gidin bakın, Boztepe durağı, Farabi Hastanesi durağı, Havalimanı durağı, Fatih durağı…
Vatandaş her gün çile çekiyor çile… 
Bazıları kalkmış özel firmalara para kazandıracak göstermelik hizmetler peşinde koşuyorsunuz. 

Başkanı da ‘Bunlar zaruri’ diye belki de yanlış yönlendiriyorsunuz.
Sayın Başkan Murat Zorluoğlu, Trabzon’da bir toplu taşıma sorunu vardır. Dolmuş sistemi değişecekse dolmuş sayısı arttırılmalıdır, ortak sayısının artmasına gerek yok ki?
Yeni bir krize ne gerek var ki?
Zaten dolmuşlar yetmiyor neden araç sayısını düşürme yoluna gidiyorsunuz.
Araç sayısı aynı kalsın, ortak sayısı aynı kalsın, kapasitenin iki katına çıkacağı tek renk ve tip araçlar önerilsin. 
Ama şu sıralar ‘Özellikle bir firmanın şoför esnafına dayatıldığı’ yönünde duyumlar alıyoruz. 

Belki sizin haberiniz olmadan bazı firmalar birileri ile görüşmüş olabilir. 
Sakın bir firmayı zengin etmek bir firmaya 500 araç satışını aynı anda yapmak için birilerinin 3-5 milyonu cebine indirme amaçları olduğunu duymazdan gelmeyin. 
Bizden demesi, burası Trabzon, maalesef her değişim sancılıdır ama işin içinde milyonlar olunca adı ranta dönüşür. 

TRABZON KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ UNUTUN
Trabzon’da Zağnos Vadisi, Tabakhane Vadisi ile başlayan Kentsel Dönüşüm furyası, Çömlekçi ve Pazarkapı, Narlıbahçe ile devam etmişti. Ancak içerisinde bulunduğumuz ortamda Kentsel Dönüşüm Planlarından bir bir vaz geçiliyor. Öyleki Narlıbahçe Kentsel Dönüşüm kapsamından çıkarıldı, Çömlekçi’nin 9 hektara düşürüldü, Beşikdüzü’ndeki bölgede de Kentsel Dönüşümden çıkarıldı. Şimdi sırada Çarşıbaşı ve Şalpazarı var. 
Neyse bu durum ilçelere giderek yayılıyor. Yani daha önce Kentsel Dönüşüm alanı ilan edilen yerler bir bir çıkarılacak. Ortahisar Belediyesi hatırlanacağı üzere Kentsel Dönüşüm için şirket kurmuştu. Bu şirket aracılığı ile müteahhitler ve vatandaşlar arasında aracı görevi görülecek. 

Trabzon’da gelecek dönemde de Kentsel Dönüşümde ilerleme olmayacağını ifade edelim. İlk etapta mevcut yerlerin dönüşümü sağlanacak. Buralarda Çömlekçi’nin kalan 9 hektarlık alanı ve Pazarkapı Mahallesi… 
Peki Trabzon Büyükşehir Belediyesi bu alanlar haricinde önümüzdeki 5 yıl hiç mi Kentsel Dönüşüm yapmayacak?

Yapacak ama sadece 5 hektarlık bir alan. Çömlekçi’de şu anda mevcutta 9 hektarlık alan yapılırken 5 hektarın küçüklüğünü siz düşünün..  Bu 5 hektarlık alanda Trabzon Büyükşehir Belediyesinin 5 yıllık Stratejik Planına yazıldığını da sözlerimize ekleyelim.. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’da, “Kentsel Dönüşüm konusunda 5 hektarlık yeni bir alan ön gördük. Öyle çok büyük alanları Kentsel Dönüşüme tabi tutacağız diye bir iddiamız yok. Mevcudu tamamlaya gayret ediyoruz. Mevcudumuz Çömlekçi ve Pazarkapı’dır. İlave olarak bir 5 hektar daha koyduk 5 yıllık süreçte. Ona göre hareket edeceğiz” ifadelerini kullandı.

DSİ BAŞINA ÖYLE BİR İŞ AÇTI Kİ 
DSİ 22. Bölge müdürlüğü başına öyle bir iş açtı ki sormayın. 
belgeleri gören bir daha, bir daha bakıyor. Her yıl çok sayıda vatandaşımızı dere yataklarının doldurulması ve yanlış kullanımı nedeniyle kaybederken DSİ’nin izniyle Trabzon’da bir dere yatağı ağzına kadar hafriyat doldurulmuş. 

Hafriyatın miktarı binlerce kamyon. Sonra DSİ ‘Pardon’ deyip derhal boşaltılması gerekir diye bir yazı daha yazmış. 

Büyükşehir harekete geçmiş, dere yatağını dolduran firmaya yatağı boşalt demiş. 

Cezasını kesmiş, boşaltmazsan ben boşaltır yüzde 20 fazlasını senden alırım demiş. 

Sonra ne mi olmuş, yatağın dolmasına izin veren dolduktan sonra pardon diyen DSİ ardından aynı dere yatağı için bir proje daha onaylamış. 

Konu Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na hatta Cumhurbaşkanlığına kadar iletilmiş. 
Detayları ve derenin eski yeni halinin yer aldığı görüntüler ise dehşet verici. 
Detayları geldikçe konuyu sizlere aktarmaya devam edeceğiz. 

İŞTE TRABZONSPOR’UN PİYASAYA OLAN BORCU!

Trabzonspor’da Ahmet Ağaoğlu ve yönetimi göreve geldikleri günden itibaren borcu azaltabilmek için ellerinden geleni yapıyor demekte bir sakınca yoktur. 

Tesisleri yenileyen, ek idari bina yapan, sahaları düzenleyen, a takım binasını tamamen değiştiren, 1461 Trabzon binasını revizyona sokan, Bordo Mavililer bu süreç içerisinde yaptığı harcamaların büyük bir bölümünü sponsorlara ödetmiş.

Türkiye genelindeki firmalarla kontaklı çalışan Bordo Mavililer bu süreçte piyasaya neredeyse hiç borçlanmamış.

Yaptığımız araştırmalar neticesinde göreve gelen Ağaoğlu yönetimi gelir gelmez 12 milyon 500 bin TL gibi bir piyasa borçlanmasını kucağında bulmuştu.

1,5 sezonu geride bırakan yönetim bu süreçte borcu 2 milyon 500 bin TL’ye indirmiş.

Muhtemelen de sezon sonuna kadar bu borçlanmanın da bitirileceği ifade ediliyor. 

TRABZONSPOR’UN EN BÜYÜK EKSİĞİ!

Trabzonspor’da bir sakatlık belasıdır aldı başını gidiyor.

Son olarak Novak ve Yusuf Sarı sakatlığa kurban verildi. 

Takıma şöyle bir baştan bakıldığında sakatlık yaşamayan oyuncu sayısı oldukça az. Hatta isimleri de söyleyelim Sörloth, Uğurcan, Hüseyin Türkmen, Campi, Abdurrahim, Pereira , Doğan, Cambaz, Nwakaeme, ve Donis sakatlık yaşamadı. 

Toplamda bu sayı 10’u buluyor as oyunculara bakıldığında ise 5 oyuncuya denk geliyor. 

Yani 25 kişilik kadroda 15 oyuncu sakatlıklar yaşadı ve bu sakatlıkların kimisi 1 ayı kimisi ise 6 ayı buldu. 

Bu kadar sakatlığın yaşandığı bir noktada Trabzonspor Kulübü hala daha sağlık merkezi kurmak için adımlar atmaması insanı hayrete düşürüyor. 

Milyonlarca Euro değer biçilen oyuncuların birisi Almanya’ya emanet edilmiş, birisi özel fizyoterapistine diğeri ise İstanbul’daki doktorlara…

Evet, Trabzonspor doktorunun yükü baya ağır. Ancak bunu kolaylatmak daha da mümkün olabilir. Fizyoterapistlerin az olduğunu ve takıma yetmediklerini görüyoruz buradaki sayının da çoğaltılaması ve daha sağlıklı bir ortam kurulmasının vakti geldi de geçiyor. 

Aslan yattığı yerden belli olur derler ye, Trabzonspor’da da nasıl tesisler yenilendiyse sahalar yenilendiyse sağlık kurulunun daha verimli çalışması için ortamının yenilenmesi gerekiyor.